HDP Ekoloji Komisyonu eş sözcüleri Menekşe Kızıldere, Naci Sönmez ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş; Zorava Çayı üzerinde kurulan HES ve kurulması planlanan 2. HES için Zorava Platformu ve Koçdalı ve Tatlıpınar köylerinin halkıyla birlikte belirlenen alanda incelemelerde bulundu.
Sadece bu inceleme için bile Türk Jandarma Alay Komutanlığı tarafından 6 kirpi ve 1 toma seferber edilirken, Zorava üzerinde piknik yapmak isteyen Siirt halkı mağdur edildi.
‘BALIK TÜRLERİ VE ERUH ÇAYI’NIN BÜYÜK BÖLÜMÜ YOK EDİLDİ’
Heyet, alandaki incelemeleri sonucunda şu tespitlerde bulundu:
“• Zorava üzerindeki Baran HES’in kurulu gücü 21 MW’dır. Elektrik üretimine katkısı 0,064, tüketimdeki yeri ise 0,019’dır. Baran HES, Eruh Çayı’nın bir kolunu tamamen yok etmiş, can suyu dahi bırakmamıştır. Üretim rakamları ise komik derecede az olan bir santraldir. Bölgedeki yaban geyik ve keçi türlerini yerinden ederek biyoçeşitlilik kaybına yol açmıştır. Balık türlerini yok etmiş, sulama kaynağını kestiği için tarım ve hayvancılık alanlarını betona boğmuştur. Siirt halkının tek nefes alma ve serinleme alanı olan Eruh Çayı’nın büyük bir bölümünü yok etmiştir.
• Planlanan ikinci HES için ise ÇED olumsuz raporu mevcuttur. Halk tarafından ÇED olumsuz raporu bildirilmesine rağmen, yetkililer bu HES’in yapımı için seçim ve imza yoluyla onay vererek kanunu çiğnemiştir. ÇED kararına rağmen oldu bittiye getirerek işlem yapan yetkililer hakkında derhal soruşturma açılmalı, HES yapan şirket ile ilişkileri incelenmelidir.
• 2. HES’in yapılması halinde bölgenin tek hayat kaynağı olan su varlığı tamamen ortadan kalkacaktır. Biyoçeşitlilik ile tarım ve hayvancılığa geri dönülemez zararlar verecektir. Yöre halkı tüm fertleriyle bu HES in yapımına karşıdır. Bu korkunç proje asla hayata geçirilmemeli, derhal iptal edilmelidir.
‘İKLİM SUÇU İŞLENİYOR’
• İklim krizi ve sıcak hava dalgalarından çok ciddi etkilenen çayın geçtiği tüm bölgede ortalama yaz sıcaklığı 46°C’dir. Bu sıcaklık değeri su kaynağı ve ağaçlara rağmen ortaya çıkmıştır. Su kaynağının olmadığı durumda ise sonuçlar ölümcül olacaktır. İklim krizi yaşanırken iklim krizine karşı Siirt’in elindeki tek koruma alanını almak bir iklim suçudur.
• Yöre halkının su varlığı ile özel ilişkileri vardır. Tarım ve hayvancılığın ötesindeki bu doğayla uyumlu yaşam ilkesinin kutsallığı ihlal edilip yöre halkı doğasından, tarihinden ve kültüründen koparılmaktadır.
• Bu çayı yok edip iklim krizinin etkisini arttırarak kuşaklar arası adalet ihlal edilmekte ve bir iklim adaleti ihtilafı yaratılarak gelecek kuşakların yaşama hakları ellerinden alınmaktadır.
• Bu sebeplerden ötürü bölgedeki tüm HES planlamaları derhal iptal edilmeli ve tüm su varlıkları koruma altına alınmalıdır.”