Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ayvalık Şube Başkanı Pir Vedat Tekten, cemevlerine ‘kültür merkezi’ statüsü verileceği iddialarına tepki gösterdi. Tekten, “Onların ibadethanesine ‘Cami’ deniyor da bizimkine neden ‘Kültür Merkezi’ deniyor?” diyerek AKP’nin, cemevleri ziyaretlerini de eleştirdi.
Ağuçan Ocağı evladı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Vedat Tekten, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Talimatımızla ülkemizin 58 ilindeki 1585 cemevi ziyaret edilerek hazırlanan kapsamlı çalışmayı görüştük” sözlerini eleştirdi.
Tekten, Abdulkadir Selvi’nin gündeme getirdiği “Cemevlerine ‘Kültür Merkezi’ statüsü verilecek” iddialarına ise “Zaten şu anki yasalara göre ‘Cemevi’ diye adlandırmak yasak. Siz, cemevine ‘cemevi’ diyemezsiniz. ‘Cem ve Kültür Evi’ demek zorundasınız” yorumunda bulundu.
“DERGAHLARIMIZA BİLET ALARAK GİRİYORUZ!”
PSAKD Ayvalık Şube Başkanı Vedat Tekten, iktidarın, öncelikle Alevi mekanlarından elini çekmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Yani onların ibadethanesine ‘Cami’ deniyor da bizimkine neden ‘Kültür Merkezi’ deninsin? Evet, bizler kültürle uğraşıyoruz ama bir yandan da esas önemli ayağı orada ibadetimizi gerçekleştiriyoruz. ‘Kültür Merkezi’ de ne demekmiş? Sen Hacca devlet teşviki ile gidiyorsun, biz, Hacı Bektaş’a kendi paramızla gidiyoruz. Dergahımız, müze statüsünde olduğu için bilet alarak giriyoruz. Kutsal alanlarımıza para ödeyerek giriyoruz. Sen önce onları düzelt.”
ALEVİ KURUMLARINA ELEŞTİRİ
Vedat Tekten, Hacı Bektaş Veli Dergahı’na “Külliye” tabelası asılmasına ilişkin de konuştu. Tekten, söz konusu tabelanın kaldırılması konusunda görüş beyan edip hiçbir adım atmayan Alevi kurum temsilcilerini de eleştirerek, “Bunlar Osmanlı ardılları olduğu için külliyeyi tercih ettiler. Buna bizim itibar etmemiz söz konusu değil. Bir şekilde oraya asılmış olan tabelaya gösterilen tepki son derece normal. Ancak, atılan okun hedefe varmamasını elbette ki bu lafları edip de yerine getirmeyenlerden sormak gerekir” dedi.
“BİZCE BU BİR DÜŞKÜNLÜKTÜR”
Vedat Tekten’in eleştirileri arasında AKP’li yetkililerin, cemevlerine dönük ziyaretleri de vardı. Tekten, taleplerin öncelikle “Eşit yurttaşlık” temelinde olması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu yönetim geçmişte Alevi çalıştayları yapıp, sarayın dahi kapılarını açıp tırnak içerisinde bazı ‘Alevi önderlerini’ o haram sofralarında ağırladılar. O sofraya oturan, kendine ‘Alevi’ deme cüretini gösteren insanlar da o haram lokmayı pay ettiler. Bizce bu bir düşkünlüktür. Bir ‘devlet büyüğü’ eğer bir cemevine ya da derneği ziyaret edeceğini beyan ederse elbette ki onu layık olduğu şekilde karşılar. Üstelik bunu siyaset farkı gözetmeksizin yapar. Ama biliyorsunuz ki geçmişte cemevini ibadet edilen alanlarında bunların önünde Semah dönen, karşısında ceketlerini ilikleyip iki büklüm olan ve kendisine Dede diyen insanları camiamızda tanıdık. Ben bir Alevi dedesi olarak, elbette ki karşısına oturursunuz ama önce bizim ibadetimize ‘cümbüş’ deyip cemevimize ‘cümbüşhane’ diyen bir anlayışın karşısına oturmadan önce cemevinin dört duvarı yerine eşit yurttaşlık talebimizi dile getirin. ‘Kuma, çimentoya ihtiyacımız var’ diyeceğinize, eşit yurttaşlık tabanında cemevimizin ibadethane olarak tanımlanmasını talep edin. Bulunduğumuz yeri ibadethane olarak kabul etmeyip, diğer inançların ibadethanelerine tanıdıkları hakları sana vermeyen bir yönetim nasıl olur da gelip senin cemevinin ihtiyaçları konusunda bilgi almaya kalkar? Biz zaten cemevlerimizi yaparız bugüne kadar olduğu gibi.”
“ONURLARINI PARA İLE BİRLİKTE TERAZİYE KOYANLAR…”
Vedat Tekten, son olarak iktidarlar ile işbirliği yapan kesimleri eleştiri odağına alarak şunları söyledi:
“Valiler, köylerden muhtarları yemeklere davet ediyor. Ve muhtarlar da bu davetlere gidiyor. Buna bazı dernekler de katılıyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne bağlı isimlerin, bu tür davetlere katılması durumunda birçok arkadaşlarımızın ifadelerini isteyip disipline sevk ettik. Bu belirttiğim çizgide bir duruş sergilemeyen Alevi, kendisine ‘Alevi’ demesin. Bunun savunmasını da şöyle yapıyorlar; ‘Sünniler her türlü haktan, vergiden istifade ediyor. Biz neden bunlardan faydalanmayalım?’ Onurlarını para ile birlikte teraziye koyanlar kendilerine ‘Alevi’ demesinler. Evet, haklarımız var. O hakların bize verilmesi lazım. Yasa önünde, eşit yurttaşlık tabanında her türlü alacağımızı almanız gerekir ama bunu vermeyenlere karşı onurlarını pazarlık konusu yapanlar kendilerine ‘Alevi’ demesinler.”
Eren GÜVEN/ANKARA