FERDA ÇETİN
Motorları Avusturya’dan, kamera ve optik aparatları Kanada’dan, füze-roket başlıkları Almanya’dan ithal edilen, Tayyip Erdoğan’ın her seferinde övgüyle söz ettiği, “yüzde yüz milli ve yerli” İHA ve SİHA’lar gündemde.
Geçen hafta Ermenistan Savunma Bakanı Basın Sekreteri Shushan Stepanyan, Ermenistan ordusunun Türk yapımı bir “Bayraktar TB2 uçağı”nı düşürdüğünü açıkladı. Düşürülen uçağın, Kanada yapımı WESCAM optik sensörleri ve hedef yakalama sistemi ile donatıldığı, “Rotax” üretimi motorla çalıştığı açığa çıktı.
Bunun üzerine Ermenistan Başbakanı Nikol Pashinyan, Türk İHA ve SİHA’larına malzeme satan ülkelere Türkiye’ye ihracatı askıya almaları çağrısı yaptı.
Erdoğan’ın damadına ait fabrikada üretilen İHA ve SİHA’lara, Kanada’nın kamera ve optik malzeme, Almanya’nın roket, füze başlığı ve füzeler için hedef teknolojisi sattığı daha önce açığa çıkmıştı. Motorları da Rotax’ta ait imiş…
Rotax, Kanada/ Quebec merkezli, Bombardier Recreational Products (BRP) şirketinin Avusturya’da kurulan yan kuruluşu. İsmini sahibi Joseph Bombardier’den alan, Bombardier Recreational Products (BRP)’ın ABD, Finlandiya, Avusturya ve Meksika’da yan kuruluşları var.
Avusturya’da faaliyet yürüten Rotax, Ski-Doo ve Lynx kar motosikletleri ve “eğlence amaçlı uçak” motorları üretiyor. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’a da bu “eğlence amaçlı uçak” motorlarından satılıyormuş.
Karabağ’da, Türk yapımı İHA’ların foyası meydana çıkınca, BRP Başkan Yardımcısı Martin Langelier, aceleyle Radio Canada İnternational’a bir açıklama yaptı, “Avusturya’da tasarlanan ve üretilen tüm Rotax uçak motorları yalnızca sivil amaçlar için ve yalnızca sivil kullanım için onaylanmıştır. Bazı Rotax motorlarının şu anda askeri İHA’larda kullanıldığını öğrendik ve derhal kapsamlı bir soruşturma başlattık” dedi. Martin Langelier, “bu arada kullanımı belirsiz ülkelerde uçak motorlarının teslimatını askıya alıyoruz” diye ek bir vurgu da yaptı.
Kürdistan’ın dağlarını, ormanlarını, köylerini aralıksız bir biçimde bombalayan ve kesintisiz bir biçimde cinayet işleyen Türkiye, “kullanımı belirsiz ülkeler” kategorisine giriyor mu acaba?
Kamuoyunun baskısı artınca, Avusturya Dışişleri Sözcüsü Gabriel Juen de açıklama yapmak zorunda kaldı; “Rotax motorları çeşitli motor sporlarında kullanılıyor. İnsansız hava araçlarında ise yalnızca sivil amaçlarla kullanılabilir” dedi.
Avusturya’da üretilen Rotax uçak motorlarının Türkiye’de sivil amaçlar için kullanılmadığı çok açık. Bu motorların Türkiye’ye ihracı durdurulacak mı? Yoksa sadece Karabağ’da kullanılmaması mı sağlanacak?
Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, İHA ve SİHA’larda kullanılan WESCAM optik sensörleri ve hedef toplama sistemleri için verilen ihracat izinlerini askıya aldıklarını belirtmişti.
Avusturya Ekonomi Bakanlığı Sözcüsü Wolfgang Schneider, Türkiye’nin Kürt halkına karşı kullandığı İHA ve SİHA motorlarının Türkiye’ye ihracının önünde engel bulunmadığını belirtiyor; “Söz konusu uçak motorları askeri amaçlar için ve özel olarak tasarlanmadıklarından, ihracat izni alınmadan, yasal olarak Türkiye’ye ihraç edilebilirler”diyor.
W.Schneider bu açıklamayla, Avusturya parlamentosunun 2006 yılında Türkiye’ye silah ihracatını durdurma kararını tanımadığını ilan ediyor. Sözcü bu açıklamasıyla sadece parlamento kararını değil, Avusturya Ticaret Kanunu da çiğnemiş oluyor. Avusturya Ticaret Kanunu, bu tür malzemelerin ihracatını açık bir biçimde yasaklıyor; “İhraç edilen malların askeri amaçlar için tasarlanmış veya değiştirilmiş olması veya insan hakları ihlalleri, iç baskı veya terörist amaçlar için kullanılması ihtimalinde, ihracatın Ekonomi Bakanlığı tarafından onaylanması gerekir.”
Project Ploughshares isimli kuruluşta çalışan ve Drone teknolojisi ihracı üzerine araştırma yapan Kelsey Gallagher, uluslararası mevzuatta bir boşluk bulunduğunu belirtiyor. BRP/Rotax’ın, sivil faaliyetler için ürettiği uçak motorlarının, savaş amacıyla kullanılmasının “uluslararası silah kontrol rejimleri” tarafından henüz bir hukuka kavuşturulmadığından söz ediyor.
Drone, İHA ve SİHA konusu sadece uluslararası silah kontrol rejimleri bakımından değil; İnsan yaşamı ve insan hakları bakımından da henüz uluslararası bir hukuka kavuşturulmamıştır. Türk devletinin bu araçları bir cinayet aleti gibi, hiçbir suç ve ceza tehditi, bir yaptırım ve uluslararası yargı korkusu yaşamadan kullanmasının bir nedeni de bu boşluktur.
Ermenistan/Karabağ’da düşürülen Bayraktar TB2 Türk İHA’sı, bu “boşluğun” doldurulması için büyük bir imkan doğurmuştur. Türk devleti, henüz uluslararası bir hukuka tabi olmayan İHA ve SİHA’ları Kürt halkına ve doğasına karşı bir yıkım ve cinayet aleti gibi kullanmaktadır.
Kürt halkı, katliam, cinayet ve suikast silahlarının Türk devletinin eline geçmesine engel olabilir.
Kamuoyunun çok sınırlı baskısı ve basının gündeme taşımasıyla Kanada ve Avusturya adım atmak zorunda kaldı ve Türkiye’ye ihracatı durdurdu.
Suriye’den Irak’a, Libya’dan Kıbrıs’a, Ege adalarından Karabağ’a kadar bulaştığı her yeri çatışma, gerilim ve savaş alanına çeviren Türkiye’yi, onun niteliğini ve işlediği suçları uzun uzadıya dünya kamuoyuna anlatmaya ihtiyaç kalmadı artık. Kendi teşhirini kendisi yapıyor çünkü.
Ancak Türkiye açık bir biçimde insanlığa karşı ağır suçlar işlerken, ona hala uçak motorları, kamera ve optik malzemeleri, hedef takip sistemleri, füze ve füze teknolojisi satarak cinayet ve katliamlara ortak olan devletleri teşhir etmek ve bu “ölüm ticaretini” engellemek, kamuoyunu harekete geçirmekle mümkündür.
özgür politika gazetesi