Aleviler yüzyıllardır bitmez tükenmez baskı ve zulümlere karşı içlerinde bir güvenlik kalkanı kurdular bu güvenlik kalkanı “Takiye”midir yoksa İnsan-doğa, insan-toplum ilişkilerinin en sahici, en duru en bozulmamış halimidir ona bakmak gerekir.
Kendi özüne yabancılaşmanın yıkıcı etkisini durdurmak için sınırsız ve sınıfsız yaşayarak, tüm farklı inanç ve kültürlerin kurtarıcı oldular. Doğanın ve toprağın içinde kardeşçe yaşadılar. Yani sıradanlık içinde muhteşem bir ahlak anlayışı ve Hz Hüseyninin onurlu duruşuyla yaşama tutunarak sahici sevgide birleştiler
Bu nedenle Tarihsel, inançsal ve sosyolojik olarak farklı kimliklerle var olan Aleviler ( Bektaşi, Kızılbaş, Tahtacı, Hubyar, Nusayri) tek bir isim altında homojenleştirmek kesinlikle yanlıştır. Bu anlayış “yol bir sürek bin birdir” felsefisine ihanettir. Örneğin Nusayri kardeşlerimizin değerlerine baktığımızda sufi karakter taşısa da birçok sembol ve kavramın Alevilikle ortak yanının olmadığını görüyoruz. Bu genellemenin neden yapıldığını Aleviler de bilmiyor bunun ideolojik, siyasi ve strateji olarak yapıldığını düşünerek teselli bulsak da ortada Alevilik açısında pozitif bir sürecin başladığı da görülmemektedir. Yoksa bu “tek tip pota” ,dönüştürme yolunda bir hedef midir?
Alevilik tanımını Sünni İslam’a benzeterek yapmak, Aleviliği ,Şia anlayışla yorumlamak Alevilikteki takiyenin asimilasyona evirildiğini gösterir. Oysa inancımız uygarlığın beşiği olan Anadolu’da yüzlerce uygarlıkla birleşerek yüzlercisiyle farklılaşarak süzülmüş, tarihsel süreç içerisinde, farklı uluslardan milliyetten insanların, seçmiş olduğu bir yasam biçimi olmuş bu nedenle, oldukça geniş bir coğrafyanın ürünü olarak da son şeklini almıştır.
Günümüzde geçmişte olduğu gibi Sünni İslam şeriatına ve Şia anlayışa göre yaşam öğretisinin dönüşmesinin farkında olması biraz daha zorlaşmıştır bunun önemli nedenlerinden biri Alevilik inancının kurumsallaştırılmaya çalışılması yani bir inanç sisteminin dini bir metoda yerleştirilmesi çabalarıdır.
Bu çabalar Ali sevgisi ve insanda tanrısal gücü görme yerine bireysel yaşam tarzına müdahale ederek dizayn ve inancına güvensizlik enjekte ederek yeni bir takiye yöntemi uygulanmaktadır. Ya da inanç ritüelleri ve yaşam ilkleri karşılaştırılarak aslında sizden farkımız yok örüntüsüyle takiye yapılmakta bunlardan en bariz şekli cem erkânında ve cenaze erkânında görülmektedir. Ha birde şunu unutmamak gerekir. Hiç engel tanımayan Sünni İslam anlayışının holdingleşmesi karşısında Alevilerin sosyal ve ekonomik açıdan yaşama ilişkin korkuları ve bu korkulara karşı insanlarımızın biate zorlanmasın da ayrı bir yöntem işte tüm bunlar karşısında halkların muhalif çığlığı olmaya devam eden gerçek Alevilik ve Aleviler tabi ki var.
Bu anlamda umutsuzluğa yer yok diye düşünüyorum çünkü inançsal kültürel ve sosyal genleri hiçbir formüle uymuyor bu durum geçmişte olduğu gibi günümüzde de tüm farklı halkların yapı taşı olmaya devam edecektir. Yani kısacası kime zulüm edilirse karşısında Alevileri göreceklerdir.