Kavrayış ve aklın doldurduğu inanç, toplumsal bilincin taşıyıcısı olur

Alevilik Evrensel Değerlerle Örtüşür.
Aleviliğin evrenselliği; değerler açısından bireyi yönlendirecek ahlaki, sosyal, siyasal bir sistem içinde güzellikleri yakalamak ve bunları insani değerler boyutunda tüm canlılar ile bütünleştirmesidir.

İnançların ve değerlerin insan varlığının merkezinde ve özünde uyum içinde olmasını benimseyen tek inanç sistemi bizim inancımızdır.
Bireyin; Uygunluk içinde sosyal kesişimler de farklılaşmasını ve ilişkisel tüm değerlerini akıl ve mantıkla yönetmesini ister.
Kimlik ve kültür bağlantısını yapabilen, bireyi sosyal bağlamda haksızlıklara karşı haklı bulan ve dayatılan dini ve makro kültüre (toplum içinde konumları anlaşılmaz olanların dayattığı ) karşı geleneksel, uygunluk ve inançsal değerlerini koruyan, kendi iç kontrolünü kullanarak ezilen tüm halkların yanında birlikte hareket edecek erdemli bireylere atıfta bulunur ve bilgide ve ilimde benzersiz olguları inşa eder bireyi özgürleştirir.
Bu özgürleşmenin temelinde yatan değerler.
– HÜMANİZM; Aleviliğin temel karakterini oluşturur. Birey sadece kendi varlığı ve benliği ile ilgilidir, inançsal değerleri, ritüelleri toplum içindeki karakteri ve davranışları bir gruba veya bir otoriteye bağlı olmadığından fikri ve vicdanını hürdür.
Bu nedenle birey kendi inanç sistemi içinde ideal insan olarak şekillenir.
İnancımıza göre; dini değil inancı anlamak için derin akıl ve kavrayış şarttır bunun başlangıcı ise samimi olup, önyargıdan, bağnazlıktan uzak; akılcı ve bilimsel çabayla bireysel inanca vurgu yapmaktır.
İşte bu anlamıyla tam hümanist olan Alevi toplumu gerçeğe, hakikate ulaşmanın yolu insanın özünde var olan düşüncelerin bütününe ve gerçeğine ulaşmasıdır der.
Bu düşüncelerini müziğe, edebiyata kısacası hayatlarının her alanına koyarlar ve dünyada Aleviler dışında hiçbir toplum enstrümanla adap ve erkân oluşturup derinlikli insancıl bir öğreti yaratamamıştır.
İnsan elinde çıkan bunca felaket, acı, kin, nefret ve öfke işte bu düşüncenin eksikliğinden kaynaklanmaktadır bu nedenle dünyadaki tüm halkların Aleviliğin hümanizm yönüne acilen ihtiyacı vardır.

DEMOKRASİ; Aleviler açısından tanımı yapılan ancak Alevilere uygulanmayan bir ilkedir ritüellerinin ve ibadet yerlerinin resmi kurumlar tarafından tanınmaması, devletin isteklerimiz karşısında kayıtsız kalması ve tarihsel katliam ve trajediler içerisinde yeralan Dersim,Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Gezi olaylarında yaşananların üzerimizde oluşturduğu acı ve acının yarattığı etkilerin devlet nezdinde ortak acı gibi paylaşılmaması sorunlarımızın
Özü itibariyle bir demokrasi, insan hakları, eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü, laiklik ve azınlık hakları sorunu olduğunu doğrulamıştır.

İsteklerinden vazgeçmeyen Alevi toplumu.
Başta demokrasi ve laiklik ilkesi olmak üzere inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık kavramlarıyla çelişen ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya yüzyıllardır bu ayrımcılığı yaşayan bir toplum demokrasiye inanmaya ve onun temelini oluşturan laiklik ilkesine sahip çıkmaya devam etmektedir.

BAĞNAZ, DOĞMATİK OLMAMASI ; : Başkalarını üzen veya zarar verecek ve sosyal beklentileri veya normları ihlal edebilecek eylem, eğilim ve dürtülerinin tamamı cahil ve bağnaz fikirlerin yaygınlaşması sonucu oluşur. Sevgi,merhamet,şefkat,güzel ahlak bu fikirlerin içinde ezilip yok olur.
Bağnazlık ve doğma fikir sahip bireyler başta kadını yarım insan görür, saldırgan, düşünceye saygısız, yaşamı zorlaştıracak yanlış taraflı dini hükümlerle uydurma bir din yaratırlar özellikle son dönemlerde toplumda yaşanan tahammülsüzlük bundan ötürüdür.
Bağnaz, ürkütücü, sevgisiz ve nefret dolu bir toplum olma yolunda hızla ilerlerken özellikle bağnazlıkla İslam’a bulaştırılan korku kültürü yüzyıllardır devam ediyor.
Alevilik hakkındaki görüşleri, tamamen olumsuz önyargılardan, söylentilerden doğan yakıştırmalardan oluşan bağnaz kesim Alevilerin yarınlara endişeyle bakmasına neden olmaktadır.
Bağnazlığın hiçbir şeklini kabul etmeyiz.
Tek değil, birçok halktan oluşan renkli bir o kadarda özgün bir topluma sahibiz.
En büyük zenginliğimiz de bu dur.

Değişik kültürlerin kendilerini açık açık ortaya koyması, insanların bireysel planda demokratik, hoşgörülü, insancıl bir kimliğe sahip olması ancak bağnazlığın yok edilmesi ile sağlanır.

SANAT’SEVMESİ Yaşamda yenilik ve heyecan yaratan, Kişi ve kaynaklar üzerindeki sosyal statü ve saygınlık, kontrol veya egemenlik sağlayan en güzel düşünce sanattır ve sanat üretmektir.
Tüm doğaya estetik gözle bakan kendisini bilinmeyenlerin yörüngesinde değil gerçeğin tam ortasında hisseden Aleviler.

Bilginin ve güzelliğin sınırlarını nesneye, müziğe yansıtarak özgün bir toplum olma deneyimine sahip olur.

Kavrayış ve aklın doldurduğu inanç toplumsal bilincin taşıyıcısı olur.
işte bu bilinç taşıma misyonunu taşımayı hedefleyen Garip Dede Dergâhı Aleviliğin tüm ilklerini içinde barındıran”sözümüz kutsaldır, sözümüz cesaretimizdir sözünü toplumsal barış projesi olarak başlatmanın gururunu yaşamaktadır.

Ve son olarak tüm değerleri ile dünyaya barış kardeşlik getirecek inancımızı yüzeysel eylemlerle değil uygulanabilir gerçek değerleri ile yaşatmak gerekir.

Diyor sevgilerimi sunuyorum…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER