“Alevilik Anlaşılmadan Ritüellere Sonradan Yapılan eklemeler asimilasyon amaçlıdır”.
Alevilikte inanç şekli ritüelle paraleldir.
Bu nedenle Günlük yaşamın içinde en canlı inanç biçimi bizim inanç biçimimizdir, kimliğimiz, kişiliğimiz, tarihimizden ayrı değil, birlikte hep vardı ve canlıdır yani kısacası sosyolojik bir ışıktır.
Bu ışık Alevilikteki ocak sistemi ve Alevi Dedelerinin yola olan itikatları ile var olmuştur. Ancak Alevilerin kentlere göç etmesiyle yoğun bir asimilasyona tabi kaldıklarını herkes bilir, bu yöntemin en tehlikeli yanı Aleviliği araştırma ve akademik çalışma gerektiren eski bir öğretiymiş gibi göstermekti
Bu nedenle Alevilik ; “asimilasyoncu Araştırmacıların, yorumcuların “birbirinden farklı yönlendirmeleri ile özgün yapısından uzaklaştırıldı hatta sosyal bilimlerinde bu konuda yetersiz kaldığına halk ikna edilmeye çalışıldı Yani yaratılan anlaşılmaz kaotik çalışmalarla, sanki Alevilik olmayan bir inanç hatta günlük tartışmalarda umulan bir sonuçmuş gibi bir metoda oturtuldu.
Ne zaman hak, hukuk ve adaletten bahsetsek bu tartışmaları gördüğünüz ,duyduğumuz çok olur örneğin; Alevilik nedir, Anadolu Aleviliği nedir,Alevilik İslam içi,Alevilik İslam dışı, Alevilik bir kültürdür vb… uzayıp giden bir süreç ve sonucu “Aleviler yoktur” “Alevilikte yoktur” gibi asimilasyonun mantıksal çıkarıma dönüşüverir bizler yeniden istekte bulunana kadar olay kapanır…. Gider…
İşte ben buna şöyle bir tanım getiriyorum; çocuklarımız Aleviliği öğrenmeden ritüellerimize yapılan takkiye amaçlı eklemeler kimliğimizi yok ediyor bizi yaşamdan, nefesimizden koparıyor.
Örneğin; Cem Ritüelini ele alalım bu tören inancımıza uygun ve uyumluluğu açısından artık tartışılır durumda çünkü Aleviliğe Sünni veya Şia ritüeller giydirilme işlemini “artık gönüllü asimilasyoncular” yapmakta ve birey; cemden sonra kendini ya daha Sünni hissetmekte ya da daha Şia hissetmekte
Böylece gelenekselleşen ritüeldeki sorgulama, hak arama, hakka sevgiyle varma, eşitlik, hukuk ortadan kaldırılarak gelecekte çocuklarımızın güçlüye biat etmesi ve yaşamı sorgulama mantığını ortadan kaldırması, sorgusuz sualsiz, tepkisiz birer varlık olmasına neden olmaktır.
Oysa CEM ‘in inancımızdaki tanımı şudur; bütünleşme, toplumu oluşturan tüm unsurlar arasında uyum veya düzen işleyişi sağlamak, başta adalet ve hukuk açısından işlevsel çözüm noktası ve bireyin sevgide ve güvende buluşup kin, nefret, öfke ve trajedilere karşı tek denge oluşturmasını hedeflediği gibi Cem, yaşamın pratiklerini uygulayan ve bu pratikleri bireyler arasında paylaştıran “adil bir hukuk düzenidir”. Aleviler bu ortak inanç olgusuyla sorunlarını bireysel değil Cem’in yapılacağı gün ve saatte ortak bir inanç olgusuna taşıyarak çözer. Hatta çözüleceğine canı gönülden inanır. Özünde içselleştirir.
Peki, şuan metropollerde ya da kırsalda haftalık cemlere (Perşembe) sığdırılarak uygulanmaya çalışılan Cemlerden sonra çıkan sonuç
1- Meşru sayılmayan bir inanç biçiminin Cem ritüeli kurum içinde ne kadar gerçekçi uygulanabilir?
2- Diyanetin fetvalarından kendisine pay çıkarmaya çalışan gönüllü asimilasyoncuların cem sohbetleri diz boyu
3- Alevilerin “Yol Bir Sürek Bin bir” anlayışının içini boşaltarak ve bunun kargaşa olduğunu anlatarak inancımızı tek tipleştirenler kurum yöneticileriler
4- Aleviliği Anadolu’nun öz yapısından kopararak, İslami motiflerle donatıp egemen Sünni veya Şia anlayışının potasında eriten sözde Alevi yazarların kaynak gösterilmesi, çalışmalarının ticari kaygıyla incelenmeden araştırmadan satılması
5- Cem salonuna girişte kadın erkek ayırımı yapılıp başörtü dağıtılması
6- Dede postuna dede olmayanların oturtulması
7- Sorununu ceme taşımak isteyenlerin dede’den önce kurum yöneticilerine başvurmak zorunda kalması Ceme girmeden geri dönmesi
8- Cem ritüelinin yarısından fazlasının Sünni ahlak ilkleri ile donatılması
9- Kurum yöneticilerinin Ceme girmemesi, halkla yüzleşmemesi, birey sorunları ritüel içinde çözmek istememesi gibi unsurlar Cem’in inanç içindeki yerini değersizleştirmekte
İşte bu sonuç bizlere şunu göstermektedir. Başta Alevi kurumları ve diğer Alevi örgütleri bir komisyon kurarak bu ritüelleri gözden geçirmeli, Sünnileştirilen ya da Şialaştırılan ya da başkalaştırılan yanlarını tespit edilerek ayıklanmalı ve Aleviler özüne geri dönmelidir.
Ve Aleviler kendi aralarındaki sorunları kendi Cem hukuku ile çözmelidirler hatta Aleviler kendi sorunlarını cemde çözemeyecek duruma geldiyse Alevi kurumları vizyon ve misyonlarını bir kez daha gözden geçirmeli diyorum