Antep’te üniversite okurken, halk oyunları ekibinde yan yana oynadığımız kadın arkadaşın Tokat Turhallılı bir Kürt olduğunu öğrendiğimde, ona karşı sempatim artmıştı. Yıllar sonra Almanya’da politik nedenden cezaevinde kalırken ise Yozgatlı bir Kürtle karşılaşmak bende oldukça ilginç duygulara yol açmıştı. Tavırları ve konuşma tarzı doğup büyüdüğüm yöre (Adıyaman, Maraş, Malatya, Antep) insanıyla aynı olan Hasan, Yozgatlı Alevi bir Kürt olduğunu söylediğinde şaşırmıştım. Sınırdışı edilmek için cezaevinde bekletilen Hasan, Yozgat’ta kendi köylerinin olduğu bölgede 40 dolayında Kürt Alevi köyünün olduğunu söylediğinde şaşkınlığım daha da artmıştı. Zira biz, Yozgat’ı küçüklüğümüzden beri, belki de MHP gibi aşırı sağ Türkçü bir partinin orada çok oy almasıyla bağlantılı olarak, ‘Türk milliyetçiliğinin kalesi‘ gibi algılar olmuştuk. Oradaki Kürtlerin varlığından ise haberimiz yoktu…
İç Anadolu Kürtleri denince, genelde Konya ve Ankara Kürtleri akla gelir. Bu konuda yazılıp çizilenler ağırlıklı olarak bu coğrafyaya konumlanmış Kürtlerin hikayelerini oluşturur. Tokat, Çorum, Amasya, Çankırı ve özellikle Yozgat’ta yüzyıllardır yerleşik yaşayan Kürtlere ilişkin bilimsel verilerle oluşturulmuş anlatımlar veya yazılı kaynaklar ise oldukça sınırlı. Önemli bölümü Alevi inancında olan bu bölgedeki Kürtlere ilişkin Kürtlerin genelinin ve bu bölgeli Kürtlerin kendilerinin kültürlerini yaşatma konusundaki ilgisizliği ise dikkat çekici.
İç Anadolu Kürtleri; Ankara (Haymana, Polatlı, Bala, Şereflikoçhisar), Konya (Kulu, Cihanbeyli, Yunak, Sarayönü), Kırşehir (Kaman, Çiçekdağı), Çankırı (Kızılırmak), Aksaray (Ortaköy, Eskil), Yozgat (Yerköy ilçesi), Çorum, Amasya, Niğde ve Tokat’ta yaşamaktadırlar. Ankara’da 102, Konya’da 75, Kırşehirde 44, Aksaray’da 17, Yozgat-Tokat-Amasya civarında 41, Kayseri’de 23 ve Çankrı Kızılırmak’ta 26 olmak üzere yaklaşık 313 Kürt köyü mevcuttur.(Vikipedia)
Bu konuyla ilgili gerek internette gerekse de bölgeye ilişkin yazıp çizenlerden somut bir tablo oluşturacak yeterli bilgiye ulaşamadım. Ancak, Yahudi Yusuf’un acılı hikayesini dinlemem, beni, yeterli olmasa da bir köşeye kaydedilsin mahiyetindeki bu yazıyı yazmaya motive etti.
Almanya’nın Frankfurt kentinde yaşayan Kürt toplumunca emekdarlığıyla tanınan ve sevilen ‘Yahudi Yusuf’la 2017 Nisan ayının ortalarında bir etkinlikte karşılaştığımda oldukça üzgündü. Yıllardır Çorumlu bir Kürt diye bildiğim ama aslında Yozgatlı olan Yusuf, kardeşinin ölümünün etkisiyle yutkunarak konuşuyordu. Buğulanan gözleri çok şeyler ifade etse de, Yusuf’un dilinden dökülen sözler, ondaki derin acıyı ve duyguları ifade etmekte aciz kalıyordu. Kardeşi Sultan daha 15-16 yaşındayken kaçırıldığında, Yahudi Yusuf’un babası bir ata binip Üngür Dağı’na çıkarak dağın zirvesinde kendinden geçercesine kızının ismini haykırmış. Yusuf’un anlatımına göre, babası önce Zile ardından da Amasya ve Çorum’da izini sürdüğü kızını Ankara’da bulup kurtarmış. “Toplumumuzun geriliği işte!..“ diyerek iç çeken Yusuf, kardeşinin daha sonra yaşından oldukça büyük biriyle evlendirildiğini söylüyor. “Çok çekti ama hep bizim moral kaynağımızdı“ derken boğazı düğümleniyor ve dilinden bölük pörçük kelimeler dökülürken gözleri doluyor…
Yozgat, Çorum, Tokat ve Amasya bölgesinde, özellikle Çekerek Irmağı’nın her iki yakasında yaşayan Kürtlerin genelde birbirlerini tanıdıklarını belirten Yahudi Yusuf, “Çekerek’teki Alevi Kürt köyleri ile Sorgun’daki Sünni Kürt köylerin genelde birbirlerine mesafeli idi. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinde tüm Kürtler HDP için çalıştı, yani bizim orada Alevi ve Sünni Kürtleri HDP birleştirdi“ diyor.
Konya, Ankara ve Kırşehir Kürtleri Sünni Müslüman, Yozgat, Çorum, Tokat ve Amasya’da 40’tan fazla köyde yaşayan Kürtler ise bir kaç köy hariç ağırlıklı olarak Alevidir ve Kürtçenin Kurmancî lehçesini, özellikle de Maraş ağzı olarak tanımlanan ve Fırat nehrinin kuzey ve batı yakasındaki Kurmanc Kürtlerin konuştukları ağızı konuşurlar. Her iki kesim de Canbeglerden oluşur. İç Anadolu Alevi Kürtleri, Yozgat, Çorum ve Tokat sınırlarının kesiştiği bölgede Çekerek, Zile, Alaca ve Ortaköy ilçelerindeki 40’tan fazla köyde yaşar. (Ali Biçer, Bîrnebûn 1. Sayı, Zivistan 1997)
Çoğunluğu Şix Çoban Ocağı’na bağlı Kavili-Gavili aşiretine mensup Büyük Keşlik (Nesimi Keşlik), Bekâroğlu, Düdüklü, Soyucak, Kadıderesi, Mollahasan, Fındıklı, Mustafaçelebi, Kirazlıpınar (Haydutoğlu) Yaylacık (Göpsen), Şanlıosman (Kanlıosman), Değirmenönü (Dibareş), Koyunoğlu, Mazıbaşı, Kozulca, Çikhasan, Kuzkışla, Ağcasoku, Alaca İlçesine bağlı Haydar, Hüseyin Abad, Çorum merkeze bağlı Palabıyık, Ortaköy’e bağlı Kavakalan ve Sungurlu’ya bağlı Yeşilova (Büyükkızıl) köyleri, çoğunluğu Çorum sınırları içinde kalan Kürt Alevi – Kızılbaş köyleridir. (Mehmet Kabadayı, alevigazetecom.com, 22.04.2016)
Alevi inancına sahip bu Kürt toplulukların sözkonusu bölgeye ne zaman gelip yerleştiğine dair bir çok kaynaktan aktarılan bilgiler ise kesin verilere dayandırılamamaktadır.
İnternette ‘Yozgat Kürtleri‘ adı altında paylaşımı yapılan ancak aslında Adıyaman Besnili olan Êmê Xecê’nin “Li orta Gola Wanê rûniştîme, timê tîm e / Gogarçîneke qanatşikestî ji ref qetî me… (Van Gölü’nün ortasına orturmuşum ama hep susuzum / Sürüsünden kopmuş kanadı kırık bir güvercinim…) şiirinin binlerce kişi tarafından ilgiyle izlenip paylaşılması aslında Yozgat ve çevresinde Kürtlere ve Kürt kültürüne yönelik büyük bir ilginin varlığını gösteriyor. Ancak bu, sadece görüp veya duyup geçmek şeklindeki ilginin, bu kültürü kalıcılaştıracak kurumsal ilgi ve çabaya dönüşmesi gerekiyor…