BASINA VE KAMUOYUNA
Bilindiği üzere, son günlerde organize suç örgütleri meselesi ve bu yapıların derin devletle olan organik ilişki ve eylemlilikleri iktidar kliklerinin çelişkisi sonucu içeriden ifşa edilmiş, bu mesele gündemi yoğun biçimde işgal etmiştir.
Hakk Yol Alevi halkları olarak organize suç örgütlerinin de kullanıldığı katliamların mağduru, tanığı, sanığı, davacısı olduğumuz bir tarihle yaşadık ve halen böyle bir tarihi yaşama hali ile yüz yüze bırakılmaya devam ediliyoruz.
Organize suç, Türkiye Devlet formunun iç kanatlarında özel emirlerle kırmızı kapaklı defterlere yazılmış olup, Anadolu ve Mezopotamya halklarına uygulanan zulüm politikalarıdır. Devşirme (Mankurt) kültürün sonucu olarak bizlere beka meselesine dönüştürülerek uygulanmış ve uygulanmaktadır. Türkiye halkları iktidarların beka sorunu adına karşıtlaştırılarak birbirilerinin canları ile tehdit ediliyor. Çerkes kendi canından korkutularak Kürde düşman ediliyor. Türk kendi canından korkutularak Ermeni’ye, Rum’a düşman kalıyor. Kürt kendi canından korkutularak kendine, Türk’e düşman ediliyor. Düşmanlık ve beka korkusu iktidar ve suç üreten devletler için temel yönetim ve tahakküm kurma aracıdır. Nemrutluğun temel buluşudur. Sürgün et, sürgün yarat, göç yarat sonra istila et, sonra bu zulümlerin hiçbirini yapmamış ve lütuf etmiş gibi kendini pazarla. Kürdü korucu yap, sonra maaş vererek lütuf etmiş ol. Çerkesleri Kırım’da yalnız bırak, Ruslar talan etsin ve sonra kendine ajan yap. Dersim’i kırıma uğrat, sonra da medeniyet götürdüm, okuttum diye lütuf yapmış ol. Tatarlar kendi yurdunda katledilerek sana sürülsün başka Nemrut tarafından, sen lütuf yap Rum’a düşman et, o da onu yurdundan sürsün. Topal Osman’nın Giresun’a etmediğini bırakmayan bir mafya ve zülumkar olduğu belgeleriyle ortadayken, Giresun’un katilini Giresun’lulara ata ve kahraman ilan et… Bunlar organize suçun açık belgeleridir. İşte kendini Organize suç üzerine kurmuş devlet aklı bu yöntemleri kullanır, kullanmaktadır. Bu nedenle biz organize suçun tepe noktası dururken, tetikçileri ise göğüs göğüse olduklarımızdır.
Sedat Peker’e organize suç örgütü diyerek sıyrılma çabası ise yüzü kızarmadan konuşan tepe noktasının suçunu bilme meselesidir.
Hakikat her demde yürür. Kendine deli diyenler bizdeki deli manasını hikmetiyle anladıysa, içindeki onur nüvesiyle yüzünü bize döner. Gerçeğimizden feyz alır, güç alır, suçunu ifşa eder. İşte o dem bizim meydan bulduğuna canın inanma meselesidir. Hakk her demde görünür nişandır. Hakikat paklanma meydanıdır. Çok kanımıza girmiş, biliriz bize sığındıklarında. Bahtımıza düşen, bahtımızdan aman dileyenin pınarımızdan içecek suyu, nefes alacak demi vardır. Cıvatımıza giremez, çarxımıza bakar, hizmet etmek için ser koyar; sadece, ne vakit ki halk olana rüştünü ispat etti ancak mekanda minder bulur. Lakin Şah Hüseyin’i katletmeye gelenler arasında Hür B. Yezid bu zulmü kabul etmeyerek Şah Hüseyin’in tarafına geçmiştir. Hür bu davranışı ile tarihte meydana minder kurmuştur. Bu nedenle biz biliriz ki hakikat her meydanda kendine yer açar. Yolumuz Devlete Adaleti yakıştırır. Çünkü Adalet Ana Kadının hakikat yasalarıdır. Devlet Adalet ile küçülmeli, kültür ile büyümelidir. Nefsin elleri Adalet kemendi ile bağlanmalıdır. O nefis nemruda dönüştüğünde ya da Yezit olduğunda, halk adaletin sesi ve hakikati ile ayağa kalkar. Dili, dini, rengi fark etmez, her ana peşine doğan çocuğa nasihat ettiği on yasadır adalet. Öldürmeyeceksin, paylaşacaksın, çalmayacaksın ile başlayan on hakikat yasası. Bu yasa kadının sırrı hakikat dili ile her mekanda ve devranda değişmez, kendini diri tutar. Canın zor zamanında arınması ve ayağa kalkması için ona ışık olur. Işığa dönenler korkmasın, bizlerin de karanlıktan korkmadığı gibi. Yolumuzun da nasihati ve hakikatidir. Korkmayın, karanlık da aydınlıktır. Yeter ki gayret edin, ışığınız çark-ı pervaz edip doğar meydana. Yolumuzdan dem vurup rehber görenler, şunu bilsin bizim nemruttan korkumuz yok. Asıl korkumuz, korkusuzluğumuzun sizleri korkutmasıdır.
Bir ifşaat var meydanda çokça duyduğumuz. Alevilere dönük saldırı olacak. Büyük suç örgütü içerisinde tasarlanmaktaymış. Tasarlanmasına gerek yoktur, zaten bu sürekli hazır bir plandır. Biz bu planlara rağmen halen dimdik ayaktayız. Yalpalayanlar düşünsün. Onlar için mekan zor bulunur. Kerbela’da, Koçgiri’de, Dersim’de, Malatya’da, Çorum’da, Maraş’da, Gazi’de, Gezi’de görmedik mi sanıyorsunuz. Gazi’yi on binlerce kollukla ablukaya aldınız, canlarımıza kıydınız, derinlerinizle birlikte Gezi direnişinde Sekiz gencimizi katlettiniz, Uğur Kurt’u Cemevi bahçesinde katlettiniz, Dilek Doğan’ı evinde katllettiniz, Kemal Kurkut’u Diyarbakır Newroz’unda arama noktasında vurdunuz, Gazi ormanı girişinde halkın gözü önünde dört gencimizi kurşun yağmuruna tuttunuz. Barış Kerem (18) ve Oğuzhan Erkul’u (18) katlettiniz, ikisini yaraladınız. Daha hangi katliamdan bahsediyorsunuz?
Bizlerin Nemruttan korkusu yok, korkumuz komşusuna gülmüşken, komşunun sana düşman edilmesidir. Bizim korktuğumuz dostun gülü birde, kalleşlik eden ikrarsız, İçimizde ki Zeynelé Topi, Rayberé Qop gibilerdir. Lakin dünya yurdumuz, bahtımız memleketimiz.
Bu eşikten sonra Alevi Halklara rehberlik ettiğini düşünenler köşelerinde kart çevirerek yol bulamazlar. Toplumsal birliğimiz ve Türkiye samimi demokratik kamuoyu ile birlikte mücadelemiz elzemdir. Anadolu ve Mezopotamya’nın halkları tarihsel kader birliğini hep korumuşlardır. Dostların güvenlik uyarısı da oyunun bir parçasıdır. Sonrasına hazırlık için lütuf hazırlığıdır. Buna kanmayız. Kananlar olabilir. Reya Heq / Hakk Yol Alevilerin bu konuda deneyimleri güçlüdür. Saldırı yapmak isteyenler ancak İŞİD’ten medet umanlardır. Onlarında durumu Suriye’de ortadadır. Olacak saldırıdan İsmet İnönü tek adamlığı ile bize yaşam lütfedeceğini hayal edenler de bizim için aynı ruhun yansımalarıdır. Hakikatli bir yeniden başlangıç yapacaksak bu ancak tarihsel bütünlüklü yüzleşme ile olacaktır. Bizler bu süreç doğru gelişmeden bu suça ortak olmayacağız, birliğimize özen göstereceğiz. Anadolu ve Mezopotamya halkları ile bir yol inşa edeceğiz. Kültürel ve demokratik gelişim ısrarımız ve cesaretimiz vardır.
Bu vesile ile tüm kurumlardan bağımsız her Alevi bir iradedir. Bu iradesini duygusal ve düşünsel ikrarlaşmaya çevirmelidir. Dünya Alevileri sürekli tetikte olmalıdır. Bizim canımız ve ruhumuz burada ortada sizler de zihninizi ve hareketinizi açık tutun, demokratik değerlere bağlı tüm dinamikler ile birlik içerisinde zulme karşı mücadele etmek kararlığımız hakikati inşa edecektir.
Mazlum Çaresiz, Mekan Rızasız, Zaman Sahipsiz Değildir.
Hakk Aynamız, Xızır Yardımcımızdır.
DEMOKRATİK ALEVİ DERNEKLERİ GENEL MERKEZİ
02/06/2021