Başka Bir İhtimal Daha Var…

Canlı yaşamak için mümkün bulduğu tüm sınırları zorlar. Yaşamak ne kutsal bir eylemdir. Reya Heq / Hakk Yol inanç dünyasında ölmek tekrar Çark-ı Pervaz olma hali olarak nam bulur. Yani tüm kainat doğum halindedir. Yani külli kainat rahimdir, rahim rahman olanın gayreti ile yeniden yeniden doğum çarkına girer. Bir can önce kendi zerrelerinin her birine ikrarlıdır. Tek bir an, tek bir sanise vazgeçmez ondan. Çünkü her varlık görünmek ister. Görünen sevilmek ister. Sevmek var olmanın temel ilkesi. Aşure ayındayız Ana kadının / Qile’nin Şir’i / Süt’ü  ile mayaladığı Aşir /Eşir lokmasının verildiği can lokması zamanlarındayız. Yaşama yeminli, ölüme mühürlü ayın içerisindeyiz. Karalara büründüğümüz aydayız. Karanlık doğumun, ışığın habercisidir derdi Qile, bizler aynalarımızı ters çevirdiğimizde cemalimize bakmadan cümle varlık ile bir olmak derdindeyiz. Çünkü can ilk kendi cemali ile nefsini yüceltir. Cemal cemale değmezse iki göz alemi toz zerresi sayar. Hakk görülmeyince cemal kendini Hakk sayar. Lakin bilmez misin evlat aynanın ardı da sırlıdır. Karanlıktır ayna da görünmek için karanlıkta çağırır ışığı. Yasımız bilir birileri kara giyinmemizi, dilimizi bilmeyen Xorte Qemer( Esmer Cengaver) Hüseyin Xorrte Qemer’dir.  Qemeri bilmeyen( Qemer/Kamber) Ali’yi bilmez, Qember’i bilmeyen Qemter’i / Kemter (Ana Fatma’dır) bilmez, çünkü onlar canı noksan bilir. Qember’i hamal, Qemer’i hayal sanırlar. Cenk meydanı vicdan meydanıdır. Vicdanı ile cenk eden Mervan olur. Vicdanı olan Sulha meydan bırakır. Çünkü can sürekli Berzah’tadır. Doğmak için meydan bırakmazsan kendi celladın olursun. O nedenle biz aynanın arkasına da bakarız.

Anadolu ve Mezopotamya canları bir Peygambere verdiği sözü binlerce yıl tutan canlardır. Ape Qeqil’in deyişi ile “ Ez bi cane ki hezar cane pışta xwe bardıkım, bare insan ne ye ke hezare” / Ben bir canla bin canı sırtımda taşırım, insanın yükü bir değil binlercedir.” Yaptıkların senden öncekilerin mirası ve sonraya bırakacağın hikayeler olur. Canlılık birbirinin ayak izlerini takip eder. Bugün ülke ve dünya bir kaus aralığında. Bugün toplumlarımıza yön vermeye çalışanlar verdiğimiz sözleri ne kadar uzun tuttuğumuz farkında değil. Dünya bir atımlık lokma görülüyor. Ayna da şirk koşan nefisler var. Cenk meydanları mertlikten uzak tutulup, savaş meydanlarına dönüştürülmüş. Sulh ise nefsini yaşatma adına, kemaletten uzak kurnazlıklara kurban verilmekte. Ama herkes ve her hal bir çıkış derdinde. Çıkış ancak feryada cemal dönülür ise mümkündür. Çıkış ancak vicdan meydan bulur ise, Anaların açık Bahtına sığınılarak o ahlaki değerler hatırlanarak olabilir. Baht kadınındır, erkek o bahtı görmek istemediği için sürekli kapatmaya çalışmakta, çünkü Baht vicdan makamıdır, Hakk meydanıdır. O bahta dönen en masum çocukluğuna döner. Ya da en aşık sevgili hülyasına çekilir. Ya da baba olmanın muazzam emeğine döner yüzünü. Diyarbakır’da Anneler bir eylem başlattı, ondan çok önce Cumartesi Anneleri eylemlerini başlatmıştı. Anadolu ve Mezopotamya topraklarında barış meydanı Anaların gayreti ile kurulur. Bugün Diyarbakır’da Devlet bir diyalog alanı açmak istiyor ise kıymetlidir. Bu kıymeti en çok Kürtler verir. Fakat zaman ile yüzleşmek, zamandan, mirastan ders çıkarmak kıymetlidir. Anadolu ve Mezopotamya Halkları komşuları için çok bedel verdi. Bugün Kürtler’in durumu doğru anlaşılmalı. Komşuluğun yüzü suyu hürmetine elleri arasında çok evlat can verdi. Halen bir devleti yoksa bu komşuluk hakkının yüzü suyu hürmetinedir. Çünkü burada sınırlar nafiledir. Bu topraklarda çok cenk oldu. Bu topraklar Kerbela’yı gördü. Peygambere verdikleri sözü tutmayanların karşısında dimdik durdu. Bu topraklarda İnsana Dini sorulmaz çünkü aşiretleri kadim ve geniştir. Bir Aşiret’de bile dört ya da beş farklı din görürsünüz. Hangisi ile kendini sınayacak. Bugün siyasetçilik yapmaya çalışanlar bundan bi haber davranıyor. Kurnazlığı çok gördü bu topraklar. Bu topraklar Hurri’lerin, Hitit’lerin torunları, tanrısı ile tarım yapmış insanların toprakları. Her canı kendi hali ile kabul eden “Bin Tanrı İli” bu topraklar. Hurri’leri gören Sami halkların Hurriyet manasını biçtikleri topraklar. Ana kadının / Qile’nin Eşir/Aşure lokması pişirip Şir’i ile mayaladığı topraklar. Şir’in hakkı için Şire gelenlerin, nefislerine Şeriat belirleyip, Şirazeden çıkıp Şirk koşmalarına fırsat vermemek gerek. Bir İhtimal Daha Var. O da birlikte yaşam da ısrar. Dünya kirletiliyor. Doğa can çekişiyor. Ekonomi dedikleri nüfus hareketi bu topraklar çok uygarlık besledi. Bugün tohumunu bile yasaklayıp devşirme tohuma tamah ettiriyor. İşte bu şirk’e müsade etmemeli her can. Ölümle beslenenlere o savaşı vermeyeceğiz, birlikte yaşam için barışı inşa edeceğiz. Bir İhtimal Daha Var cümle varlığın yüzü suyu hürmetine Sulha kapı aralamak.

Hakk Aynamız, Xızır Yardımcımız Olsun…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER