Alevi Enstitüsü eski başkanı Prof. Cengiz Güleç, Anadolu Alevilerinin Suriye’deki son gelişmelerde Esad rejiminden yana tavır almalarını ‘Mesele sadece inançsal değil, ideolojik. Alevilerin çoğu sol ideolojiye yakındır. Baas da sol renkli bir rejim. Filistin konusunda da en çok direnen ülke. Bence de Ortadoğu’da anti emperyalist son kaleyi yıkıyorlar’ sözleriyle özetliyor.
Akşam gazetesinden Şenay Yıldız’ın sorularını yanıtlayan Güleç, Anadolu Aleviliği ve Nusayrilik arasındaki farkları anlattı.
NUSAYRİLER DAHA KATI
Nusayrilerle Anadolu Alevileri arasındaki fark nedir?
Nusayrilerin yaklaşık nüfuslarının 1 milyon civarında olduğu varsayılır. Ağırlıklı olarak Tarsus, Adana, Samandağı, Mersin, Antakya’da yaşarlar ve kendilerini daha has Alevi kabul ederler. Arap soyundan geldikleri ve Hz. Ali de Arap olduğu için, Ehlibeyit soyundan gelme ve seyitlik meselesinde daha doğrudan bir ata ilişkisi kurarlar. Nusayrilerde kutsal silsile, hiyerarşik yapı daha katı. Cemlere katılım orijinali itibariyle yabancıya kapalıdır ama bugün bizde artık yabancı da Cem’e giriyor. Oradaki cemlerde kadın ve erkek ayrı ayrı; bizde değil. Nusayrilik’te sır meselesi çok önemli.
40 KAPI 40 MAKAM
Bu Bektaşilik’te 4 kapı 40 makam meselesinde de var. Yani sadece Alevi ana babadan doğmak yetmiyor. Bir toplulukta yetişkin bir Alevi kabul edilmek için tarikat kapısına girmeniz gerekir. O inançta kamilleştikçe olgunlaşma düzeyine uygun sırlar da mürşitler tarafından verilir. Nusayrilikte bunlar daha sıkı tutuluyor. Sünni İslam’la ortak fikir ve inançları daha sıkı, daha yaygındır. Mesela Nusayriler arasında Sünni İslam’ın oruç, namaz, hacca gitmek gibi ritüellerine sıkça rastlarız. Anadolu’da Türkmen Sivas’ta, Isparta’da, Burdur’da, Balıkesir’de Alevi köylerinde ‘Dem’ adı altında dedenin desturuyla belli dozda alkollü içki içilir. Nusayrilerde bu kesinlikle yok. Hz. Ali figürünün önemi açısından da büyük bir fark var.
HZ. ALİ TANRISAL
Nasıl bir fark var Hz. Ali bakımından?
Irak’ta da, Suriye’de de ‘Aliullah’, yani ‘Ali Allah’ kavramı var. Anadolu Aleviliği’nde Ali çok önemli olmakla beraber, Allah’la özdeş bir figür değil. ‘Hak, Muhammed, Ali’ üçlemesi, birlik/tevhit diye bilinir. Bizim için Ali velidir, velayet makamının piridir. Nusayrilerdekiyse tanrısallaşmış bir figürdür. Bu Irak ve Kakailerde de böyledir. Sonuçta, temel teolojik konularda farklılıklar olmakla beraber –etnik aidiyeti ne olursa olsun- Alevilikte 3 ortak ilke var: Eline, diline, beline sahip çık.
Alevilik neden bu kadar farklılık gösteriyor?
Bizim bugün Alevilik dediğimiz inanç topluluklarının homojenize olması neredeyse 16’ncı, 17’nci yüzyıldan sonradır. Atalarına, öncülerine baktığınız zaman Melamilik, Kalenderilik, Haydarilik gibi Hıristiyan heteredoks grupların da dahil olduğu- çok değişik heteredoks gruplardır. Osmanlı’nın son dönemlerinde Anadolu’ya baktığınız zaman bugün bizim İslamcıların iddia ettiği gibi bir yapı değil; heterodoks inanç gruplarını görürsünüz. Anadolu halk İslam’ı son derece gevşekti. Bu nedenle Alevi ve Sünni köyleri yan yana yüzyıllarca yaşayabildi. Bugünkü Diyanet’in veya radikal İslamcıların temsil ettiği İslam’la hiçbir ilgisi yoktu. O nedenle Anadolu Müslümanlığı diye farklı bir İslam türünden bahsetmek bile mümkün. Anadolu 12, 13’üncü yüzyıldan Cumhuriyet’in ortalarına kadar heteredoks topluluklar cennetidir.
Alevilerle İran Şiileri arasında nasıl bir ilişki var?
Ehlibeyt, Hz. Ali, 12 İmam meselesine bağlılık dışında Anadolu Alevilerinin Şiilikle hemen hemen hiçbir ortak noktaları yoktur. Biz bugün Vahabilik veya Selefilik gibi Sünniliğin en Ortodoks yorumunu rahatsız edici buluyorsak, Şiiliğin yorumu da bundan farklı değil. Şiiliğin temel dayanağı imam meselesidir. İmamlara da tanrısallık atfedilir, Hz. Ali ve onun soyundan gelenlerin siyasal erk sahibi, hüküm verici olma iddiası, arzusu 7’inci yüzyıldan beri vardır ve bunlar dönem dönem İran’da yaşamıştır. Şu anda da o tarihi geleneğin bir parçasını görüyoruz. Anadolu Aleviliği’nde siyaset ve din arasında böyle bir ilişki yoktur.