8 Şubat 2015, pazar günü AVF, ABF, ADF, PSAKD ve Eğitim-Sen’in çağrısıyla Aleviler Kadıköy Meydanı’nda buluşuyorlar. Tüm Alevi kurum ve kuruluşlarının -kimisinin haklı eleştirilerine rağmen- desteklerini açıklamış olmaları, ilk kez farklı kesimlerden Alevilerin aynı sorunsallık üzerinde birlikte hareket ettikleri bir resim ortaya çıkarıyor.
Bu resimde özellikle Eğitim-Sen’in yer alması da farklı bir açıdan bu birlikte hareket etme, birlikte mücadele etme durumunu daha da anlamlı hale getiriyor.
Alevilerin kendi sorunlarını, sürekli kendilerinden başkasının sahip çıkmadığını düşündüğü bir dönemsellik içinde, “Laik, demokratik, anadilde eğitim” sloganıyla sokağa inen Alevilere öğretmenlerin, örgütleyici düzeyinde destek vermesi büyük bir motifasyon sağlıyor. Özelliklede 13 Şubat’ta 3 gün boykot çağrısı yapmış olması, Alevilerin bu talebine Türkiye’nin tüm bölgelerinde sahiplenmesini birlikte getiren önemli bir değişimin başlangını haber veriyor.
Bu anlamda 8 Şubat mitingi ciddi bir dönüşüm mitingi haline gelme potansiyelini taşıyor. Katılımın her alanda ciddi bir şekilde sağlanması, Alevilerin ve Alevilerin sorunlarını sahiplenen devrimci, demokrat kesimlerin alanda olmaları önem arz ediyor. Yurtseverlerin kendi renkleri, sloganlarıyla alandaki varlıkları, ezilen ve ötekileştirilen tüm kesimler için geleceği birlikte yaşama isteğine yönelik ciddi bir mesaj içeriyor. Yalnızlıkların aşıldığı ötekilerin dağıtılarak güçsüzleştirilmek istendiği bir süreçte, ezilenler, ötekiler, tüm eksikliklerine, eleştirlere rağmen birlikte hareket etmenin mümkünlüğünü ortaya koyuyor.
8 Şubat mitingini anlamlı kılan şeylerden bir tanesi de Kürtlerin “Anadilde eğitim” talebi ile Alevilerin “Zorunlu din derslerinin kaldırılması” talebinin aynı mitingde buluşması, mücadele güçünün birleşmesidir. Laik, demokratik ve ana dilde eğitimin ortak bir amaç olduğunun görülmesidir.
Burada ezilenlerin sorunlarını ortaklaştırması sürecinin temel dinamiğinin HDP olduğunu söylemek mümkündür. HDK ile başlayan ve HDP ile devam eden ötekileştirilenlerin birliği, devrimsel bir hamle olarak Türkiye toplumunun önünde durmaktadır. Toplumun taleplerini dile getirme yetisi en gelişkin olan parti HDP’dir. Tüm kesimlerinin sorunlarını eğilmeden, bükülmeden dile getirmektedir. Bunun hayat bulacağı bir Türkiye mücadelesindeki yeri de açığa çıkmıştır. Her eksimden ilgi görmüş ve örnek bir siyasi duruşun temsilcisi olduğunu göstermiştir.
8 Şubat mitingine katılımda da bu mesajın verileceği nettir.
Yine HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Garip Dede Dergahı’nda Alevi kurumlarının temsilcileriyle yapmış olduğu toplantıda yaptığı açıklamalar, Alevilerin sorunlarına sahip çıkma ve çözümleri ortaklaştırma konusunda yeni dönemin manifestosu gibidir. Bu manifesto seçim sürecinde CHP başta olmak üzere, diğer partilerin Alevilere dair politikalarını gözden geçirmeye vesile olacak kadar etkindir. Yeni dönem Alevi politikalarını belirleyecek olanın HDP politikaları olduğu açıktır. HDP’nin yaklaşımları ve tavırları üzerinden okumalar ve oyların temsilini HD’de buluşmaması için manevralar üzerinde kurulacağı şimdiden bilinmektedir.
Özgürlük ve değişim sürecine dahil olmamızın, bizleri Türkiye’de etkili bir aktör yaptığı görülerek kazanımların ortağı olma konusunda tavrımızı ortaya koyma zamanımız da gelmiştir.
Mitinginde verilecek mesajlar bunu ortaya koyacaktır. Alevilerin varlığını bir kez daha hissetirmesine vesile olacaktır. Ortak direncin kendisini hissetirdiği 8 Şubat’ta saat 13:00’de Kadıköy’de buluşalım!