Frankfurter Allgemeine Zeitung Irak’taki Sünni halkın siyasi yönetimin dışına bir daha itilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor:
“Bağdat’taki iktidar sahipleri umalım derslerini almış olsun. Musul’un, çoğunluğu Sünni olan halkını başka bir yerdeki gibi bir kenara itmemeleri ve siyasi gelişmelerden artık bir daha dışlamamaları gerekir. Bu dışlamanın öteden beri ölümcül sonuçları var, zira bu, IŞİD milislerini birçok Sünninin nazarında öyle olmadıkları halde ‘kurtarıcı’ haline getiriyor. Onlar bir ölüm ideolojisinin icracısı olmaktan başka bir şey değiller. Sünniler bir daha asla aşırıcılık kulvarına itilemez. Bununla birlikte başka bir duruma karşı hazırlıklı olmak şart: Cihatçılar askeri olarak sıkıştıklarında tekrar terörizme dönüş yapacaklardır.”
Magdeburg’da yayımlanan Volksstimme Irak’ta taraflar siyasi egemenliğin biçimi üzerinde anlaşamadığı müddetçe savaşın da bitmeyeceğini vurguluyor:
“Musul’da sancılı bir operasyonun sonrasında IŞİD’in bölgedeki büyük önemini kaybetmesi son derece muhtemel. Peki, ama ya sonra? IŞİD karşıtlarının oluşturduğu geniş koalisyonun ortak hedefleri yok. Başlıca tarafların Irak’ta çoktan farklı milislerin, Peşmerge ve komşu devletlerin tabi olacağı yeni bir düzen kararlaştırması gerekirdi. Müstakbel bölgesel sınırlar, özerk bölgeler ve idari egemenlikler öteden beri düzenlenmiş değil. Ama tıpkı İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi henüz harekâtlar sırasında bunların belli olması gerekir ki yıkıntıların henüz dumanı tüterken hakikatler inşa edilebilsin. Hep olduğu gibi Irak ve Suriye’de bombardımanlar yoluyla müzakere masasında kendisini ön sıralara getirmeye çalışan farklı oyuncular görüyoruz. Bölgeyi bir plan doğrultusunda düzenleme amacıyla bir egemenlik alanı oluşturmaya çalışan müttefiklerse görmüyoruz. Hedefsiz savaş sürecektir.”
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung da benzer bir yoruma yer veriyor:
“Renkli savaş kıtasını Musul taarruzunda birleştiren şey, IŞİD’e düşmanlık. Milisin kentten sürüldüğü gün ne olacağına dairse herkesin kendi gündemi var. Ninova Bölgesi’nin ve Musul’un nasıl yönetileceğine dair bir plansa ortada yok. Irak’ta tek tek her grup hâlâ kendi çıkarlarını kamu yararının üstünde tutuyor. Bu böyle olduğu müddetçe kalıcı istikrara sahip ilişkiler oluşmayacaktır.”
Frankfurter Rundschau IŞİD’in bireysel şiddet üzerine kurulu olduğunu ve egemenlik sahasını kaybetmesinin yenilmesi anlamına gelmeyeceğini yazıyor:
“Şimdi söz konusu olan Musul’a taarruz olduğunda, savaşçı bir ifade tarzıyla Şiiler, Kürt Peşmergeler, Irak ordusu birlikleri ve Amerikan bombardıman uçaklarından oluşan son derece heterojen ittifakın bölgedeki IŞİD egemenliğine son vermesi umudu da beliriyor. Askeri mücadele istediği kadar sürsün, IŞİD’in bölgedeki genişlemesi de isterse sona erdirilmiş olsun. İslamcı şiddetin sona ereceğini varsaymak için ortada herhangi bir işaret yok. IŞİD başından beri şiddetin bireyselleşmesi üzerine kurulu. Bölgesel bir varlığa ise bağımlı değil. Öldürme bağımlısı milisleri için yeni geri çekilme alanları bulacaktır. Pan-İslamist egemenlik fantezileri zaten bir egemenlik alanının yokluğuyla uyuştuğu için varlığını sürdürebiliyor.”
©Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ercan Coşkun