Perşembe, Kasım 13, 2025

‘Saldırılar kadınları susturamaz’

TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın tutuklanmasına kadın örgütlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. ‘Gökkan’a yapılan saldırıyı her birimize yapılmış sayıyoruz’ diyen kadınlar, mücadeleden geri adım atmayacaklarını söyledi

Kürt kadın özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri olan Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt üyeliği” iddialarıyla tutuklanarak Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Ayşe Gökkan’ın kadın mücadelesindeki faaliyetlerinin illegalize edilmeye çalışıldığını ifade eden kadınlar, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde tutuklanma kararına tepki göstererek Gökkan’ı ve mücadelesini sahipleniyor.

Kadınların Kurtuluşu’ndan Benazir Coşkun ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Deniz Aktaş, Jin News’e konuşarak Gökkan’ın tutuklanmasıyla iktidarın birleşik kadın mücadelesine mesaj vermek istediğini dile getirdi.

Faillere ceza yok

Kadına yönelik her türlü şiddetin daha da yükseltildiği bir süreçten geçildiğini söyleyen Benazir Coşkun, “İktidarın ve erkek devletin özellikle son dönemde listelerinin üst sıralarına kadınları aldığı bir gerçek. Farklı yüzleri olan ama birbiriyle ilintili pek çok araç ve yöntemle bu saldırı hali sürdürülüyor. Cezasızlık politikasıyla fail erkeklere bir parola gibi yayılan ‘Bana bir şey olmaz’ amentüsünün yanında, yargı-karakol-meclis denkleminde işletilen bir süreç var. Kadınların kurtuluş mücadelesinde özellikle öncü kadınların direkt hedef alınmasını, Leyla ve Ayşe üzerindeki son kararları bu kapsamda okuyabiliriz” ifadelerine yer verdi.

Onlarca gözaltı susturamadı

İktidarın hedefinde özelde Kürt kadınların olduğuna işaret eden Coşkun, “Buradaki kadının da ‘Kürt’ olma hali daha derinlikli ezilme ve sömürülme ilişkisini daha yukarıdan hedef ceza gerçekliğini de beraberinde getiriyor. Leyla ve Ayşe de abartısız onlarca gözaltı, yüzlerce yıllık yargılamalara rağmen hala susmayan ve tüm kadınlara da susmamayı salık veren sembolleşen isimlerdir. Bu bağlamda Kürt kadınlarına susun, Türkiye kadın hareketine ise yalnızlaştırın mesajı veriliyor” dedi.

Kadınların bu saldırılar karşısında kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini vurgulayan Coşkun, “Bugün herhangi bir kadına ya da herhangi bir kadın kurumuna yapılan saldırıyı dışımızdaymış gibi okumuyor aksine her birimize yapılmış sayıyoruz” diyerek birleşik mücadeleyi güçlendireceklerini dile getirdi.

‘Mesaj verilmek isteniyor’

İktidarın büyük bir kriz içerisinde olduğunu bu nedenle de kadınlara saldırdığını belirten Deniz Aktaş ise “Faşist saray iktidarı, başta siyasetin en önemli politik özneleri olarak kadınlara saldırıyor. Kadınlar üzerinden aslında hem kadınlara hem de toplumun bütün öznelerine, devrimci demokratik hareketin öznelerine bir mesaj vermek isteniyor. Rojava devrimine öncülük eden Kürt kadınlardan, sosyalist kadınlardan korkuyorlar. Bu korkunun sonucunda böyle bir saldırı ile geri adım attırabileceklerini sanıyorlar. Bedellerle büyüyen bu mücadele asla geri adım atmamıştır, atmayacaktır. Bu korkularını büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

‘Örgütlülüğü büyüteceğiz’

Bu yılın direniş yılı olacağına ve 8 Mart öncesi kadınlara saldırmanın boşuna geliştirilmiş bir hareket olmadığına işaret eden Aktaş, “Eylemlerimiz terörize edilerek saldırıyla teslim alınmaya çalışılıyor. Ancak kadınlar örgütlülüğünü büyütmeye, direnişini büyütmeye hapishanelerden, sokaklardan yaşamın olduğu her alandan direnişi büyütmeye devam ediyor. Örgütlülüğümüzü büyüterek bu saldırılara cevap vereceğiz” şeklinde konuştu.

İSTANBUL

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz