Türk devleti 1974 yılında Kıbrıs’ı işgal etti ve 1619 Rum’u kaybetti. Kıbrıslı kayıp anneleri o günden bugüne çocuklarını bulmak için mücadele veriyor. Simge annelerden biri Andrulla Aristodimou. Kıbrıs’ta herkes onu Nunna yani Anne adıyla tanıyor. Nunna ile Kıbrıs’ta söyleşi yaptım. İşte Nunna’nın anlattıkları…
Nunna ne zaman mücadeleye başladın?
1955 yılında 12 yaşındaydım. O zaman Kıbrıs İngilizlerin elindeydi. Biz mücadele yürütüyorduk ki İngilizler gitsin. Ben o zaman mücadele içinde gazete ve kitap satıyordum. Başardık ve İngilizler gitti. 1974 yılında da Türk işgali başladı. Biz de yeni bir mücadele başlattık. Kayıpları bulma mücadelesi…
Türkler ne kadar Rum’u kaybetti?
1619 insanımızı kaybettiler.
Bugüne kadar kayıplarınızı buldunuz mu?
Her zaman araştırma içindeyiz. Bugüne kadar 662 kayıp bulundu ve onların cenazelerini getirdik. Cenazesini getirdiğimiz canlarımızı artık kayıp değil, şehit olarak adlandırıyoruz.
Kıbrıs’taki Kayıp Anneleri’ni görünce İstanbul Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri ve Diyarbakır’daki Dayîkên Aşîtî’yeyi hatırladım. Acıların ne kadar benzer olduğunu fark etmek tüylerimi diken diken etti. O anda Nunna benim için Hasan Ocak’ın annesi ve insan hakları mücadelesiyle bana ışık olan Eren Keskin oldu. Ortadaki aşağıda elinde kayıpların fotoğraflarını taşıyan Nunna.
Kayıplar için mücadele nasıl başladı?
1974 işgali ardından bazı insanlarımızın kayıp olduğunu gördük. Onları aradık ve bulamadık. Sınırın önüne gittik. Telle çevirmişlerdi. Biz kayıpların fotoğraflarını kaldırıp oradan geçen insanlara soruyorduk: “Gördünüz mü?” “Türk zindanları bizim insanlarımızla dolu” gibi bilgiler geliyordu.
Zamanla isim isim kayıplarımızın listesini çıkardık. Sonra tek tek onların yakalanış ve kayboluş hikayelerini araştırdık ve onları bulmak için çalışmalara başladık.
1619 insanımız kayıptı. O kadar insanın nasıl kaybedildiğini zamanla öğrendik. Örneğin Aşşa köyü… İşgalden önce bütün nüfusu Rum’du. Lefkoşa’ya yakın bir köy. Bugün o köy işgal topraklarında. Türk askerleri 1974 yılında bu köye gidiyor. 82 kişiyi gözaltına alıyorlar. Sonra onları bir duvarın önüne diziyor ve silahla katlediyorlar. Ardından toplu bir şekilde gömüyorlar. Sonra bu insanlarımızı oradan da çıkarıp Digomo köyünde toprağa veriyorlar.
Aiyoz Paulos köyünde de 82 kişi katledildi ve cenazeleri kaybedildi. Bu köy de Lefkoşa’ye yakındır.
Bütün kayıpların isim ve fotoğrafları var mı?
Evet. İsimleri var. Bazılarının fotoları yok. Lucarno şehrine yakın Ayoz Alexandros Kilisesi var. Orayı Kayıplar Kilisesi ve Müzesi’ne çevirdik. Kayıpların fotoğrafları kilisenin iç duvarında var.
Enteresan bir fikir. Bu fikir nasıl gelişti?
Bu fikir Peder Xirîstoforos’tan çıktı. Kilisenin arazisi Peder’e aitti. “Bu arazimi bağışlıyorum. Buraya kilise ve müze yapalım” dedi. Devlet ve halkın elbirliğiyle bu müze-kilise yapıldı. Pederin bir oğlu da kaybedildi. Adı Alexandros’tu. Alexandros’un cenazesini bulduk. Ama o zaman Peder yaşamını yitirmişti.
Yarın
* Nunna Kürtlere hangi mesajı verdi?
* Tüm Kıbrıs, Kürtlerin dostu Teofilos için ağladı.
* Zengin değilim ama Cumhurbaşkanı bana saygı duyuyor.
* Aram Dîkran’ın şarkısını duyunca ne dedi?
Nunna’nın bir haberini bu linkten izleyebilirsiniz:
Not: Bu söyleşiyi 2018 yılı Haziran ayında Kıbrıs’ta yaptım. İlk kez burada yayınlanıyor.