Gergerlioğlu: Muhalefet acilen buluşmalı

Tahliye olduktan sonra hukuksuz bir şekilde gasp edilen vekilliğinin iadesini bekleyen HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, dışarıda cezaevinden farksız bir atmosferle karşılaştığını belirtti.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) milletvekilliğinin düşürülüp cezaevine gönderilmesiyle ilgili hak ihlali kararı verdiği HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, ANF’ye konuştu. Bunca hukuksuzluk içinde AYM’nin verdiği ihlal kararının bir nefes olduğunu belirten Gergerlioğlu, insanın ister istemez adalet arayışında olduğunu vurguladı. Bunun yaşadığı ilk hukuksuzluk olmadığını ifade eden Gergerlioğlu, haksız bir şekilde işinden atıldığını, ardından yine haksız cezalara muhatap olduğunu hatırlattı. Yerel mahkemenin zaten ilk kararıyla hukuksuzluğa imza attığını, istinafın da bunu onayladığını söyleyen Gergerlioğlu, Yargıtay sürecinde ise bir hakimin itiraz etmesine rağmen diğer dört hakim tarafından kararın onandığına işaret etti. Son bir çare olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını dile getiren Gergerlioğlu, şöyle devam etti: “Birileri buna dur der diye bekledik. En son gideceğimiz ve sığınacağımız yer Anayasa Mahkemesi’ydi. Ciddi bir araştırma yapan AYM ortada hiçbir suç olmadığını, tam tersine esas olarak benim ifade özgürlüğümün, siyaset yapma hakkımın çiğnendiğini belirlemiş ve hızlı bir şekilde 15 hakim oybirliğiyle hak ihlali olduğuna karar vermiştir. Bu kararın 15-0 oybirliğiyle verilmesi çok önemli. AYM’nin bu kararının başka siyasetçilere de faydası olacağını görüyorum. Karar açıkça siyaset yapma hakkının gasp edildiğini söylüyor. Siyasetçi arkadaşlarımız hakkında Demokles’in kılıcı gibi davalar sürüyor. Bunun durması lazım. Bu açıdan yaptığımız direniş ilkesel bir direniştir ve başkalarına da faydasının dokunacağına inanıyorum.”

‘NORMALİ GÖRÜNCE ARTIK ŞAŞIRIYORUZ’

AYM’nin hukuk gereği verdiği doğru bir karara bile sevinmeyi, “Anormallik içinde normali görünce artık şaşırıyoruz” diye tarif eden Gergerlioğlu, bu psikolojiyi 5 yıldır kesintisiz olarak yaşadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ben bir suç işlemedim ki işimden atılayım. Ben bir suç işlemedim ki hakkımda bir dava açılsın, vekilliğim düşürülüp hapse atılayım. Bu kadar anormal bir ortamda sonunda bir Allah’ın kulu çıkıyor ve ‘Normali bu’ diyor ve herkes seviniyor. Oysa normali bu.”

AYM’nin bu kararıyla Meclis’e ders verdiğini vurgulayan Gergerlioğlu, sonuç itibarıyla Meclis’in üç ay AYM’den gelecek kararı beklemesi gerekirken, aceleyle vekilliğini düşürdüğünü hatırlattı. “Zindana attıkları insan bir kişi değil ki, halkın iradesini içeriye atıyorsun” diyen Gergerlioğlu, “Bu karar sonrası yüzlerinin kızarmış olması lazım. Ben o Meclis Başkanı’nın yerinde olsam yüzüm kızarır. ‘Cezaevi kararı verdik, polisler darp ve hakaret etti, şimdi bu adam geri dönecek, onun yüzüne nasıl bakacağız’ demeleri lazım. Ben olsam bunu derim” diye konuştu.

‘KAZDIKLARI KUYUYA DÜŞTÜLER’

İktidar tarafından hedef seçilmesinin esas nedeninin yaşanan hak ihlallerini açıklayıp üzerine gitmesi olduğunu belirten Gergerlioğlu, şunları dile getirdi: “Çok aktif bir vekillik yaptım. KHK’lılara yapılan muamelelere olsun, Kürt meselesinde helikopterden atılan köylülere, işkencelere, insan kaçırmalara kadar pek çok hak ihlallerinin üzerine gittim. Ancak onlar açısından bardağı taşıran son damla, çıplak arama oldu. Benim hakkımda bir karar verdiler ve böyle bir cezayı onatarak cezaevine koymuş oldular. Akıllarınca bize bir ders vermek istediler ama kazdıkları kuyuya kendileri düştüler.”

‘CEZAEVİNDE RUHEN YENİLENDİM’

Sincan F Tipi Cezaevi’nde üç aylık sürecini de anlatan Gergerlioğlu, tek kişilik hücrede tutulduğuna ve kendisine gönderilen hiçbir hediyenin, kurutulmuş çiçeğin bile verilmediğine dikkat çekti. Her şeye rağmen içeride diri durduğunu, hem bedenen hem de ruhen sağlam kalmaya odaklandığını belirten Gergerlioğlu, yaşadıklarını şöyle paylaştı: “Ruhen kendimi yeniledim, spor yaptım, kilo verdim. Vaktimi iyi değerlendirdim, 35 kitap okudum. Makaleler yazdım, sosyal medya paylaşımları yolladım. Tabii hak ihlallerine uğruyorduk. İçerisi soğuk, ailem bere getiriyor ama ‘Alamazsın bereyi sonra kar maskesi yaparsın’ denilerek verilmiyor. Yine dışarıda çıkan haberlerin çıktısı gönderiliyor, sanki ben bunun üzerinden kâr edecekmişim gibi ‘telif yasasına aykırı’ denilerek verilmiyor. Sevenlerim deniz kabuğu, çiçek motifli defter, kurutulmuş çiçek gibi ufak tefek hediyeler gönderdiler ama hiçbirini almadılar. Gelen mektuplarda hemen kısıtlamalar. Bazı hediye gelen kitaplar verilmiyor. İnsan tabii üzülüyor böyle şeylere. ‘Sana bir çiçek bile verdirmeyiz’ mesajı vererek beni ruhen çökertmeye çalışıyorlardı. Hepsine hukuken itiraz ettim infaz hakimliğine. Zaten bulunduğumuz ortamlar sağlıksızdı. İleri derecede rutubet vardı, Nisan’da kaloriferler erken saatlerde söndürülüyordu, üşüdük. Her yer beton zaten, doğru dürüst güneş almıyor. Salgın tehlikesi olmasına rağmen temizlik malzemesi idare tarafından temin edilmiyordu, satın almak zorunda kalıyorduk. Ağır bir tecrit de var tabii ki ama moralimizi yüksek tuttuk.”

‘KALDIĞIM YERDEN MÜCADELEYE DEVAM’

Geleceğe dönük planlarını da anlatan Gergerlioğlu, ilk etapta hukuksuz bir biçimde düşürülen vekilliğinin iadesi işlemlerini beklediğini söyleyerek, kaldığı yerden mücadeleyi sürdüreceğini, insan hakları eksenli bir siyaset tarzıyla çok daha etkili bir şekilde yoluna devam edeceğini kaydetti. Normalde tıpkı Enis Berberoğlu gibi vekilliğinin iade edilmesi gerektiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Ama belli olmaz tabii çünkü Devlet Bahçeli kalktı grup toplantısında, benim geri alınmamam konusunda resmen mesaj verdi” diye konuştu.

‘ORTAK PAYDAYI GÜÇLENDİRMEK GEREK’

Çıktığında dışarıda cezaevinden farksız bir atmosferle karşılaştığını de belirten Gergerlioğlu, Kürt meselesini baltalama yolundaki bir anlayışın maalesef devrede olduğunu ifade etti. Deniz Poyraz’ın katledilmesi ve HDP’ye kapatma davası açılmasının bu baltalamanın somut göstergesi olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, “Bunlar yeni şeyler değil. Geçmişte de benzeri yaşandı. Kürt meselesinin tartışılması bile istenmiyor, temsiliyeti de istenmiyor. HDP’yi kapatmakla hiçbir çözüm olmaz. Dün olduğu gibi bugün de bu anlayışa karşı mücadele edeceğiz. Burada önemli olan Kürt meselesindeki çözümün sağlanmasıydı. Türkiye’yi daha kötü bir ortama götürmeye çalışıyorlar; daha faşizan ve saldırgan bir ortam yaratmaya çalışıyorlar. Gazetecilere saldırıyorlar, Bülent Kılıç’a, en son da Erk Acarer’e saldırdılar” dedi.

Bu saldırılara karşı muhalefetin acilen vicdan ve demokrasi ortak paydasında buluşması gerektiğinin altını çizen Gergerlioğlu, bu buluşma gerçekleşmediği sürece yarın bugünlerin de aranacağına işaret etti. Vahim ve gözü dönmüş bir anlayışın saldırı halinde olduğuna dikkat çeken Gergerlioğlu, “Yapılması gereken, ayrılıkları bir tarafa bırakıp, ortak paydayı güçlendirmek” vurgusunda bulundu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER