Sivas Katliamı davasına ilişkin 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurunun görüşülmesi ertelendi. Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyu yapan Sivas Katliamı’nın avukatlarından Şenal Sarıhan davadaki hedeflerinin devletin katliamdaki yerini ortaya çıkarmak olduğunu belirterek, dava sürecinin skandal kararlarla sürdüğünü ifade etti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 33 aydın ve sanatçının ve 2 otel çalışanının katledildiği Sivas Katliamı’na ilişkin ‘etkin ve adil bir yargılama yapılmadığı’ gerekçesiyle 2014 yılında yapılan başvurunun görüşülmesini erteledi.
AYM’ye başvuruyu yapan Sivas Katliamı davasının avukatlarından Şenal Sarıhan konuya ilişkin PİRHA’ya yaptığı değerlendirmede yargılama sürecinin makul süreyi geçtiğini ve asıl amaçlarının katliamda devletin olumsuz etkisinin ortaya çıkarılması olduğunu belirtti.
“ARADAN 7 YIL GEÇTİ, BAŞVURUMUZ MAKUL SÜREDE SONUÇLANMADI”
AYM’ye başvuruyu 2014 yılında yaptıklarını hatırlatan Sarıhan sözlerine şu şekilde devam etti:
“2014 yılından bu yana Erçakmak ve arkadaşları davasındaki savımız -bu sırada da Türkiye’de Türk Ceza Kanunu’nda olumlu bir değişiklik olmuştu ve ‘İnsanlığa karşı suç’ bizim suç kategorilerimiz içerisine yerleşmiş durumdaydı- insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı işlemediği için her ne kadar Türk Ceza Kanunu’na yeni girmiş de olsa yani 1993’ten sonra girmiş olsa da zamanaşımı işlemediği gerekçesiyle bu davanın herhangi bir biçimde zamanaşımına uğramaması talebinde bulunduk. Aynı zamanda dava da açık ‘Yaşam hakkı ihlali’ vardı. ‘Adil yargılanma hakkı ihlali’ de vardı. 1993’ten bu yana makul yargılama süresi uzamıştı. Anayasa Mahkemesi daha yeni davamıza bakıyor, dosyamızı ele alıyor.”
“DAVA SÜRECİ BAŞTANBAŞA BİR SKANDALLAR DİZİSİ GİBİ YÜRÜDÜ”
Anayasa Mahkemesi’nden ihlal kararı beklediklerini ve verilecek kararın maddi-manevi tazminat sonucu yaratacağını söyleyen Sarıhan son olarak şunları aktardı:
“Verilecek karar davanın yeni baştan görülmesini gerektirecek nitelikte ya da eksik soruşturmanın devam etmesi niteliğinde de olabilir. Böyle bir karar da çıkabilir elbette ama daha çok bizim hedefimiz devletin de bu işteki, olaydaki olumsuz etkisinin tespit edilmiş olmasıdır. Uzayan yargılama tarafları mutlu etmedi, onların manevi duygularına herhangi olumlu bir şekilde etkisi olmadı. Zaten dava süreci baştanbaşa bir skandallar dizisi gibi yürüdü. İnsanlar zaten tatmin olmadılar ve biz bu Anayasa Mahkemesi’nin ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vereceği karar -ki Anayasa Mahkemesi’nden ret kararı çıkarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz- bizi bu kararların hiçbiri tatmin etmeyecek. Çünkü bu davada, bu olayda esas olarak bu katliamı örgütleyen grupların, kişilerin daha doğrusu örgütlerin bulunmadığını biliyoruz. Bu durum Türkiye’de katliamların devamının da bir nedeni olmuştur diye düşünüyoruz. Bu sebeple gerçek bir adaletin sağlanması konusunda çok umutlu değiliz. Ama hukuken elimizden gelen ne varsa onu yapmak konusunda da kararlıyız.”
PİRHA/ANKARA