Yunanca Nunna anne demek. Kıbrıs’ta herkes Andrulla Aristodimou’ya Nunna diye hitap ediyor. Cumhurbaşkanı onun önünde ayağa kalkıyor. Çünkü onun hayatı mücadele içinde geçti. Bizler nasıl ki Metin Göktepe’nin annesini gördüğümüzde duygulanıyorsak veya Eren Keskin’i gördüğümüzde aklımıza insan hakları mücadelesi geliyorsa onu gören Kıbrıslılar da 45 yıldır kayıplar için mücadele eden bir anneyi hatırlıyor. Nunna ile söyleşimizin ikinci bölümü şöyle:
Nunna, Teofilos Yorgiadis’i tanıyor muydun? (20 Mart 1994’te Türk devleti tarafından öldürülen Kıbrıs Kürdistan Dayanışma Komitesi Başkanı)
Teofilos’u tanıyordum. Annesi arkadaşımdı. Teofilos Kürtlere çok yardım ediyordu. Türklerin gizli örgütü onu takip ediyordu. Evinin önünde öldürüldü. Kıbrıs’a ve Kürtlere yardım etmesin diye onu öldürdüler. Teofilos çok iyi bir insandı. Hem kendisi, hem başkalarının özgür yaşamasını istiyordu. Çok temiz kalpli ve yardımseverdi. Sadece komşuları değil, tüm Kıbrıs Teofilos’un ölümüne üzüldü, ağladı. Evliydi ve iki çocuğu vardı.
Annesi yaşıyor mu?
Annesi öldü. Teofilos öldürülünce çok sıkıntı aldı. Ondan sonra çok düştü. Biz kendisine destek olmaya çalıştık. Annesiyle Teofilos’un fotoğrafının olduğu penye yaptık ve dağıttık.
Aram Dîkran isimli büyük bir sanatçımız var. O da geçtiğimiz yıllarda yaşamını yitirdi. Teofilos için bir şarkı yaptı ve bir albümüne de onun ismini verdi.
Aram iyiki şarkı yapmış. İyiki mücadele eden insanlarımız var. Mücadele eden halk hiçbir zaman kaybetmez. Sen de gururlanman lazım ki halkın mücadele ediyor. Kürt anaları ile tanışamadım ama onların mücadelesini izliyoruz. Tüm anaları sevgiyle selamlıyorum.
Nunna 45 yıldır büyük bir mücadele veriyorsunuz. 662 kayıp insanınızı da buldunuz ve onların cenazelerini getirip burada toprağa verdiniz. İnsanlar kadir-kıymetinizi biliyor mu? Yoksa mücadele edenler unutuluyor mu?
Ben zengin değilim. Diğer anneler de öyle. Ama insanlarımız ve yöneticilerimiz bize saygı duyuyor. Dini liderimiz olan eski Arke Piskoposu 1. Xirosostomos beni bir fotoğrafla onurlandırdı. Bir gün de Brüksel’e gittim. Orada bir konuşma yapmamı istediler. Her ülkeden insanlar gelmişti. Dünya Çocuk Günü’ydü. Konuşmamı bitirince, “Sen okul okumadın ama çok bilgili konuşuyorsun” dediler. Doğruydu, okumadım. Ama mücadele bizim için en büyük okul oldu. Her kayıp annesi benim için birer öğretmen oldu.
“1974 işgalinde 1619 insan kaybedildi” dediniz. Aralarında çocuk da var mıydı?
Evet. 16 yaşından küçük 30 çocuk kayıptır. Aralarında altı aylık bir çocuk da var.
Kayıplar üzerine kitap çıktı mı?
Kayıplar Derneği üç kitap çıkardı. Yine belgeseller yapıldı. Ama henüz bir sinema filmi yapılmadı. 1977’de çıkan ve ismi “Hayatı Arayarak” olan kitapta önemli belgeler yer aldı. Örneğin kayıp olan bazı insanlarımızın hapisanede veya kurşunlanırken çekilmiş fotoğraflarını bulduk ve o kitapta yayınladık.
Senin aileden kayıplar var mı?
Kuzenim İstelyos Andonio Giberunda köyündendi. 74 işgalinde askerde kayboldu. Türkler kuzenimle beraber 14 kişiyi öldürüyor. Çok işkence ediyorlar. Vücudlarını parçalıyor ve Ayya köyünde toplu gömüyorlar. Ayya şimdi işgal topraklarında. 14 insanımızın cenazelerini getirdik ve kendi köylerinde toprağa verdik. Çoğu alnından vurulmuştu.
Nunna 45 yıldır mücadele içindesin. Unutamadığın bir anını anlatabilir misin?
Kriakos Garetsos yeğenim sayılır. Annesi düğünümde sağdıcımdı. Kriakos da kaybedildi. Annesiyle yıllarca aradık ve bulamadık. Annesi ölmeden 1-2 saat önce bana telefon açtı ve şöyle dedi: “Zamanım azaldı. Bu hayattan gitmem lazım. Anne ve kardeş oldu. Oğlumu bulursan ona kalbimin dayanmadığını söyle.” Ben mücadele ediyorum. Bulduğumda bu sözleri Kriakos’a söyleyeceğim. Sağdıcımın adı Xirîsantî Varvarolullo’dur.
Nunna acılarımız, duygularımız aynı. Son olarak bize ne söylemek istersin?
Ben kendime yemin ettim. Elimi kalbime veriyorum. Ömrüm yetene kadar onları arayacağım. Kürd analarını ve mücadele eden herkesi selamlıyorum.
Andrulla Aristodimou ile 2018 Haziran ayında Kıbrıs’ta görüştüm. Bu söyleşi ilk kez alevinet.com’da yayınlanıyor.
Söyleşide sözü edilen Kayıplar Kilisesi’nin iç duvarından bir görüntü… Türkiye devleti tarafından 1974 işgali sırasında kaybedilen Kıbrıslıların fotoğrafları… Kilisenin iç duvarları kayıpların fotoğrafları ile kaplı.