Zaman boşluk kabul etmiyor. Her kelam yerine hasrettir. Kelam doğarken sıtk-ı sadık yolcu edilir ise her mekanda yurt bulur. Bugün biz Hakk Yol Aleviler Sıtk-ı Sadık kelamlar kuramıyoruz bu nedenle sözümüz sınırlarda nefislerimizle boğuşuyor. Hakk Yol kelam söyleyicileri, Yolun yer bulmuş güçlü kelamlarının verdiği nefesi kullanamıyoruz. Bir özgüven var herkeste, yüksek perdeden konuşan. Bu özgüven kendine konuşuyor. Toplumda bir yer bulamıyor malasef. Yol her kelamı “ Kendini bil” düsturu ile kurup üst üste koyup gelmiş. Binlerce yaşında bir ağacın tohumdan başlayarak toprakla kurduğu ilk ilişkiden tüm yaşamı boyunca her anını bedenine nakşetmesi gibi, tonlarca meyve verme cömertliğinde alçak gönüllü Yol ve cömertçe nasihatli meyve veren. Alevi can sözü kendi nefsi ile mücadelesinden kurar. Hakk olan budur. Emek edenin meyve vermek hali vardır tabiki. Yol meyve vermek için aşısını bile binlerce deneyimden sonra kendisi yapmış. Şimdilerde kısır meyve fidanları gibiyiz ne aşı istiyoruz ne de aşı tutuyoruz. Hasbihal de edemiyoruz. Kaçak, göçek her muhabbetimiz, herkesin sanki bir bostanda hırsızlığı var. Ne bostan belli, ne bostancı. Zaman Alevilerden çalınmış da bizler dakikalık muhabbet edemeyecek zamansızlar gibiyiz. Böyle olmaz Yol sen yoksan biz bir eksiğiz diyor. Biz komple Yol’u terk i diyar ediyor gibiyiz.
Hakk Yol Alevilere verdiği sözü hiç tutmayan muktedirler de bizim bu halimizden oldukça mutlulular, arada da işine gelenleri etrafına toplayıp bize zehirli güller dağıtıyorlar. Ya da kendileri çözüme akılları yetmediği için Alevilere Eyüp kuyusunu salık veriyorlar. Kaç defa indi – çıktı yol haberleri yok. Şimdilerde bir Halkalıda Proje Lisesidir tutturmuşlar dünya hınç ve parayla da süslemişler. Cadının elması misali Alevileri bu okulda Alevi – Bektaşi felsefesine göre yetiştireceklermiş. Alevi çocukları sözlü mülakatlarla devlet işlerinden uzaklaştırılırken. Yol değerleri zulüm, baskı ve asimilasyonla paramparça edilip, kimliksizleştirilip intihara sürüklerken. Coğrafyasında altın madenleri yapılırken, taş ve mermer ocakları ile talan edilirken. Nefis gayreti ile ihale toplayanların muktedire yaranmak için paralarını süsledikleri FETÖ akıllı proje okul ile Alevilere proje imam yetiştirecekler. Buna inanan birde safdilli projeci Cemevi başkanları var. Toplumun dibine istihbari dinamit koyacaklar. İnşaat yürüsün, mesele çıkarsa Yol teferruattır cinsinden. Biz Aleviler demokratik bir devlet istedik bunu çalıştaylarımızda defalarca söyledik. Biz toplumsal yurttaş temelli eşitlik ilkesi ile ancak rızalık geliştirebiliriz. Yoksa o beş alıyor ben de vergi veriyorum neden bir almayayım fırsatçılığı ile değil. Yol ciddidir öyle birkaç sofuya meydan vereydi Velayet makamında olmazdı. Lakin ciddiyetin olmadığı yarım yamalak bir elektirik, su faturası ile ortadadır. O da memerun keyfine bağlı. Sanki arsayı alıp, binayı halk kendi iradesi ile inşa etmedi. Devlete Cemevi meşru mudur, değil midir diye sordu sanki. Kendini düşürmenin ne anlamı vardı. Cami – Cemevi yetmez yaklaşımı ile gülünç bir duruma düşenler. Şimdi saraylı janti takımlar ve aynalı binalar ile Alevi toplumunu tava getirerek Kuran öğreteceklermiş. Kadro ise İmam Hatip kadrosu. Erzincan dede okulundan, İmam Hatiplerle birlikte Üçüncü dalga asimilasyon ordusu kuracaklar. Neye benzediği belli olmayan tiyatral Sunni temalı, Şii soslu ruhsuz Şehirli Alevilik inşası hedef. Bazı görev alan solcu mahallenin Janti Dedesi de şu an hem cemevi başkanı, hem de Proje Asimile okulunda maaşlı inanç kurulunda. Diyanet misali takkeli kelamlar ediyor. Yazık çok yazık. Rızalı cemevinde halk teveccüh gösterecek sende maaş alıp halkın inancını pazarlayacaksın. Neye güveniyorsun ki yarın o okuldan güya Alevi – Bektaşi olarak yetiştirdiğin öğrencilerin hepsine soruşturma açılmayacağının garantisini kim veriyor sana. Ya da softa saldırılar yarın ilk o okula yapılınca çocuklarımızı nasıl koruyacaksın. İrana asker yaparak mı? Sistem bu kadar ırkçılık beslerken neye güveniyorsunuz. Bu söz kurtuluş savaşında da verilmişti bize unutmayın ama kuruluştan sonra ilk iş tüm inanç kelamlarımızın, merkezlerimizin yasaklanması olmadı mı? Neye güveniyorsunuz. Yazılı bir yasa mı var elinizde, bizim bilmediğimiz bir anlaşma mı var. Olmadığını iyi biliyoruz, bakmayın mühürlü paraya o sahibini tanır.
Bu manada….
- Alevi aydınların, söz kuranların, sanatçıların, kurumların acilen biraraya gelerek Dünya,Türkiye ve Ortadoğuda bu kadar gelişme varken. Toplumumuza ve Türkiye demokrasi dinamiklerine yaklaşımımızı bütünlüklü anlatacak yaklaşıma ihtiyaç var. Bir Demokratik Anayasa konusunda yaklaşımımız açığa çıkmalıdır.
- Proje lise toptancılığına dair derli toplu kamuoyunu bilgilendirmek şart olmuştur. Tüccarların ve efendilerinin öyle yaptım oldu pozisyonundaki yaklaşımlarının boş ve nafile ihalecilik olduğu maaşlı adamlarına ve kendilerine iyice anlatılmalıdır.
- Bizler eşit yurttaşlığın teminatı oluruz. Çıkarcı vatandaşlık halklara ancak mültecilik dayatır. Yol da azınlık yok, her can, her varlık Hakk’ın cemalidir. Alem birlik deryasıdır. Bu nedenle Diyanetli çözüme ikna Eşit Yurttaşlık talebine ters bir yaklaşımdır. Ciddi kelam, ciddi meydan kurar.
Hakk Aynamız, Xızır Yardımcımız Olsun….