İSTANBUL (DİHA) – “Maraş Katliamı ve Kültürel Soykırım” konulu konferansın ikinci oturumunda söz alan gazeteci çevirmen Mazlum Doğan, Maraşlıların katliamından sonra 20 yılda asimile olduklarını belirterek, Cumhuriyet döneminin en büyük mağdurunun Kürtçe olduğunu söyledi. Gazeteci yazar Şükrü Yıldız ise, Maraş’ın etnik ve kimliksel olarak arındırılmasının kültürel soykırım olduğunu ifade etti.
Levh-î Kalem Alevi Fikir Topluluğu ve Avrupa Maraş Girişimi’nin İstanbul Okmeydanı Cemevinde, “Maraş Katliamı ve Kültürel Soykırım” konulu konferans, ‘Maraş’ta kültürel soykırım’ adlı ikinci oturumla devam etti. Gazeteci yazar Şükrü Yıldız, Akademisyen Sema Özveren, yönetmen Zeynel Doğan, eğitimci yazar Mehmet Kömür, gazeteci çevirmen Mazlum Doğan’ın konuşmacı olarak katıldığı oturumda ilk sözü Akademisyen Sema Özveren aldı. Özveren, Elbistan’ın Kantarma köyünde alevi aileleri ve alevi dedeleri ile yaptığı görüşmelerden yola çıkarak Alevi kültürünün unutulmaya yüz tutan yönlerini dile getirdi.
‘Kendi kültürümüzden kaçıyoruz’
Ardından söz alan eğitimci yazar Mehmet Kömür, Maraş’ın ne ilk ne de son katliam olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, Maraş katliamının kodlarını Dersim’de Koçgiri’de aramak gerektiğini ifade etti. Maraş’ta birçok toplumsal olay yaşandığını ve her defasında şiddetle bastırıldığını dile getiren Kömür, yeni katliamları engellemek için neler yapmak gerektiğinin üzerinde durulması gerektiğini kaydetti. Kömür, “Biz mutlaka dünü iyi anlamalıyız ki önümüzdeki süreci anlayabilelim. Sistem şunu yapar, önce yok etmeye çalışır daha sonra da gözden düşürmeye çalışır. Bizde zaman zaman bu oyuna geliyoruz ve kendi kültürümüzden hızla kaçıyoruz. Topraklarımızı boşaltmakla kalmadık inançlarımızı, değerlerimizi her şeyimizi kaybettik” diye konuştu.
‘Maraş katliamı tekerrür ediyor’
Elbistan’da büyüdüğünü daha sonrada Diyarbakır’a yerleştiğini belirten Yönetmen Zeynel Doğan, Elbistan’da yaşadıkları sırada devlet kurumları ile hiçbir ilişkilerinin olmadığını belirtti. Doğan, “Belki de bu halimiz çok fazla işlerine yaramadı. Yani devletle barışık olmayan, alışverişi olmayan iktidarı bu kadar sevmeyen ama sosyal ve kültürel yaşamda son derece zengin olan Aleviler sorundu. Dolayısıyla Aleviler öyle bir katliamla engellenecek, susturulacaktı” diye konuştu. Diyarbakır’a gelen Ezidiler’in yaşadıklarını Maraş’ta yaşanan katliama çok benzettiğini belirten Doğan, “Maraş katliamı tekerrür ediyor, bunlara tepki göstermediğimiz sürece de devam edecek” dedi.
‘En büyük mağdur Kürtçe’
Gazeteci çevirmen Mazlum Doğan ise, Maraş katliamının failinin tartışmasız olarak devlet olduğunu belirterek başladığı konuşmasında Kürtçenin zenginlikleri hakkında konuştu. Maraş katliamından sonra 20 yılda asimile olduklarını belirten Doğan, “Kürtçe bir inci farkında değilsiniz Maraş Kürtçesinin en büyük düşmanı yine Maraş’ı Kürtlerin kendisi. Cumhuriyet döneminin en büyük mağduru bence Kürtçe’dir. Çünkü bizler Aleviliğimizi inci gibi sakladık ama Kürtçemizi bir yara gibi sakladık. Kürtçe bizim için her zaman bir çıban gibi durdu” diye konuştu. Maraşlı Kürtler’in Kürtçelerinden utandığını belirten Doğan, Maraşlıların melez Kürtçe gerekçesiyle kendi Kürtçelerini küçümsediklerini kaydetti.
Maraş’ta yapılan kültürel soykırımdı’
Ardından söz alan gazeteci yazar Şükrü Yıldız, darbecilerin övünerek kamuoyuyla paylaştıkları ‘Biz bu ülkede 3 K’yı ortadan kaldırdık. Bunlar ülkemiz için tehditti ve biz bu tehdide son verdik’ dediklerini aktardı. Yıldız, “3 K ile kastettikleri bu toplumun Kürt kimliğiydi, Kızılbaştı ve solda atan yüreğiydi. Maraş’ta katledilmek istenen bu 3 K aslında Maraş’ın kültürel dokusunun da kendisidir” ifadelerini kullandı. Maraş katliamı ile yaşatılmak istenenin Alevi ve Kürt kimliklerinden arındırılmış bir Maraş olduğunu söyleyen Yıldız, bölgenin etnik ve kimliksel olarak arındırılmasının kültürel soykırım olduğunu belirtti. Bu soykırımın uluslararası hukukta soykırım suçu sayıldığını dile getiren Yıldız, “Bu dava yeniden davalar açılacak, çünkü soykırım suçları zamanaşımı kapsamında değildir. Alevilerin ne kadar katili varsa, Aleviler ile ilgili ne kadar dava varsa hep zamanaşımı kapsamında temize çıkarılmıştır ve bu katiller de ödüllendirilmiştir. Ama uluslararası hukuk ne diyor? Zamanaşımı kapsamına giren davalar zamanaşımına tabii değildirler. Sivas, Maraş, Çorum’da yaşananlar tekrar dava konusu haline getirilebilir” diye konuştu.
(rçk/mö)