ALİ DERELİ / Dede
Her yıl özelden veya sosyal medyadan mesajlar gelir. Aleviler neden cumhuriyet bayramını kutlamaz diye.
Değerli canlar, ülkelerin rejimleri ismi ile değil, demokrasi bilinci ve uygulamaları ile saygınlık kazanırlar. Örneğin İngiltere veya Belçika’da hala krallık vardır. Ama Demokrasinin bütün kurallarının uygulandığı ülkelerdir. Bu anlamda hilafetten cumhuriyete geçişin elbette olumlu birçok yönü vardır. Ama medeniyet dünyasına baktığımızda, çağımızdaki insan hakları, demokrasi, düşünce özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü bakımından değerlendirdiğimiz zaman da ne kadar geride olduğumuzu görmeliyiz.
Sadece Aleviler açısından birçok eksikliği, yanlışı ve faşizan uygulamaları sayabilirim.
- Osmanlı’nın katliamlarından kurtulduk derken, cumhuriyet döneminde de katliamlar hiç eksik olmadı. Koçgiri, Dersim, Maraş, Sivas, Corum, v.s… Maalesef faillerinin cezalandırılması yerine onure edildiler, yüceltildiler…
- Sünni İslam için Diyanet kurulup, bizim de vergilerimizle her türlü dini özgürlük ve bütün bakanlıklardan daha fazla bütçe oluşturularak devasa bir kadrolaşma ve inançsal güç oluşturulurken, Alevilerin var olan Dergâhlarına bile el konularak, inancımızın yaşanmaması, tek tip inanç sistemi ile baskıcı ve güç gösterimi ile asimilasyonun en zalimcesi yaşatıldı ve yaşatılıyor hala.
- Okullarda küçücük çocuklarımızın annesinin, babasının, inancı sorgulanıyor, böylece bazı öğretmenleri ve arkadaşları tarafından dışlanma ve ayrımcılığa tabi tutulma sureci başlıyor. Hatta çocuklarımızın okuldan soğumasına ve ayrılmasına sebep yaratılıyor.
- Bizim vergilerimizle binlerce imam hatipler açılır, yüz binlerce cami yapılır, yüzbinlerce kadrolar istihdam edilir, biz ise vicdanlı bir belediyenin bizi hatırlamasına seviniriz.
- Askerde bir ordu komutanı, poliste bir komiser, yargıda bir Alevi eğer deşifre olmuşsa, hemen icabına bakılır, gereği yapılır. Amerika’daki zenci bile Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı oldu ama Türkiye’nin Alevileri daha vali, emniyet müdürü bile olamadılar…
Öyleyse kimse bize demokrasi, vatanseverlik, yurtseverlik dersi vermeye kalkmasın. Biz Anadolu topraklarının en kadim toplumu, doğanın ve insanlığın nefesi, suyu, yeşili, ortak aklıyız. Her şeye rağmen ne devletin, ne bireylerin camına bir taş bile atmayı içimize sindirememiş bir inancın evlatlarıyız. Nerede durduğumuzu, durmamız gerektiğini de iyi biliyoruz.
Tüm insan haklarının, var olduğu, kadınların öldürülmediği, eşit Yurttaşlık haklarının her bireye uygulandığı, vicdanlı insanların çoğaldığı bir ülke, bir cumhuriyet dileği ile cümle canları selamlıyorum.
Aşk ile…