Pazarcık’lı Ozan Hasanî Qarayilên bugün Almanya’nın Stuttgart kentinde Hakka yürüdü. 72 yaşında olan sanatçı üç hafta önce böbrek rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. Cîhê xwe gûl û nûr bi…
Hasanî Qarayilên Pazarcık’ın en üretken sanatçılarından biriydi. Çoğunluğu Kürdçe iki yüzün üzerinde eser üretti. Eserlerinin teması da sadece aşk değildi. Avrupa’ya göç, gurbet, boşanmalar, memleket özlemi, ana-baba hasreti gibi sosyal ve toplumsal konularda yazdı.
Hasanî Qarayilên 1948 senesinde Pazarcık’ın Milone Ûgute köyünde doğdu. Mûsî Miste (Karayılan) ile Gûlê Walî Sayde’nin oğludur.
Anne tarafından aile ağacı büyükten küçüğe şöyledir:
Miço, Olle Miçe, Sayde Olle, Walî Sayde, Walî Walî, Olî Walî, Doxonî Êlî ve Gûlê Walî Sayde (Annesi).
Baba tarafından ise ailesi büyükten küçüğe şöyledir:
Îso, Miste Îse, Kulle Miste, Miste Kulle, Mûsî Miste (Karayılan-babası), Hasanî Muse (Kendisi) ve Tohîrî Hasan (Oğlu).
13 GÜNLÜKKEN ANNESİNİ KAYBETTİ
Henüz 13 günlükken annesini yitiren Hasan Karayılan, anneannesi Hûçê Olî Mande’nin yanında büyüyor. Kendisi 2011 yılında yaptığım söyleşide bunun nedenini şöyle açıklamıştı: “Babam askerdeyken annem hamileymiş. O zaman dayım da askermiş. Annem rüya görüyor ve dayım ölüyor. Annem, o zaman dua ediyor ve diyor ki: ‘Kardeşimin değil benim canımı al.’ Ben doğduktan 13 gün sonra annem yaşamını yitirdi. O zaman dayım babamın yanına gelerek şu ricada bulunuyor: ‘Kızkardeşim kendisini benim için feda etti. Bu çocuk ondan kalan bir yadigar. O nedenle ben büyütmek istiyorum.’ Babam da anlayışla karşılıyor ve ben aynı köyde ama dayımgilde büyüdüm. Beni nenem yetiştirdi.”
Böylece henüz yeni doğarken hem annesinden, hem de babasından ayrı kalan Hasanî Qarayilên, bu durumun elbette kendisini etkilediğini ama itikatli bir insan olan dedesinin yanında iyi yetiştirildiğini, Yol-erkânını öğrendiğini vurguluyor.
Köyde her türlü tarım işini yaptığını söyleyen Hasan Karayılan, 20 yaşına kadar köyde yaşadı ve traktör şoförlüğünü yaptı. 1971-1975 yılları arasında İskenderun Demir Çelik Fabrikası’nda çalıştı. 1975 Aralık ayında da evlendi. Filiz, Fatoş ve Tahir adında üç çocuğu olan Ozan, 1976’da Almanya’ya geldi ve bahçelerde çalıştı. Bir süre sonra tekrar döndü ama 1980’de yeniden Almanya’nın yolunu tuttu ve 2004 yılına kadar köyüne gidemedi.
O, 1980-1991 arasında bahçelerde, 1991’den emekli olana kadar da bir araba fabrikasında çalıştı.
İlk Klamı
İnsan ne kadar iyi yetiştirilirse yetiştirilsin anne ve baba sevgisi ve özlemi kişiyi etkiliyor. İlk klamlarından birini anne-babasızlık üzerine yaptı. Şarkının sözleri şöyle:
Na Dok Dî Na Jî Bov
Söz-Müzik: Hasan KarayılanDerleyen: Firaz Baran
La genci katima orakî
Çi la qûl bûyîma borakî
Lo lo havolno az rîyokê mirim
Hûne canazayî min biwînin bar kandolakî
Mi da go ovake wîna azî tî ma
Mi nosbika mo az kî ma
Lê lê mi na dok na jî bov dî
Az qûlakî bê xodî ma
Hasanî Qarayilên bu şarkıyı söylerken çok duygulanmıştı. Bunu gözlemlediğimi fark edince şöyle dedi: “İlk söylediklerimi hatırladığım zaman gözlerim dolar. Mazisini yaşayan bir insanım. Yaşayarak yazıldığı zaman çok farklı oluyor.”
MAKA
Gotin û Muzîk: Hasan Karayılan
Uy maka
Az qurbonê maka
Lê lê kurbê,
Çov rîjonê,
Maramata xode la ta tuni
Ti bêk “lowikakî xalke
Şav û ro, tî û birçî
Vî çiyoyî hêlê gûndî Millon
Boqo mi del û dêronî nîg halaka”
Lê lê şave nîvî şave
Şîrpa şîrpê borone
Fîr a fîrê bê
Dastê mi bûna camad
Tîyle mi kavir û doron do katin
Azî hotim corke merotê
Darî gomê wa la mi vaka
Moyrê gawrê xa bifiltîna
Daste minî minê camade
Ortê sîng û barê xaka
Mi sawê Xodê sar sîngê xa da xaveka
Lê lê ki şafaqe ovit mi da xawê sibe do roka
Az qûrbonê darî cîron la sezintî kat gotin ki “Aw kî ya”
Bê “Qa, î ova ke da xozi şivonaka”
Klamda, aşığın gece gündüz dağ-taş demeden sevdiğinin hayaliyle dolaştığı, hatta bir gün ellerinin donma tehlikesi geçirdiği anlatılıyor. Aşık, sonunda sevdiğiyle onların ahırında karşılaşır ve ona kendisini içeri almasını, göğsünün üzerinde yatırmasını söyler.
AWRÛPÊ ŞAWITÎ
Gotin û Muzîk: Hasan Karayılan
Derleyen: Firaz Baran
Mo kalaka mi la kalako xalke yar bûyo
Mo ho ziviston bûyo ho bihar bûyo
Mo av mêrotê Awrûpe qa notadar
Mo wore ma çiyokî kavir û dor bûyo
Am zamanakî da çûn totin
Ma da go ame oson ame rotin
Awrûpê mêrot çiyê şîrîn bûye
Kam bile de û bove xa ja oz hotin
Awrûpê şawitî az din kirim
Wuy az bê war bê şun kirim
Azî nizonim ki çî ma şawitîbû
Ki ma mîno Ferhad çiyo kun kirin
Hasan Karayılan, bu eserinde Avrupa’nın insanlarımız üzerinde yarattığı olumsuz düşünsel değişimleri dile getiriyor ve eleştiriyor. “Avrupa o kadar şirinmiş ki/Anne ve babamızdan bile koptuk” diyor.
24 yıl doğup-büyüdüğü köye gidemeyen Hasanî Qarayilên, bu eserin bir yerinde de Avrupa’nın kendisini yersiz ve yurtsuz bıraktığını, bu nedenle de ağaçsız, kayasız ve dağsız da olsa insanın kendi yurdunda kalmasını istiyor.
En Uzun Şarkısı
Hasanî Qarayilên en uzun şarkılarından birini 1985’te yazdı. 5 yıl ayrı kaldığı eşi Almanya’ya yanına geldiğinde çok duygulanan sanatçı, “Eşimin şahsında bütün köyümüzü, ayrı kaldığım bütün insanlarımızı gördüm. Hasretim depreşti” diyor.
Karayılan, o dönemi şöyle anlatıyor:
“Genel olarak erkekler buradaydı. Kimi nişanlı, kimi evliydi. Çocuklar memleketteydi. Bir uzun yola ilk kez çıkıyorsun. Burada bir mekan yok. Yasal olarak oturduğun bir ev yok. Efkârlanıyorsun. Kimi içine atıyor, kimi ah çekerek dile getiriyor, kimi de o cehver içinde var dışa atıyor.
1985’te bu şarkıyı yazdım. Eşim o yıl gelmişti. O zaman birisi geldiği zaman çok büyük duygu yaratırdı. O zaman tel yok, telefon yok. Memleketten gelen birisini gördüğümüz zaman köyümüzü hayalliyorduk. Hem hüzün, hem sevinç oluyordu. Bir mesaj, bir haber gelmiş gibi…“
Tê Ja Mamlakatê Ma Te
Söz-Müzik: Hasan Karayılan
Derleyen: Firaz Baran
Tê ja mamlakatê ma te
Biwê la êla ma çi he
Am hotin k’am zû vagarin
Dûr ojit songo ve re
(Nakarat)
Qurbayte xor cone ma
Tî yon pirs nakir hole ma
Biwe az qurbon biwe
Çi haya la êlo ma
Ki maktûwon da xûnîn çov
Hestir ten zirov zirov
K’az pirskim lê tu biwe
E çirgin lê de û bov
Hundirî ma’y wa darda
K’az biwem gowasarda
Bino êlê ma ja ta te
Pî ye xa la hustî mi warda
Çand solin ki am hotina
K’as nowên ki ela kuna
Dêlik hêne hurik bûn
Bovikon nosnokina
(Hasan Karayılan: “Çünkü ne babalar gitti de çocukları onları tanımadı ve eve bırakmadı. 3 sene, 4 sene geçmiş. Çocuk 3-4 yaşına gelmiş. Bunu yaşadık. Aynen!)
La êla ma hot bor a
Da çerin barx û kor a
Lowikî la dî zawîciye
La qurbayte î bêkor a
(Köyde evliyken eşi memlekette kaldığı için burada bekar olan insanı anlatıyor.)
Ki ma hasa dolon da bîstî
Xoş xoş kam lêdalîstî
No çove xa la re rîjon
Kaçike wa dargîstî
Awrûpe am barnado
Yerli yabancî vado
Gi sûce yoxsîle wû
Genc namo la dî mado
Yoxsîle am dûr birin
Am da çiyon do varkirin
La ve qurbaytê şawitî
Neçe gence ma mirin
Kam da şînin silovon
Bên poçkin hardi çovon
Ove vir ne vaxorni
Bîrom te a dilovon
Hasanî Qarayilên… Demir-çelik fabrikasında çalıştığı yıllar…
Hasanî Qarayilên ile 2011 yılında Stuttgart kentinde görüştüm. Kürtçe eserlerinin bir kısmını kaydettik ve onları yazılı hale getirdim. O zaman çok mutlu olmuştu. “Şimdiye kadar kendime göre yazıyordum. İlk kez şarkılarım kurmancî gramere göre yazılıyor” dedi. Hasan Abi, kurmanciya berfiratê yani yöre şivesiyle şarkı söylüyordu. İnsan başsağlığı dilemeye kıyamıyor. Şino ta gûl û nûr bi Kako…