Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Ertuğrul Kürkçü’nün Gazi ve Qamişlo Katliamları’nın yıldönümünde yayınladıkları mesaj
Gazi Katliamı
Bugün 21 yıl önce 22 kişinin öldürüldüğü, 155 kişinin yaralandığı Gazi katliamının yıldönümü. 12 Mart 1995 gecesi İstanbul’da çoğunlukla Alevilerin yaşadığı Gazi Mahallesi’nde dört kahvehane ve bir pastahane aynı anda kimliği belirsiz kişilerce bir taksiden otomatik silahlarla açılan ateşle tarandı. Saldırılar sonucu Halil Kaya adlı bir vatandaş hayatını kaybetti, beşi ağır yirmi beş kişi yaralandı Saldırganların olay yerinden uzaklaştıktan sonra gasp ettikleri taksinin şoförünü öldürdükleri ve taksiyi ateşe vererek kaçtıkları anlaşıldı. 13 Mart’ta saldırıları protesto etmek için yürüyüşe geçen İstanbul’un dört bir yanından gelen yaklaşık 15 bin kişinin üzerine ateş açılması üzerine çatışma başladı. 15 Mart’a kadar süren ve İstanbul’un Ümraniye ilçesine de sıçrayan çatışmalar sonunda 20’den fazla kişi hayatını kaybetti.
Gazi katliamının aydınlatılması için mücadele veren ailelerin bütün çabalarına rağmen ne katliam aydınlatılabildi ne de ölümlere sebep olanlar cezalandırılabildi. Toplam 6 yıl süren dava bir kentten diğerine sürgün edilerek 2 polis memurunun dörder yıl hapis cezası aldığı Trabzon’da sonuçlandırıldı. Bu katliam da tıpkı Dersim, Maraş, Çorum ve Sivas’ta olduğu gibi doğrudan Alevileri hedef alan bir saldırı olarak tarihin ve hukukun karanlık sayfalarında yerini aldı. Ne var ki, katliamlarda da cezasızlığın kural haline gelmesi katilleri sonraki katliamlar için cesaretlendirmeye devam ediyor. Maraş, Çorum, Sivas Katliamlarıyla hesaplaşılmaması Gazi katliamının gerçekleşmesinde özendirici oldu. Katliamın gerçekleştiği dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’in, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin istifaları istendi. Ancak hiçbiri istifa etmedikleri gibi Ağar, Kozakçıoğlu ve Menzir de sonraki dönemde DYP’den milletvekili oldular.
Halklara karşı işlenen insanlık suçlarını aydınlatmadan ve sorumlularını yargı önüne çıkarmadan, halklar arasında kalıcı bir barış ve kardeşliğin tesisi edilmesinin mümkün olmadığını biliyor, Gazi katliamı’nda kaybettiğimiz yurttaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların anılarını barış, adalet ve özgürlük mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz.
Qamişlo katliamı
12 Mart 2014’te Rojava Kürdistan’ın Qamişlo kentinde Suriye Baas rejiminin baskı ve asimilasyon politikalarını protesto eden 29 Kürt katledildi. Baas rejiminin amacı, kimliği, onuru ve statüsü için mücadele eden Kürt halkının özgürlük arayışını bastırmak, halkı sindirmek ve teslim almaktı.
O gün bütün dünyanın sessiz kaldığı bu insanlık suçuna, Kürt halkı ve dostları dışında kimse tepki göstermedi, uluslararası güçler çıkarları gereği baskıcı rejimle işbirliğine devam etti. Bugün Suriye’de yaşanan kanlı çatışma ve kayıplar nedeniyle Esad yönetimine büyük tepki gösteren, bütün dünyayı sessiz kalmakla eleştiren AKP Hükümeti de 2004’teki Qamişlo saldırısı karşısında sessizliği seçen hükümetlerden biriydi. Erdoğan hükümeti katliam sonrasında Baas rejimiyle yeni ticari anlaşmalar imzalayarak ikili ilişkileri daha da derinleştirmişti.
Bugün Qamişlo, Kürt halkının bedeller ödeyerek verdiği özgürlük mücadelesi sonrasında Rojava Devrimi’yle özgürleşmiş, Rojava’da hayata geçirilen demokratik özerk yönetimle Kürt halkı bir kez daha, tarih sahnesinden silinmeyeceğini, onurlu bir halk olarak, eşit ve özgür bir biçimde varlığını sürdüreceğini bütün dünyaya ilan etmiştir.
Bütün baskıcı, otoriter, inkarcı rejimlere karşı içeride ve dışarıda süren Kürt halkının bu onurlu özgürlük mücadelesinin yanında olmak ve bu mücadeleye eşlik etmek Qamişlo katliamında kaybettiğimiz kardeşlerimize tarihsel borcumuzdur.
12 Mart 2016
Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri
Gülistan Kılıç Koçyiğit-Ertuğrul Kürkçü