İrfan Dayıoğlu / Nuray Bayındır
37 yıllık Arkadaşımız, yoldaşımız koca çınar İsmail Göksungur bir 6 Mayıs sabahı hakka yürüdü. Son kırk yılın en kahır çeken kuşağından bir yıldız daha kaydı.
1979 yılından bu yana sürgünde yaşayan ve bugüne kadar doğduğu topraklara gitmekten mahrum bırakılan Göksungur, Avrupa’daki Kürt örgütlenmesine önemli hizmetler verdi. 37 yıl Avrupa’nın hemen her yerinde Özgürlük Hareketine zaman zaman profesyonel, zaman zaman yarı profesyonel aralıksız hizmet etti.
Kürt Özgürlük Hareketine 40 yılını vermiş, Pazarcık’ın ilk Apocularından, büyük Kürt yurtseveri, halkının emektarı İsmail Göksungur’u kaybetmek, bir kardeşimizi kaybetmekten daha çok acı verdi bize.
Bir yıla yakındır kanser illeti ile mücadele eden Göksungur’u 6 Mayıs 2016 sabahı yıldızlara uğurladık.
Göksungur yoldaşımız genç yaşlarından bu yana Kürt Özgürlük Hareketine çeşitli kurumlarda hizmet etti. 1979 yılının sonunda yurt dışına çıkan Göksungur Almanya’nın Stutgart kentinde 1980’de kurulan Avrupa’nın ilk Kürt derneğinin kuruluşuna öncülük etti.
1982 yılında yollarımız bu sefer Paris’te kesişti. O zaman ayrı örgütlerdeydik ama hemen her günümüz birlikte geçiyordu. Pazarcık’taki ilk Apoculardan olan Göksungur kardeşimiz gittiği her yerde Kürt kurumlaşmasına öncülük etmeyi kendine görev bilmişti. Yine 1982 yılında yerleştiği Fransa’nın Paris kentinde de Fransa’nın ilk Kürt derneğinin kurucusu oldu.
Pazarcık ilçesinin Cennetpınar köyünde 1953 yılında doğan Göksungur, 1992 yılında Avrupa’da Kürdistan Ulusal Meclisi’ne (KUM) seçilen 15 Kürt milletvekili içinde yer aldı. Göksungur, KUM milletvekili olarak Kürdistan’a gitti ve bir süre dağlarda kaldıktan sonra yeniden Paris’e döndü. Ülkesine giderken şairin deyişiyle “bir bayram yerine nümayişe gidiyordu” adeta. Çok sevinçliydi, ülkesiyle, özlemini çektiği Kürdistan dağlarıyla buluşmanın heyecanını yaşıyordu.
Ancak İsmail yoldaş hastaydı. Beyninde bir tümör vardı ve tedavi olması gerekiyordu. Nitekim yoldaşları o ülkede kalmayı çok istemesine karşın onu tedavi olması amacıyla adeta zorla yeniden Paris’e gönderdiler.
İsmail canımız kendi yaşamını ve aile yaşamını özgürlük hareketinin hizmetine sundu. O hiçbir zaman mal mülk peşinde koşmadı. Nefsi yenme mücadelesinde başarılı sınav vermiş, bu dünyanın geçiciliğini hiç aklından çıkarmayarak, esaret altındaki halkının kurtuluşu için mücadele etmenin, şahsi yaşam için mücadeleden, mal, mülk edinmeden daha değerli olduğunu bilme erdemine ulaşmış ender bir devrimciydi.
Yaşadığı Fransa’da çeşitli kurumlarda yer alan Göksungur sırasıyla Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu başkanlığı, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) üyeliği ve Demokratik Alevi Federasyonu yöneticiliği dahil bir çok kurum temsilciliği yaptı.
O mutevazi kişiliği, halkına hizmet aşkıyla dolu enerjik yapısıyla halkının gönlünde taht kurdu.
Göksungur hep ilklerin insanı oldu. 1994 yılında kurulan Kürdistan Aleviler Birliği’nin çalışmalarına katılan İsmail can ile, bu sefer yolumuz 1996 yılında Paris’te aynı isimle kurulan Kürdistan Aleviler Birliği Derneğinin kuruluşunda da kurucu olarak kesişti.
Yine 2014 yılının sonlarında Paris’te Kurulan FEDA’ya bağlı Pir Sultan Alevi Dergahı’nın kuruluşuna dergah lokalinin restore edilmesi çalışmasına baştan sona açılışına kadar nezaret etti. Fiziken de çalışarak Dergahımızın açılışına büyük emek verdi.
Son 4 yıldır FEDA örgütlenmesinde yer alan Göksungur canımızı en son geçtiğimiz Cuma günü 29 Nisan’da ziyaret ettik. Hastalığının çok ilerlediğini bilmesine karşın yaşam umudunu hep diri tutuyordu. Gerçekleştiremediği en büyük özlemi doğduğu topraklara dönmekti. Uzun uğraşlardan sonra resmi işlemlerini tamamlamış ve geçtiğimiz hafta kendisine Türk Pasaportu verilmişti.
Konuştuğumuzda bu sene bu hastalığını yendikten sonra önümüzdeki yıl kesinlikle köyüne döneceğini belirtti. Konuşmalarından kendisinin de hastalığın ilerlediğini bildiğini anlamıştık. Ancak mücadeleci bir kişiliğe sahip olan İsmail yoldaş, bu hastalığı da yeneceğine inanıyordu. Ne yazık ki, yokluklara, yoksulluğa, olanaksızlığa karşı giriştiği mücadelelerde alnının akıyla çıkan, halkının kurtuluş kavgasında önüne çıkan tüm engelleri aşmayı başarmış olan İsmail canımız, çağın illet hastalığı kansere karşı mücadeleye yenik düştü ve erken yaşta aramızdan ayrıldı.
Anısı önünde eğilirken, onun 40 yıllık arkadaşları, yoldaşları, kardeşleri olarak bıraktığı mücadele bayrağını omuzlayacağız. Acımız derin ama biliyor ve inanıyoruz ki, fiziken aramızda olmasa da, İsmail yoldaş yüreklerde yaşamaya devam edecektir. Halkının tüm kültürel değerlerine bağlı olarak yaşayan İsmail yoldaş, mensubu olduğu Kızılbaş Alevi inancına da bağlıydı ve asimile edilmeyle yüz yüze bırakılan Aleviliğin kendi kökleri ile buluşması için mücadele edilmesi gerektiğine olan inancıyla Demokratik Alevi Federasyonu’nda çalışmaya başlamıştı. Ancak ölüm ideallerinin tam gerçekleşmesinin önüne geçti. Şimdi onun ardıllarına düşen İsmail canın yarım kalmış hayallerini gerçekleştirmek olmalıdır.
Uğurlar olsun sevgili İsmail, devrin daim, Xızır yoldaşın olsun, Aşk ile İsmail’imiz Aşk ile….