Geçtiğimiz haftalarda Can TV’de sunduğum Kürtçe Hasê Ma programıyla bu coğrafyanın sesi olmak için bir yola çıktık. Aynı zamanda Maraş, Malatya, Adıyaman ve Antep ağzıyla yaptığımız program ile Kürtçe’nin üzerindeki asimilasyonun önüne geçmek ve bu leçenin coğrafyada yaşamasını ve gelişmesini sağlamayı hedefliyoruz.
YAŞAMIN YENİDEN İNŞA ETMEK TARİHE MAL OLACAKTIR!
Yaşamın yeniden inşa edelim çağrısı tarihi bir adımdır. 8 Eylül 2019’da Maraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Yalıntaş Köyü Kocapınar mezrasında kadınların öncülüğünde yaşamı yeniden inşa edelim şiarıyla coğrafyamızı ağaçlandırma amacıyla 5000 ağacı toprakla buluşturarak Maraş’ta ekolojik bir yaşamlı yeniden inşa etmeyi hedefledik. Bu girişimle yaşamı yeniden inşa etmenin önemini anlatarak insanlarımızın bu geliştirmeyi dahil etmeye çalıştık. Amacımız bu coğrafyanın iklimini korunmasını sağlamak ve yaşanabilir topraklar yaratmaktır.
O gün başlatmış olduğumuz bu proje halk tarafında kabul gördü ve her geçen gün katlanarak büyüme devam ediyor. Bugün gelinen aşamada ise yaklaşık 40-50 bin badem ağacının dikildiğini söyleyebiliriz. Artık bir mezrada başlatmış olduğumuz yaşamı yeniden inşa edelim çağrısı bugün Maraş’ı da aşarak kamuoyunda tartışılır hale geldi.
KAPİTALİST SİSTEMİN ALTERNATİFİ
Bugün kapitalizmin durumunun gidişatının farkında olan insanlar artık dünyada ve ülkemizde ekolojik yaşam tartışmakta. Sistemin yaratmış oldu kirlilik sonucu Çin’de ortaya çıktığı düşünülen covid-19 hastalığı da bize gösteriyor ki artık ekolojik bir yaşamın kaçınılmazdır. Kapitalist sistemin alternatifinin şüphesizdir ki ekolojik bir yaşamın kurulması ve sömürürüz bir dünyanın yaratılmasıdır.
KÖYLERİMİZİ YENİDEN KURABİLİRİZ!
Ekonomik sorunlar Maraş katliamı ve 12 Eylül darbenin ardında boşalan köylerde harabeye dönen evlerimizi inşa etmeye başladık. Avrupa’nın ve Türkiye’nin batısında hayatını kaybeden yakınlarımızı cenazelerin oralardan alıp buralara getiriyorduk. Bu durum üzerine şöyle bir çağrıda bulunmuştum: Köylerimizi mezarlığa değil yaşam alanına çevirelim.
Çünkü köylerimizde daha sağlıklı yaşamı sürdürebileceğimizi hepimiz iyi biliyoruz. Artık şehirlerde nefes alınmayacak duruma gelindi. Bunun yanı sıra ekonomik sıkıntılar şehirlerde büyümeye devam etti ve son olarak yaşanan salgınla daha da baş göstermeye başladı. Aynı zamanda bu salgın dünyada yeni bir düzenin kurulduğunda habercisi konumda.
İşte onun için biz yönümüzü doğup büyüdüğümüz topraklarımıza dönüp toprağımızı bilimsel bir işletme ile işletebilir, topraklarımız bizleri yaşamın tüm temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği görebiliriz.
Diğer yanda ise bu proje sadece bunu da değil yaşamın tüm boyutlarıyla el almak ve yaşama dair olan her şeyin yeniden gözden geçirerek, burada hayat bulmasını sağlamaktır. Bu atmış olduğunuz adım hem bu coğrafyanın hem ülke ekonomisine katkıda bulunmak bu toprakların değerlenmesini sağlamak aynı zamanda bölgede hayvancılığı, tarımı geliştirmek profesyonel bir hayvancılığı geliştirmek bunun yanı sıra arıcılığı teşvik etmeyi amaçlamaktayız.
Ekolojik bir yaşam için Doğayı korumak zorundayız. Burada biz bir ekolojik yaşamda bahsediyorsak coğrafyada termik santrallerin ve HES’lerin insan ve doğadaki tüm yaşamı ne denli tehdit ettiğini doğanın tahrip edilmesi ve ekosistemin bozulması sonucu insan yaşamında ne denli tahribatlar yaratacağını biliyoruz. Bugün ve dün ülkeyi yönetenler HES’lerin ve termik santrallerin birçok hastalığa neden olduğunu bilmelerine rağmen birkaç firmanın kâr hırsı yüzünden nelere maruz kaldığımızı anlatmak bunun için de bir kamuoyu oluşturulmasını sağlamak ve bunu makul bir düzeye çekilmesinin sağlamak durumundayız.
Diğer husus ise bu coğrafyada Alevi inancının gün ışığına çıkarıp daha önce kapalı kapılar ardında yapılan cemlerin artık meydanlarda yapmak ve Alevi felsefesinin bu coğrafyada yaşayan insanları bütün toplumlumuzla buluşturmaya amaçlıyoruz. Bu felsefeyi insanlara anlatmayı da önümüze koyacağız. Çünkü yıllarca bu inancın üzerinde her türlü baskı her türlü oyun oynanmıştır ve bunu üzerinde tohumlar kutuplaştırıcıya sebep olan sistem inancı saptırmıştır. Bilinmesini isteriz ki biz buna karşı inancımızın önderleriyle doğruları toplumumuza aktaracağız.
Elbette ki sesimiz programında sadece bunlar değil ülkede ve dünyada tüm gelişmeleri değerlendirip Can TV ekranlarında dilimiz döndükçe tartışacağız. Bu imkanı bize sunan Can TV ailesine teşekkür ve saygılarımı sunarım.
Saygılarımla…