Sistem ya da rejim değişikliği söz konusu olduğunda düzenlenecek alanların başında kadınların nasıl yaşayacağına dair kurallarının oluşturulması gelir. Tabii bu alanı düzenleyicileri erkeklerdir.
Kadınların eğitim alıp almayacağı, ücretli alanda çalışma koşullarının nasıl olacağı, ne giyeceği, kamusal alanda ne kadar görünür olup olmayacağı, evlilik ve anneliğin kutsallığı gelecek rejimin çıkarlarına göre yeniden inşaa edilir.
Son yıllarda iyice çılgın bir hal alan kadınlara ve onların nasıl yaşayacağına yönelik saldırıların ardında bu gerçeklik var.
AKP uzun süreden beri siyasi bir parti olmaktan öte, yeni bir rejimin kurucu partisi olmuş, hedeflediği rejime göre devletin tüm kurumlarını şekillendirip kadrolarıyla doldurmuş, hukuku ele geçirmiş durumda. Bu kurumlar aracılığı ile halkı korku ve baskı ile yeni rejime “razı” etmeye çalışmakta.
Tüm bunları yaparken elinin altında çok yönlü kullanabileceği özel bir kurum daha var; Diyanet İşleri Başkanlığı.
AKP’ İslami bir rejim kurmayı hedeflediği için her alanda ilk olarak yardım aldığı, ideolojik olarak halkı etkilemesi, AKP lehine çevirmesi için başvurduğu kurum Diyanet oluyor.
AKP kendisinin nihayet bir parti olduğunun farkında. Her parti gibi AKP de sonuçta bir kesime hitap ediyor. Ama Diyanet bir dini temsil etmekte. Yani siyasi bir partiden çok daha fazlası ve siyasi bir partiden çok daha geniş bir alana hitap etmekte. Üstelik Diyanet devletin kurumu olduğu için söylediği, yaptığı, onayladığı şeyler İslami rejim kurmak isteyenlerin elini kolaylaştırmakta.
AKP ve Diyanet arasında diğer partilerden farklı olarak önemli bir bağ mevcut: İslam dini. AKP’nin siyasi parti olarak, hatta bundan öte siyasal İslam’ın partisi olarak Diyanet ile aralarında özel ortaklıkları bulunmakta.
Bu ortaklık nedeniyledir ki siyasal İslam’ın kurmaya çalıştığı yeni rejimde kadınların durumunun nasıl olacağı konusunu sık sık Diyanet “fetvaları” ile öğreniyoruz. Çünkü bu riskli ve toplumun sinir uçlarına dokunan değişiklikleri AKP kendi üzerinden değil, Diyanet aracılığı ile siyasal alana taşıyor ve böylece riskten kendisini kurtarmış oluyor. Siyasal alana iyice çektiği Diyanet kutuplaştırma siyaseti ile daha güçlendirmiş oluyor.
AKP yeni rejimini kurmaya çalışırken aktif olarak kullandığı bir diğer alan hukuk. Kadroları ile doldurduğu bu alanda istedikleri an, istedikleri konuda yeni yasalar çıkartabiliyor ya da mevcut yasaları farklı durumlara evriltebiliyorlar.
AKP, evlilik ve annelik yaşı alt sınırını artık kadınlarda 15’e dek indirildi.
Kız çocukları için evlilik yaşını 9 yaş, 12 yaş diye belirlemeye çalışırken toplumun tepkisiyle karşılaşıp bu yaşları yasalaştıramazken 15 yaş için AYM devreye girmiş. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/02/20060225-6.htm
115 çocuğun hamile olduğu, bunlar arasında 15 yaş altında çocukların bulunduğu ve bu hamileliklerin hastane yetkililerince emniyete bildirilmediği skandal haberini değerlendiren bir devlet yetkilisinden duyduk ki 15 yaş ve üstü çocukların hamileliğinin emniyete bildirilmemesi yasalmış.
Çünkü AKP hastanelerin 15 yaşındaki “anneliklerin” yasal olarak bildirilmesini kaldırmış. 15 yaşındaki “evlilik” ve “annelikler” artık yasal.
AYM’ye göre 15 yaşındaki kişi rızası ile cinsel ilişkiye girmişse ve şiddet yoksa bu anayasaya uygun görülmekte. Oysa anayasanın kadın erkek eşitliğini tanımlayan 10. maddesi tabii ki bu kardan çok uzak ve zaten tüm bunlardan ayrı olarak 15 yaşındaki birey hala yasalarda çocuk olarak kabul edilmekte.
Ve bir çocuğun rızası olamaz. Çünkü çocuk yetişkin olmayan birey demek. 18 yaşına dek çocukların hakkındaki kararlar ebeveynleri tarafından verilir.
Kız çocuklar için evliliğin 15 yaş olarak belirlendiği AKP rejiminde müftülere boşuna resmi nikâh kıyma yetkisi verilmedi.
Eğer “şiddet de yoksa” (şiddetten ne anladıkları başlı başına bir konu) yasa önünde hiçbir engel kalmıyor, çağırın müftüyü kıyıversin nikâhı.
Konuşturun Diyaneti, toplumu 15 yaşındaki evlilikler konusunda pamuktan yumuşak eylesin.
Toplumumuz da hemencecik yumuşar. Nasılsa çocuklara karşı cinsel arzu besleyen çok sayıda erkek var.
İmam nikâhı, resmi müftü nikâhı, Suriyeli kız çocuklar diye son yıllarda iyice normalleştirilerek arttırılan kız çocuklarla evlilik çoğunun iştahını kabartmakla kalmıyor artık yasaları da yanlarına alarak “hak sahibi” yapıyor. Yetişkin erkekler yasal olarak çoluk çocukla evlenebiliyor artık. Ellerinde kapı gibi yasaları var.
Daha önce sınırlı bir alanda ve İslami koşullarda yaptıkları bu tarz evlilikleri şimdi artık Meclis’te, AYM’de günbegün şer’ileştirdikleri yasalarla “yasal” olarak yapmaktalar.
Kız çocukların evliliği konusu neden mi bu kadar gündemde?
İslam dini kız çocuklarla evliliği uygun görüyor. Diyanetten İslami örgütlere, dinci siyasi partilere, Müslüman kadın örgütlerine dek hepsi bu konuda hemfikir.
Çıkıp itiraz eden var mı? Yok.
Neden olsun ki!