Hakk Aşkı, Xızır Hikmeti, Pirim Seyit Nesemi Nefesi İle..
Fakirin iyi olmaktan başka şansı yoktur . Bir çocuğun kötülük karşısında gülümsemekten ya da acıyla bağırmaktan başka şansı olmadığı gibi. Fakir için kötülük öğretilmiş bir durum ya da mecburen dahil olunmuş haldir. Ya da tarlasında bir lokma ekmeği için gayret ederken, o gayreti pay etme vicdani derinliğine de sahiptir. Çünkü farkedilmek bir paylaşma halidir. Ve farkedilmek Hakk’ın sevgi ile dokunuşu gibi Niyaz olmaktır. Sevgiden başka yolu olmamak sevgilerin en büyüğüne mazhar olmayı sağlar. Meydan kurmanın temel düsturu Hadimul Fukara olmak ise. Makbul olana meyletmek Hakkın Emri Rızasına nail olma ile, Xızır donuna akmakla mutlulukların en coşkulusuna yol olmak değil midir?
Doğmak ve Yaşam farkedilme eylemidir. Çünkü; can, milyon seçenekten ve gayretten sonra doğum kapısına yol bulur. Rahman olabilmek, yolda olabilmek Rahme (meydana) gelmek kabul görmek. Ancak gayretle mümkündür. Bunca gayretten sonra can iyilik ve kötülük kavramlarına doğar. Hakk Deryasında iyilik ve kötülükten çok canın birbirine yar olması, birbirinin sebebi olmasından başkaca bir hal yoktur. Hakk Deryasında iki temel hal süreğini sürer. Doğum ve Yaşam bu iki kavram Evrenin her tarafında aynıdır. Değişmez, değiştirilemez Hakk’kın Emri Rızasıdır. Ölüm dediğmiz ise ancak don değişmesi halidir. Her can doğmak ve yaşamak için gayret eder. Hiçbir varlık ölmek için Çark olmaz. Doğduğunuz rahim ve koşullar ise Hakk Deryasında Çark-ı Pervaz ederken ki hallerinizde ve zamanlarınızda nasıl bir eylem sürdüğünüz. Nasıl huy edindiğiniz ile doğru orantılıdır. Yani bir canınızda kötülüğe meyliniz oldu ise, siz sizinle çark halinde olanların yaşam dinamiklerini zorladı iseniz. Hakkın Emri Rızasını çiğnedi iseniz bunun bedeli mutlak olacaktır. Çünkü Hakk Yasası eş olmayı, eşit olmayı ya da eş değilseniz bile bir duruma ve hale rızalı olmayı düstur sayar. Rıza yok ise çark da yoktur. Unutulmasın ki yaşadığımız her halin yaşam süreklerimizde bir karşılığı vardır. Bu karşılık sadece sizin canınızla ilişkili değil, sizin yaşadığınız Aile, Aşiret, Komunuzla da ilgili ve etkileşimlidir. Yani eyleminiz İyi-Kötü- Nötr sadece sizi ilgilendirmez cümlemizi ilgilendirir. Eylem bir nokta da olmuş olabilir. Fakat Hakk Deryası(Evren) ve Xızır Çarkı(Zaman) bütündür ve bütün zerrelerden teşekkül eder. Her zerre ise kendinde bütünü barındırır. Canlar ibadeti, lokmayı, niyazı cümlesinin yüzü suyu hürmetine pay ederiz. Cümlenin rızası düsturu ile pay ederiz. Unutulmamalı ki eyleminiz kötü ise bu kötülük doğacağın tüm rahimlerde bedeli ve ya rızalığı gelişmediği sürece sizi ve hanenizi takip edecektir. Cennet ve Cehennem dedikleri bu eylemin sürekliliği ilişkisidir. Nazar eylemek sizin ettiğinizin mutlak iki gözün görmesi olayıdır. O iki göz onu yazar cana, havaya, suya, ateşe, toprağa. Nazar eylemiştir can cana, don dona. Hiçbir pratik ve ya hal Hakk Deryasında kaybolmaz.
Peki Suç nedir. Suç da son derekede bir farkedilme eylemidir.
Peki nasıl tanıma kavuşur, Açığa çıkma, oluşma sebepleri nedir?
Tanıma kavuşması ilk olarak Toplumsal yaşam dinamikleri açısından oluşan ahlak üzerinden. Yapılan Eylemin, yaklaşımın. Ortak yaşama uymama, topluluğa uymama durumlarına yapılan ortak tanımlamalardır. Lakin toplumsallık bu eylemleri Ar, Utanma, Dışlama yöntemleri ile en küçük birimlerinde düzenlemeye çalışır. Çünkü; can aileden başlayarak bu toplumsallığa aittir. Suç sayılan tüm toplumsallığa mal olacağı için dikkatli olmakla mükelleftir. Zindan kültürü yoktur. Eylem anlaşılmaya çalışılarak, çözüme dair yaklaşım açığa çıkarılır. Toplumsal önderlik svgiden doğan keramet ve makullukle kabul görerek, denenerek rıza ile verilir. Büyük çatışmalar ancak toplu bir tehlike görüldüğü zaman göç ya da savunmaya sebep verecektir.
Diğer tanım nizamın ve muktedirin tanımıdır. Yine inançsal ve geleneksel Ahlakilik temelli yorumla birlikte. Can artık Teba tanımlıdır. Nizam suçu engellemekten çok suç yaratma potansiyeline sahiptir. Çünkü; çok daha geniş toplumsallıklara dair yorum. Suçu merkezi bir noktadan yorumlayacağı için. Tanımlaması da merkezi yorumlarla olacaktır. Durumun oluşma sebepleri de merkezi olacağı için, hüküm de merkezi olacaktır. Bu durumda Adalet tanımı ortaya çıkacaktır. Suç denilen eylem yerelinden oluşum sebepleri anlaşılmadığı için de çözümlenemeyecektir. Yani suçlu yaratmaya devam edecektir. Bu nedenle suç üreten Nizam sürekli suçu önlemeye çalışan bir yaklaşıma yönelecektir. Bu daha çok muktedirin haklılığını meşru kılacak ve mülkleri koruma görevi kendi omuzlarında olduğu için. Daha fazla mülk edinerek suçu kendine yönlendirecektir.Suç artıkça, merkezilikte artacaktır. Daha fazla kolluk, daha fazla yargıç, daha fazla avukat. Suçlu görülen de suçlu göreni, Suçlu sayacağı için yaşamda bir meşruluk sorunu açığa çıkacaktır. Ve sürekli suç yaratma birbirini farketmeme ve tanımama pozisyonu alınacaktır. Bu da suçun tüm toplumun ve ya yaşamın bir sorunu olmadığı, bireyin sorunu olduğu inanç ve yaşam dinamiği yaratacağı için önlenemeyen ve canın birbirini vicdanende yok ettiği işkence, kıyım, şiddet sarmalını doğuracaktır. Örneğin “ Her koyun kendi bacağından asılır” yorumu Hakk İslamın değil, Muaviye Nizam yorumunun açığa çıkardığı bir kavramlaşmadır. Hakk Yolun tüm süreklerinde mülk bireye indirgenmez. Hakk Deryası Mülk değildir. Cümle varlığın gayret mekanıdır. Yani Mülk Allahındır. Tüm dillerde ve İnançlarda bu böyledir. Saptırılan ise Mülkün bir mezar boyutunda olsa bile satılabilir boyuta getirilmesidir. Süreç Muktedirlerin Allah adına mülkleri kendilerinin sayması ve toplumları buna ikna etmesi üzerine suç ve suçlu yaratmasıdır. Şöyle ki tarla artık sizin de Allahın da değil içinde köle ya da hırsız olmaktan başka yol bırakılmamasıdır.
Bugün de suç üreten işleyiş ve nizamlar giderek Hakk’kın Emri Rızasını hergün çiğnemekten ve savaşlar üretmekten başka bir sonuç üretmiyorlar. Dünya dışı yaşam aramak demek Dünyayı tüketeceğine dair yaklaşımı meşrulaştırmaktır. Çünkü; her kıyım ve kin birlikte yaşama dair duygularımızı hırpalamakta. Her katlettiğmiz hayvan, canlı vicdanlarımıza nazar etmekte ve bizi suça ortak etmektedir. Her muktedir bizi suçlarına ortak etmekte. Can almakta, bizi de bu suça ortak etmektedir. Hakk Yol süreklerinde ki her mümin her can ancak hanesini bir sevgi, vicdan ve barış mekanı yaparak bu zulmatı englleyebilir. Unutulmasın ki Hakk mekan olarak cümle canın kaldıramadığı meydanı insan canlısının vicdanına nakşetmiştir. Barış(Ber-eş) yaratmak ancak onu yaşamaktaki ısrarla mümkündür.
Hakk Aşkıya, Xızır yardımcımızdır.