DİHA’nin geçtiği habere göre, Dersim Cemevi Başkanı ve dedesi Ali Ekber Yurt’un, e-posta ile gönderdiği mektupta, yeğeninin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na (SYDV) alınması için dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na yalvarmasıyla Alevi inancına ters düşen bu davranışını Dersim halkı büyük tepkiyle karşıladı. Olayın üzerine Dersim’deki Alevi kanaat önderleri Yurt’u “düşkün” olarak ilan etti.
Hakkını arıyormuş!
Ali Ekber Yurt, 7 Nisan tarihinde e posta yoluyla Ahmet Davutoğlu’na gönderilen mailde, yeğeninin işe alınması için yalvarmış ve daha sonra da Davutoğlu’nun kente düzenlediği ziyaretlerde en önlerde saf tutmuştu. Mektubun ortaya çıkmasıyla, yerel internet sitesi Özgür Dersim’de söz konusu mektubu kendisinin yazdığını kabul etmiş ve “hakkını aradığını” savunmuştu.
Olayın arkasından tepkiler yağmaya başladı
Atılan mektuba karşı ilk tepkiyi, mektupta kendi ocaklarındaki pirlerinin hakarete uğradığı, Axuçan Ocağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pir İnanç Dolu’dan geldi. Dolu konuyla ilgili, basından öğrendikleri kadarıyla çıkarları için Axuçan Ocağı pirlerinden Hasan Genç’i hedef alarak şikayet mektubu yazan sözde cemevi başkanının yalanlarına kanmayacaklarını söyleyerek, “Pirimize tavlacı diye hitap eden bu şahıs bilmelidir ki pirimiz halk arasında tavla denilen seyyar tezgahta elbise satarak geçimini sağlamıştır. Bu da para ve mevki için onursuzluk yapanlara ders olmalıdır. Pir Hasan Genç onurlu ve dik duruşundan vazgeçmediği müddetçe bizler de onun yanında olacağız” dedi.
“Ali Ekber yurt düşkündür”
Konuya ilişkin konuşan Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eş Genel Başkanı Dursun Demirtaş Ali Ekber Yurt’u “düşkün” ilan ederek, “Cemevi ibadet yeri mi ihbar ve istihbarat evi mi? Bizim inancımıza göre Cemevi Alevi inancının hakla-hak olmak, hakkın rızası ile demokrasinin, barışın, eşitliğin ve özgürlüklerin yanında olmaktır. Ali Ekber Yurt gibi Muaviye sofrasında oturanların, zalime kulluk edenlerin ve cemevi gibi kutsal mekanları ihbar yeri yapanların yaptıkları hak inancına saldırıdır. Kendi söylemi ile Muaviye sofrasında bağdaş kurmuş biri olan Ali Ekber Yurt bizim inancımıza göre ‘düşkün’dür” dedi ve Alevi inancının özünü de anlattı.
Daha sonra Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Dersim Başkanı Ali Gerçek’de, Ali Ekber Yurt’u “düşkün”olarak kabul ettiklerini söyledi.
Dersim “terör” yuvasıymış
Bahsi geçen e-posta mektubu ise şu şekildeydi,
“Şahsım Tunceli Cemevi başkanı ve dedesiyim. Bu sıfatla Sayın Cumhurbaşkanımız R. Tayip Erdoğan’ın 2 kez, Sayın Başbakanımızın 1 kez davetlisi olarak programlarına katıldım. Sayın Ahmet Davutoğlu başbakanımızı ve Sayın Abdullah Gül’ü cemevimizde ağırlama şerefine nail olmuş biriyim. Devletime ve hükümetime sadakatle bağlılığım, Alevi çalıştaylarına ve Alevilik ile ilgili tüm toplantılara katıldım hemen hemen. Tunceli gibi terörün fazla olduğu bu ilde devlete olan bu sadakatim beni hep o illegal şer yapılara hedef etmiştir. Tek dayanağım önce Allah sonra devletimizdir. Ancak Tunceli’de tüm bu yönlerimize rağmen uğradığımız haksızlıklar ve adaletsizlikler beni bu yazıyı yazmaya mecburi kıldı. Sayın Başbakanım suçumuz ne bilmiyorum. Her vatandaş gibi ekmeğimizin kavgası içindeyiz. Ancak hiçbir şer yapının içinde yer almamamıza rağmen hep haksızlıklara maruz kalıyoruz. Bizler Sarı Saltuk gibi Anadolu’yu ve Balkanları İslamlaştıran ve Türkleştiren bir soyun evladı olarak hala o ceddimizin misyonunu sürdürme çabası içindeyiz. Bu mu acaba kusurumuz. Konuya gireyim artık. Sayın Başbakanım. Tunceli ili Hozat ilçesi SYDV eleman alıyor. Yeğenim N.A. başvuruyor. Puan olarak mülakata giriyor. Gerekli yerlerle görüşüyoruz. Bizi biliyor tanıyorsunuz. Bu yeğenimizin hakkını yemeyin. Biz torpil istemiyoruz haşa. Sadece bilinen bir aile bu ailenin çocuğuna haksızlık etmeyin diyoruz. Mülakat oluyor kız 3. sıradaki başka birini almaları neticesinde eleniyor. Yeğenime soruyorum ‘Soruları mı bilmedin’ ‘Yok dayı’ diyor. ‘Beş soruya da cevap verdim’. Üstelik kazanan çocuk sınav çıkışı ‘İki soruya cevap veremedim’ demiş.”
“Sorup soruşturuyorum. Ne imiş güya eniştemiz oradaki ilçe başkanına hakaret etmiş. Eniştem Kuran-ı Kerim getirin el basayım ki yok öyle bir şey diyor. Kaldı ki Hozat ilçe başkanının babası, HDP ve PKK’nın tüm programlarına dede olarak katılıp Sayın Cumhurbaşkanımıza, devletimize ve hükümetimize katil mi, faşist mi her türlü hakaretleri ediyor ve bizleri de kendi deyimi ile AKP’li faşist devlet yanlısı gibi söylemlerle sürekli örgütlere hedef gösteriyor. Araştırıp sordurabilirsiniz. Tavlacı Mustafa Genç Dede. Sayın başbakanım bu ilk de değil üstelik. Bundan iki ay evvel de yine eşim Adalet Bakanlığı Hozat Yazı İşleri Müdürlüğünü 1.lik ile kazandı ama elendi. Takdiri sizlere bırakıyorum. Yukarıda da bahsettim. Sarı Saltık neslinden gelen ve Alevi Camiasında Hozatlı Ahmet YURT dede olarak tanınan ve o zatın dergahında yetişip pişen biri olarak ve sizlerle Çankaya Köşkünde bizzat kahvaltılı toplantıda ve Tunceli Cemevi’nde görüşme şerefine nail olan biri olarak bu haksızlıkları sizlere iletmeyi bir görev biliyorum. Tunceli de kapsında onlarca tehdite rağmen Türk bayrağını indirmeyen ve canla başla teröre karşı devletinin ve hükümetinin yanında yer alan bir aile mensupları olarak biz bunları hak ediyor muyuz?”
ozgurgelecek.com