Cuma, Kasım 14, 2025

Peker’in cemevi iddiası: Geçmişle hesaplaşmanın yolu açılır mı?

Suç örgütü kurmakla suçlanan ve yurt dışında yaşayan Sedat Peker, yaptığı açıklamalarla Türkiye’nin gündeminde kalmayı sürdürüyor. Sedat Peker, Pazartesi akşamı sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Gaziosmanpaşa’da 1995 yılında düzenlenen saldırıdan daha büyük bir eylemin eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın adamları tarafından planlandığını öne sürdü. Peker, “Planları bir cemevine saldırıdır” dedi.

Peki Peker’in hem Mehmet Ağar’ı zan altında bırakan hem de geçmişteki acılı hafızayı tazeleyen iddiaları bugün için ne ifade ediyor?

İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te üç kahvehanenin taranmasıyla başlayan olaylar 23 kişinin hayatını kaybetmesi, 653 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanmıştı.

“Provokasyon iddiaları vardı”

DW Türkçe’ye konuşan gazeteci Ali Topuz, Gazi katliamı sonrasında gündeme gelen iddiaları hatırlatırak “Gazi olaylarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilmek istenen Hüseyin Kocadağ’ın yolunu açmayı hedefleyen bir provokasyon olduğu o dönem çok konuşulan iddialardan biriydi. Hüseyin Kocadağ, Susurluk’taki kazada ölen polis şefiydi. İbrahim Şahin, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz gibi özel harekatçı polislerin eğitmen ve amirlerinden biriydi” diyor.

Gazi katliamının üzerinden çeyrek asırdan fazla zaman geçti. Bu süreçte iktidarlar değişse adalet talebi karşılıksız kaldı. Tüm sorumlular yargılanmadan dava zamanaşımına uğradı. 2004’te yapılan düzenlemeyle insanlığa karşı işlenen suçlar ile bu suçlarda zamanaşımı kaldırıldı ancak bu düzenleme geriye işletilmedi.

Sadece iki kişi ceza aldı

Olayların başladığı günden itibaren davanın avukatlığını yapan Remzi Kazmaz da DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede dava sürecinde yaşanan zorluklara dikkat çekiyor. İstanbul’da açılması gereken davanın, olayın gerçekleştiği yerden 1200 kilometre uzakta olan Trabzon’a sürgün edildiğini hatırlatan Kazmaz, davanın sekiz yıl sürdüğünü ve 23 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili sadece iki polis memurunun 1 yıl 8 ay ve 3 yıl hapis cezası aldığını vurguluyor.

Gazi davasının avukatlarından Remzi Kaymaz

Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, basit bir cinayet davası olarak görülen davada, 20 sanıktan 18’i beraat etmişti. Susurluk Skandalı ile ilgili Başbakanlık tarafından yapılan soruşturmada Meclis Araştırma Komisyonu’na ifade veren dönemin İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, avukatların taleplerine rağmen davada tanık olarak dinlenmemişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 26 Temmuz 2005’te “Sorumluların, uygun ve yeterli soruşturma yapmadıkları, öldürme koşullarının uygun ve yeterli bir incelemeye alınmadığı, yargılamanın çok ağır adımlarla ilerlediği, cezaların görece hafif olduğu” gerekçesiyle Türkiye’yi mahkum etti ve her ölüm olayı için 30 bin Euro manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

“Davanın önü açıldı”

Kazmaz’a göre Peker’in iddiaları, davanın yeniden açılmasının yolunu açtı. Kazmaz, “Sedat Peker’in tweeti ile beraber ortaya yeni bir delil çıktı. Evet, davanın tekrar açılabilmesinin yolunu da açtı bu konuşmalar” diyor ve yeniden Hanefi Avcı’ya işaret ediyor:

“Gerek Susurluk raporu gerekse bu konularla ilgili bugüne kadar anlatılan Gazi’de yapılan katliamın arkasında derin devletin olduğunu gösteriyor. Şimdi artık bir fırsat geçmiştir. Bugüne kadar görenler görmedi. Konuşma zamanı. Tarihi bir davanın tekrar açılabilmesinin yolu ortaya çıkmışsa bütün faili meçhuller bununla birlikte tekrar tekrar yargılanacaklar. Sıra Hanefi Avcı’da. Gazi Katliamı Davası’nın kara kutusu olan Hanefi Avcı eğer Sedat Peker gibi bu konularla ilgili ayrıntılı bilgiler verebilirse ben inanıyorum ki Gazi Katliamı Davası gibi diğer katliam davalarının da önü açılacaktır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz