Yüzyıllardır barış içinde yaşayan Alevi ve Sünni halk, Alevi-Sünni çatışması adı altında bir katliamın içinde kendini buldu.
Katliamların devleti yönetenler eliyle gerçekleştirilmiş olmaları mümkündür. Çünkü uygar olmayan devletler çoğunlukla ırk, din veya siyasi düşünce farklılığına tahammül göstermezler. gerici düşünceleri ileri sürerek katliam yaptırırlar. Bir devletin katliam yapıp yapmaması sadece askeri değildir yapılan katliamlara seyirci kalmak ta en büyük katliamdır.
19/26 Aralık 1978 yılında devlet sustu bir hafta boyunca Maraş’ta merhamet, insanlık sustu.
Amaç katliamdan sonra net bir şekilde anlaşmıştır ki Maraş ta yaşayan Alevileri Ekonomik, siyasi ve politik olarak yok etmektir. Ve henüz yaraları sarılmamıştır.
Henüz Maraş Kanlı Maraş’tır.
Bu katliamda 150 Alevi katledilmiştir. Kamyonlarla evlere cesetler teslim edilmiştir. Sokakta oynayan çocuklar katliamı oyun sanıp annelerinin koynunda değil duvar diplerinde onurlu uykulara dalmışlardır.
Sevgili arkadaşlar amacımız kabuk bağlayan yaraları kaşımak değil tüm insanlığın ayıbı olan bu katliamın sorumlularını bir kez daha kendileriyle yüzleştirmek tarihe yazdıkları bu utanç notları onlara hatırlatmaktır.
Burada amaç Sünni kardeşlerimizi suçlamakta değil onları da bu acıya ortak etmektir.
Çünkü Ülkemiz zorunlu sosyal bir değişimin içine itilmiştir.
Ve bu değişimde yine Aleviler kullanılmak istenmektedir.
Yani katliamların adı artık büyük asimilasyon projeleri ve parayla uzanan gönül köprüleridir.
Aleviler Alevi olmanın bedelini kanlarıyla defalarca ödediler BU NEDENLE Alevilerin yaşadıkları tüm katliamlar aydınlatılmadıkça suçluları halk karşısına çıkarılmadıkça BAHSEDİLEN eşit yurttaşlık SÖYLEMLERİ GERÇEKÇİ VE SAMİMİ OLAMAZ.