Meclis’e yürüyen Dersimliler, Soykırımın başlamasına vesile yapılan “Tunceli Kanunu”nun yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılmasını amaçlayacak yeni bir “Dersim Kanunu” çıkarılmasını istedi.
Ankara Dersimliler Derneği, Dersim Mağdurları Platformu ve Dersim 37-38 Ortak Bellek Platformu üyeleri, Dersim katliamının 77. yıl dönümüne ilişkin Güvenpark’tan Meclis Dikmen Kapısı’na yürüyüş gerçekleştirdi.
Yürüyüşte “Toprağa kefensiz düşenlerimiz karanlığı aydınlatan ışığımızdır” pankartı açılırken, sık sık “Dersim’i unutma unutturma”, “Arşivler açılsın hesap verilsin”, “Munzur özgürdür özgür akacak”, “Dersim Kürt’tür Kürt kalacak sloganları atıldı. Yürüyüşte ayrıca “Kayıp kızlarımız nerde?”, “Kefensizlerin kefenini giydik” dövizleri de taşındı. Açıklamaya HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün ve çok sayıda kurum temsilcisi de destek verdi. Meclis Dikmen Kapısı’nda polisin yoğun güvenlik önlemleri altında ortak açıklamayı yapan Yaşar Kılavuz, tarihler 4 Mayıs 1937’yi gösterdiğinde cellatlar tarafından tarihsel bir kinin imzasının vicdanlara konulduğunu belirterek, egemenlerin düşman gördüğü Dersim için ölüm fermanının verildiğini hatırlattı.
ÖLÜM FERMANI BUGÜN DE DEVAM EDİYOR
Hitler döneminden sonra Almanya Başbakanı olan Williy Brand’ın Yahudi anıtı önünde diz çökerek, Yahudilerden özür dilediğini hatırlatan Kılavuz, dünya’da bunun gibi birçok örneğinin olmasına rağmen Dersim katliamını yok sayanların bu tavırlarının hak ve hakkaniyetle bağdaşmadığına dikkat çekti. Kılavuz, 4 Mayıs 1937’de dönemin hükümetin tarafından çıkarılan “Tunceli Tenkil Harekâtı”na dair kararın Dersim halkının ölüm fermanı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Tarihte benzerine rastlanmayan bir soykırım ve katliamdı bu. Ana karnında süngülenen bebelerle, genç yaşlı on binlerce Dersimli katledildi. Dersim’in onurlu kadınları cellatların eline geçmemek için kendilerini uçurumdan attılar. 4 Mayıs’ta zamanın hükümeti tarafından verilen ölüm fermanı bugün de devam etmektedir. Dünden bugüne çok acılar yaşadık. On binlerce insanımızı toprağa kefensiz gömdük. Soyuna düşman, geleceği olmayan bir nesil yaratıldı.”
4 MAYIS SULARIMIZIN KAN AKTIĞI GÜNDÜR
Asimilasyon politikalarını tüm hızıyla devam ettiğine dikkat çeken, Kılavuz, “Bir yandan inancımız yok edilemeye çalışılırken, bir yandan da dilimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Munzur üzerinde yapılan barajlar ile kutsal mekânlarımız sular altında kalmıştır. Sular altında kalan bütün Dersim’i var eden kültürümüz, doğal yaşam alanlarımızdır. Bu coğrafyada barışın egemen kılınmasını istiyorlarsa, hükmedenler kendi kirli geçmişleri ile yüzleşmelidir. Cumhuriyet tarihinde yüzleşmenin merkezinde Dersim soykırımı katliamı durmaktadır. 4 Mayıs kara vicdanların tarihe düştüğü kara bir gündür. 4 Mayıs sularımızın kan aktığı gündür. Bilinmelidir ki Dersimliler bu acıları unutmadı, unutmayacaktır” diye konuştu.
TALEPLER
Kılavuz, TBMM’de “Tunceli Kanunu” ile yaptığı tüm yanlışlarına karşılık yeni bir Dersim Kanunu’nun çıkarılarak, yerine getirilmesi gereken talepleri şu şekilde sıraladı:
“* Dersim’de bir insanlık müzesi kurulmalı ve müzenin bir bölümü arşiv ve dokümantasyon merkezine ayrılmalı,
* Dersim’de katliam yerlerine anıtlar dikilmeli,
*Zorla alınanve hizmetçi yapılan kızlarımızın tam listesi açıklanmalı.
*Dersim ismi geri verilmeli,
*Seyit Rıza ile birlikte idam edilenlerin mezar yerleri açıklanmalı,