Muharrem ayına ilişkin konuşan Ağuçan Ocağı dedelerinden Muhittin Şen, “Aleviler tarih boyunca katliamlara uğramıştır. Bu katliamlara karşı büyük direnç de göstermiştir. Bu direncin simgesi de Muharrem ayıdır. Aleviler bu ay pirlerinin önderliğinde hafıza tazelerler” ifadelerini kullandı. Şen ayrıca, aşure günü Alevilerin idari izinli sayılması gerektiğini kaydetti.
On İki İmamlar orucu (Muharrem Orucu) dün itibarıyla (9 Ağustos) başlarken, Ağuçan Ocağı dedelerinden Muhittin Şen, PİRHA’ya konuştu.
“ALEVİ TARİHİNDE EGEMEN İNANÇ TARAFINDAN YOK EDİLMEK ÜZERE YAPILAN KATLİAMLAR VAR”
“Muharrem, Aleviler için en kutsal aylardandır” diyen Şen, bu ayın mazlumiyeti simgelediğini belirtirken, şunları söyledi:
“Alevi insanının Ehlibeyt’e ikrarlı olması, onları sahiplenmesi, onların davasını kendi davası olarak görmesi, Kerbela’daki büyük acının bugüne kadar hissedilmesi ve yaşanmasıdır. Aleviler için Muharrem ayı aynı zamanda mazlumiyeti simgeler. Alevi tarihine bakıldığında sürekli bir mazlumiyet ve egemen inanç tarafından yok edilmek üzere katliamlar var. Aleviler tarih boyunca katliamlara uğramıştır. Bunlara karşı büyük bir direnç de göstermiştir. Bu direncin simgesi de Muharrem ayıdır. Aleviler bu ay pirlerinin önderliğinde hafıza tazelerler. Tarihte yaşananları gelecek nesle anlatır. Direnç diri tutulur.”
“MUHARREM’DE EĞLENCEDEN UZAK DURULUR”
12 İmam Orucu sürecinde yapılanlara değinen Şen, “Bu ay 12 gün boyunca erkanlar yapılır. Sohbetler gerçekleştirilir ve Ehlibeyt’in uğradığı zulüm anlatılır. Oruç ve lokma paylaşımı vardır. Bu ay eğlenceden uzak durulur. Yemek yeme işine dikkat edilir. Katliam ayıdır. Kesici aletlerden uzak durulur. Etten uzak durulur. Kanı ve cana kıymayı simgelediği için. Soğan başı kesilmez. Eskiden köylerde bu ritüeller daha ağırdı. 10 gün boyunca banyo yapılmazdı mesela. Aynalar kapatılırdı. Cem erkanlarında saz da yasa bürünürdü. Bu ay saz kullanılmazdı. Oruçların ardından aşureler pişerdi. Aynı zamanda kurban kesilirdi. Kurban burada İmam Zeynel Abidin’in hayatta kalması yani umudun yeşermesi için kesilirdi” şeklinde konuştu.
“AŞURELERİN PİŞTİĞİ GÜN ALEVİLER İDARİ İZİNLİ SAYILMALI”
Muhittin Şen Dede, eşitsizliğe dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Eşit yurttaşlık hakkı. Örneğin Ramazan’da devlet tarafından diğer inanç mensuplarına tanınan haklar ve yapılan hizmetler ne hikmetse Muharrem ayı geldiğinde Aleviler görmezlikten geliniyor.
Devletin eşit yurttaşlık hakkına saygısızlığı burada önemli olan. Ramazan Bayramı’nda üç gün tatil vardır. Oysa Kuran’da bayram gibi bir olgu da yok. Bizi ilgilendiren nokta şu; eğer Ramazan’da üç gün tatil ilan ediliyorsa, bizim de en azından, biz de bayram yok, aşurelerin piştiği gün Alevi insanının izinli sayılması. Yasal bir haktır. Çünkü oruç tutuyor ve orucunu aşureyle açması gerekiyor. Devleti yöneten ve egemen inanç anlayışına sahip bir erk var. Zaten amaçları bizi görmezlikten gelmek. Yok saymak. Bunu da yapıyorlar zaten. Kul hakkına giriyor. Haklarımız verilmediği sürece biz de hakkımızı helal etmiyoruz.”
Barış KOP – Ali AKDÜZGÜN / İSTANBUL