İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu, artan kadın cinayetlerini Kadıköy İskele Meydanı’nda protesto etti. Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde kadınlar, “Hayatlarımız için isyandayız” mesajını verdi. Kadın katili Mustafa Murat Aydın, Ümitcan Uygun fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Kadınlar katledilirken, devlet İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Hayatlarımız için isyandayız” yazılı pankart açıldı.
Sık sık, “Kadınları değil, cinayetleri engelle”, “ Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “ Hayatlarımız, özgürlüğümüz için isyandayız”, “Hayatımız bizim aileniz sizin olsun”, “Boşanmayı değil cinayeti engelle”, “Öldüren sevgi istemiyoruz” sloganlarının atıldığı eylemde, İstanbul Sözleşmesini Uygula Kampanya Grubu adına açıklamayı Havva Cuştan okudu.
‘KADIN CİNAYETLERİNDEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLENLER SORUMLUDUR’
2 Ağustos günü, Antalya’da beş gündür haber alınamayan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun Mustafa Murat Aydın tarafından katledildiği ortaya çıktığını hatırlatan Cuştan, bu cinayetten, “Bana bir şey olmaz”, “3-5 ay yatar çıkarım” güvencesini erkeklere verenler, İstanbul sözleşmesinden çekilen iktidar, yargı ve kolluk kuvvetleri sorumlusu olduğunu vurguladı. Yine 2 Ağustos’ta Maraş’ta Cumartesi gününden bu yana kendisinden haber alınamayan Emine Gökkız ormanlık bir alanda ölü olarak bulurken, 5 Ağustos’ta Aleyna Çakır’ın ölümünün baş şüphelisi olan Ümitcan Uygun’un evinde cansız bedeninin bulunduğunu işaret eden Cuştan, Faili koruyanlar, Aleyna Çakır’ın ölümünde etkin soruşturma yürütmeyenlerin; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenler, iktidar, yargı ve kolluk kuvvetleri bu cinayetin sorumlu olduğunu kaydetti.
‘BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYENE DEK MÜCADELEYİZ’
Bu cinayetlere karşı isyanlarının ve öfkelerinin giderek büyüdüğünü kaydeden Cuştan, “Biz kadınlar bu ülkede her gün öldürülürken, her gün erkek şiddetiyle karşılaşırken, İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede feshederek, tacizcileri tecavüzcüleri katilleri cesaretlendiren devletin, kadına yönelik şiddeti ‘tolere edilebilir’ düzeyde bulanların da en az failler kadar suçlu olduklarını biliyoruz. Bizler failleri de failleri koruyanları da aklayanları da biliyoruz. Kadın cinayeti yoktur diyenleri tanıyoruz. O yüzden bir kez daha söylüyoruz: Kadın cinayetleri politiktir. Katledilen bütün kadınlar için isyandayız, hayatlarımız için isyandayız, katilleri koruyanlara karşı, erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız. Azra için, Emine için, Esra için sokaktayız! Evde, sokakta, kampüslerde, iş yerlerinde şiddete maruz kalan biz kadınlar, failleri cezasız kalan biz kadınlar, İstanbul Sözleşmesi kaldırıldığı için şiddete açık hale getirilen biz kadınlarız. Ve biz kadınlar Emine Bulut için, Pınar Gültekin için, İstanbul Sözleşmesi için nasıl sokakları doldurduysak bugün de sokaklardayız. Çünkü erkek şiddetinin münferit olmadığını biliyoruz; çünkü kadın cinayetlerinin politik olduğunu biliyoruz. Kadına şiddetin teşvik edildiğini biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranların; yargıya erkekleri korumaya, aklamaya devam edin dediğini, erkeklere, “eşit değilsiniz” diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirdiklerini biliyoruz. Yargısıyla, polisiyle, medyasıyla bu iktidarın erkek egemenliğini güçlendirmeye çalıştığını görüyoruz. Biz kadınlar tüm bunlara karşı isyandayız, sokaktayız. Katledilen bütün kadınlar için isyandayız. Hayatlarımız için, haklarımız için isyandayız. Bizler bir kişi daha eksilmeyene dek sokaklarda olmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Açıklamanın ardından, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları eşliğinde yürüyüşe geçen kadınların önü polis tarafından kesildi. Kadınlar ve polisler arasında kısa süreli itişme yaşandı. Tüm engellere rağmen polis barikatını açan kadınlar, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz, mücadeleyi sürdüreceğiz” mesajını verdi.