Görevden uzaklaştırılan Dersim Belediyesi Eşbaşkanı Nurhayat Altun hakkında 22.5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada tahliye çıkmadı. Altun, savunmasında sivil siyasetin yargılandığına vurgu yaptı.
Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 Kasım 2016’da tutuklanarak, yerine kayyum atanan Dersim Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun hakkında “örgüt yöneticisi olduğu” iddiasıyla 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 8 aydır tutuklu olan Altun, SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Avukatları Reyhan Yalçındağ, Barış Yıldırım, Fatma Kalsen ve Suna Bilgin ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Kabul edilen 113 sayfalık iddianamede, 2012 ile 2016 yılları arasında Dersim’de düzenlenen 22 ayrı basın açıklaması, yürüyüş, cenaze töreni, mezarlık ziyaretlerine katılma, telefon dinlemeleri ve DTK’de yürüttüğü siyasi faaliyetler, bağlı olduğu Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından mesaj yolu ile gönderilen genelge, evinde yapılan aramada Binevş gazetesinin bulunması, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne katılması ve Munzur Festivali’nde yaptığı konuşması suç sayılarak mahkeme başkanı tarafından Altun’a soruldu.
‘SİVİL SİYASET YARGILANIYOR’
Savunmasında, öne sürülen suçlamaları reddeden Altun, sivil siyasetin yargılandığına vurgu yaptı. Demokratik Toplum Kongresi’nin iddianamede yer aldığı gibi yasadışı bir yapı olmadığının altını çizen Altun, “Bünyesinde inanç grubundan, kültür, ekolojiye kadar farklı konuları tek çatı altında bulunduran ve meşru demokratik çalışmalar yürüten sivil platformdur” dedi.
Ardından söz alan Avukat Barış Yıldırım, hazırlanan iddianamenin ceza muhakemesinin 172. ve 220. maddelerine aykırı olduğunu, müvekkilinin suçlandığı eylemlerin tamamının siyasi faaliyetler olduğunu belirterek, Yargıtay’ın KCK Van dosyasında almış olduğu kararı hatırlatarak, Altun’un tahliyesini talep etti.
Hazırlanan iddianamenin taraflı ve ideolojik bir dille yazıldığını söyleyen Avukat Reyhan Yalçındağ ise, bariz bir şekilde görülen asılsız iddiaların mahkeme heyeti tarafından kabul görmemesi gerektiğini dile getirdi. İddianamenin almış oldukları hukuk eğitimini boşa çıkardığını, bir hukuk katliamı ve garabeti olduğunu kaydeden Yalçındağ, siyasi parti faaliyetlerinin Anayasa koruması altında olduğunu, muhalif Kürtlere yönelik başlatılan siyasi kıyıma yargının taraf olmaması gerektiğini düşünen hukukçular olduklarını ifade etti.
Aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, delillerin toplanmamasını gerekçe göstererek Altun’un tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma 23 Ekim’e ertelendi.