Alevi gençler, İBB ve Alevi kurumları işbirliğinde gerçekleşen Hacı Bektaş Veli Anması’nın önemine işaret ederek, “Kendimizi ilk defa Türkiye’de yaşayan, gerçekten sayılan ve önem verilen bir Alevi vatandaşı olarak hissetmek gurur verici” dediler. Hacı Bektaş Veli Dergahına asılan ‘külliye’ tabelasından rahatsız olduklarını da ifade eden gençler; “Orası bir külliye değil. Hacı Bektaş Veli dergahıdır ve dergah olarak kalacaktır” ifadelerini kullandı.
UNESCO tarafından Hakka yürüyüşünün 750’inci yılı dolayısıyla 2021 yılının Hacı Bektaş Veli yılı olarak ilan edilmesiyle beraber birçok yerde anma etkinlikleri düzenlendi. Son olarak Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE) Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine iki günlük ziyaret düzenleyerek, Hacı Bektaş Veli’yi andı.
Hacıbektaş’taki anmaya katılan Alevi gençler Berk İğdeli ile Gülçin Yıldırım, PİRHA‘ya açıklamalarda bulundular.
“TÜRKİYE’DE KENDİMİ İLK DEFA ÖNEM VERİLEN BİR ALEVİ OLARAK HİSSETTİM”
Türkiye’nin birçok noktasında düzenlenen etkinliklere dair konuşan Berk İğdeli (25), “Kendimi bildim bileli Hacı Bektaş Veli ilk defa bu kadar uzun ve coşkulu anıldı. “73 millete bir bakmayan bizden değildir” diyen felsefesinde değindiği gibi 73 milletin bir araya geldiği çok güzel anlar yaşadık. Bunun için tüm Alevi kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve inanç önderlerimize bir Alevi genci olarak çok teşekkür ediyorum. Bir devlet kurumu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Aleviler için ilk defa bir etkinlik yapıldı. Kendimi ilk defa Türkiye’de yaşayan, gerçekten sayılan ve önem verilen bir Alevi vatandaşı olarak hissettim. Benim için çok önemli ve gurur vericiydi. Bizlerin de bu ülkede vatandaş olduğunu görmesi çok önemliydi” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERİMİZ OLMAZSA BİZ BU YOLU SÜREMEYECEĞİZ”
İğdeli, yolun sürdürülmesi noktasında gençlerin önemine de değinirken; “Hakkın, hukukun, adaletin var olduğu bir toplumun bireyi olarak büyüdüğüm için çok mutluyum. Bundan sonra yolu sürebilmek onur vericidir. Aşk olsun yolu sürebilenlere diyorum. Çekip bizi bu meydana getirenin demine hü; diyerekten gerek ocak pirlerimize, mürşitlerimize, rehberlerimize bizleri var ettiği; irşat ettikleri için sonsuzca minnettarım. Cedlerine niyazlarımı sunuyorum. Cedleri var olsun ki; Alevi gençleri her zaman yolunun peşinden gidebilsin. Bilmeliyiz ki dedelerimiz olmazsa bu yolu süremeyiz ama gençlerimiz olmazsa da biz bu yolu süremeyeceğiz. Gençlerimizin olması bizim için çok önemli” dedi.
“DEVLETİN BİR DİNİ VE DİLİ OLMAZ”
Devlet tarafından hayatın hemen her alanında dayatılan din ile ilgili olarak ise İğdeli şunları söyledi:
“Alevilere ve diğer tüm farklı inançlara dikte etmelerinden vazgeçmelidir devlet. Farklı sosyal yapılarda vatandaşlar mevcuttur. Bizler Kürtçe ile doğduk ve büyüdük. Ama metropollere geldikten sonra Türkçe yaşamaya mecbur kaldık. Devletin bir dini ve dili olduğunu düşünmüyorum. Bir Alevi genci olarak en büyük temennim; Alevilerin inancından uzak durmalarıdır. Alevilerin inançlarını Aleviler belirler. Bizim yolumuzun pirleri, rehberleri, mürşitleri vardır. Bununla ilgili olarak İbreti Baba’nın çok güzel bir nefesi var. “Arapça duaya değiliz mecbur; ister Müslüman bil, ister gavur; insanı hor görmek en büyük kusur, buna inanmışız münkir değiliz” diyor.”
“HACI BEKTAŞ VELİ DERGAHINA ASILAN KÜLLİYE TABELASI ÇOK RAHATSIZ EDİCİ”
İğdeli son olarak Hacı Bektaş Veli Dergahına asılan ‘külliye’ tabelasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “Bu sene Hacı Bektaş Veli Dergahına ziyarette bulunduğumuzda ‘külliye’ yazılı tabelayı görünce bir Alevi genci olarak beni çok rahatsız etti. Orası bir külliye değil. Hacı Bektaş Veli Dergahıdır ve dergah olarak kalacaktır. Bununla ilgili olarak Alevilerin gerekli mücadeleyi yapacağını düşünüyorum. Dergahlarımız Alevilere teslim edilmelidir. Bir başka mezhep, inanç, görüş tarafından idare edilmemelidir. Oraya bir minare dikilmesiyle külliye olamaz. Oraya o yazıyı koyup peşinden Diyanetin, bizim inancımızda yeri olmayan bir Hacı Bektaş programı hazırlaması hiç hoş değildir” diye konuştu.
“ALEVİ GENCİ OLARAK TOPLUMDA İLK DEFA BENİMSENDİĞİMİZİ HİSSETMEK GURUR VERİCİ”
Gülçin Yıldırım ise (23) iki günlük ziyaretlerini değerlendirirken, “UNESCO’nun Hacı Bektaş Veli’nin Hakk’a yürümesinin 750’inci yılıyla beraber pirimizin huzuruna aşkı niyaz etmeye geldik. Alevi Dernekleri Federasyonu ile beraber iki gün boyunca kurban lokmalarımızı paylaştık. Cem hizmeti yürüttük. Bir Alevi genci olarak toplumda ilk defa yerimizin benimsendiğini hissederek gurur duydum. Cümle cem, canlara aşk ile niyaz ederim” dedi.
Barış KOP / HACIBEKTAŞ