Celal Abbas Ocağı pirlerinden Abbas Alıcı, cenaze erkanı yürütenlerin kullandıkları cübbe ve başlıkları eleştirerek, “Günümüzdeki kimi kesimler, her aklına geleni yapıyor. Sonrasında da ‘biz böyle’ gördük diyorlar. Biz de mersiye, duvaz, gülbeng, saz, semah gördük. Şimdi o insanlar, bu sözleri nereye koyacaklar?” dedi. Alıcı ekledi: Alevilik bir inançtır ama yaşayanındır; ölenin değil.
Celal Abbas Ocağı pirlerinden ve aynı zamanda Alevi Bektaşi Federasyonu İnançtan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Celal Abbas Alıcı, Alevi inancına ait olmayan ve sonradan dahil edilen kıyafet ve aksesuarları eleştirdi.
Alevi erkanlarında cübbe ve takkenin yeri olmadığını söyleyen Pir Celal Abbas Alıcı, hizmetlerde okunan duaları da eleştirdi.
“Alevilikte 2 çeşit giyim vardır” diyen Pir Celal Abbas, “Bunlardan bir tanesi 12 hizmettekiler ile semah dönenlerin beline taktığı kemerdir. Bir diğeri ise; müsahip kardeşliğine giren canların, üzerine örtülen örtüdür. Bunların haricinde Alevilik’te hiçbir özel kıyafet yoktur” şeklinde konuştu.
“ALEVİLİK YAŞAYANIN İNANCIDIR”
Pir Celal Abbas, takke ya da herhangi bir taç takmanın da doğru olmadığını ifade ederek hizmetlerde Alevi inancına aykırı olarak okunan duaları da eleştirdi.
“Alevilik’te dua yoktur; gülbeng vardır” diyen Pir Celal Abbas “Fikrimce Alevi erkânlarında Fatiha duası da yoktur. Alevilik bir inançtır ama yaşayanındır; ölenin değil. Yani; Alevilik yaşayanın inancıdır. Ölünün dini olmaz. Ölürken hesap verilmez” ifadelerini kullandı.
Cenaze erkanlarında görülen “Her can bir gün ölümü tadacaktır” yazısını da değerlendiren Pir Celal Abbas, “Alevilik’te ölünmez, don değiştirilir. Belki bizim sesimiz çok duyulmuyor ama Alevilik kimilerinin anlattığı gibi değil, Alevilik yaşanabildiği zaman inanç olabiliyor” dedi.
“ŞİMDİ O İNSANLAR, BU SÖZLERİ NEREYE KOYACAKLAR?”
Pir Celal Abbas Alıcı, “Günümüzdeki kimi kesimler, her aklına geleni yapıyor. Sonrasında da ‘biz böyle’ gördük diyorlar. Biz de mersiye, duvaz, gülbeng, saz, semah gördük. Şimdi o insanlar, bu sözleri nereye koyacaklar?” diyerek Kul Nesimi’nin şu dörtlüğü ile sözlerini sonlandırdı:
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Hakikat şehrinden ayırma bizi
Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır.
Eren GÜVEN/ANKARA