İBRAHİM BULAK
Yazarlığının 50 yılını geride bırakan araştırmacı yazar Mehmet Bayrak’ın bu yarım asırlık serüveni bu yıl içerisinde Deng, Kürt Tarihi, Dilop başta olmak üzere çok sayıda süreli yayında işlendi. Bu yayınlarda çok sayıda isim onun yayıncı, derleyici, tarihçi, araştırmacı yönlerini ele aldı. Özellikle kendisinin İç Toroslar diye tanımladığı alandaki Kızılbaş Kürt yazılı ve sözlü edebiyatının görünür kılınmasında, yaygınlaşmasındaki katkıları ayrıca önemlidir, bahsedilmeye değerdir.
Kürdoloji külliyatına çok sayıda değer katan Mehmet Bayrak ilerleyen yaşına rağmen tempo ve heyecanından bir şey kaybetmiyor. Bu yıl içerisinde de boş durmayan Bayrak, bu kez Kürtlerin diplomasi alanında verdiği mücadeleye dikkat çekiyor. Kürtlerin özellikle 20 yüzyılın ilk yarısında seslerini dünyaya duyurma çabalarının ürünü olan girişimlere yer verdiği ‘Ateş-Kan- Barut Günlerinde Kürt Kürt Diplomasisi- Xoybûn Broşürlerinde Sunduğu Gerçekler’ kitabı Özge yayınlarından çıktı. Her ne kadar bu çalışma için kitap desem de, aslında içerisinde birkaç kitabı barındırıyor. Bu kitap daha doğrusu kitapçıklardan biri de 30’lı yıllarda Türk basınında ‘Yeşil Kitap’ olarak anılan 1931 yılında Türk Ocakları Matbaası’ndan çıkan Taşnak-Hoybun isimli kitapçıktır. Söz konusu Ağrı İsyanı ve Xoybûn olunca Türk resmi ideolojisini sorgusuz sualsiz kabul eden akademi çevrelerinin bolca alıntı yaptığı bu kitap, ırkçı ve nefret dolu bir dile sahip olmasına rağmen 2017 yılında tekrardan basıldı. Bu kitabın hâlâ rağbet görmesi -30’lardan günümüze kısmi bir söylemsel değişim olsa da- bize Türkiye’deki ırkçılığın yapısal olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Bir devlet projesi: Yeşil Kitap
Mehmet Bayrak’ın son kitabının sayfalarını karıştırırken bir süredir ilgimi çeken bahsi geçen bu Yeşil Kitap’ı gördüm. Başından sonunda kadar bir devlet projesi olduğu anlaşılan bu kitap, ilkin 1931’in ilk ayından başlayarak 12 bölüm hâlinde A. H. imzasıyla Milliyet gazetesinde tefrika edilir. Bu yazı dizisinden Xoybûn’un diplomasisi ve yabancı dillerde Kürtler hakkında çıkardığı broşür ve kitapların Kemalistler tarafından yakından takip edildiği ve bundan oldukça rahatsız duyulduğu anlaşılıyor. Bu yazı dizinde Kemalist tahayyülün sınıları içerisinde Xoybûn kadrolarının Kürt ve Kürdistan hakkında görüşlerine de cevap veriliyor. Ağrı İsyanı’ndan sonra başlayan bu yazı dizisi ayrı bir Kürt milleti olmadığı, Kürtlerin isyana teşvik edenlerin emperyalist Batılı devletler olduğu gibi akıl dışı tezleri savunuyor. A. H. imzasıyla tefrika edilen yazı dizisi daha sonra kitap halinde basılır. 21 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet gazetesi ise kitabı ‘’Ankara’da çıkan ‘Yeşil Kitap’ta bütün Kürt ve Ermeni harekâtının iç yüzü izah edilmektedir.’’ cümlesiyle okuyucuya duyurur. İsmi Taşnak-Hoybun olan kitap, renginden dolayı olsa gerek daha çok o yıllarda Yeşil Kitap olarak anılır. Bu kitap devlet eliyle her tarafa dağıtılır, okunması teşvik edilir.
Xoybûn’un diplomasisi
Xoybûn, 20 yüzyılın ilk yarısında diplomasi alanında en aktif rol oynayan Kürt örgütüdür. Bu yıllar aynı zamanda Batı dünyasının Kemalist cumhuriyeti modern ve laik bir devlet olarak kabul etttiği ve Kürtlere karşı zulmüne gözlerini kapattığı yıllardır. Hakeza bu yıllar Irak’ın İngiltere, Suriye’nin ise Fransa hakimiyetinde olduğu zamanlardır ve hâliyle Kürtler için başlıca muhatap bu iki hakim güçtür. Xoybûn örgütü bu nedenle bu devletlere seslenen pozisyondadır, Kürtlerin yaşadığı zulmü belgeleriyle ortaya koymaya çalışır, bir nebze de olsa dünya halklarının bundan haberdar olmasını için uğraş verir. Xoybûn kadrolarının Fransa, Belçika, İsviçre gibi devletlerin tedrisatından geçmesi ve bu devletlerin diline hakim olmasının farklı dillerde belge ve broşürlerin günümüze kadar ulaşmasında payı var.
Mehmet Bayrak’ın son kitabı 20. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra Kürtlerin yaşadıklarını ve Xoybûn örgütünün diplomasi alanındaki faaliyetlerini anlamak açısından önemli bir kaynak. Yazıların görsellerle desteklendiği bu kitabın, modern Kürt tarihine ilgi duyan okuyucuyu bir yerinden yakalayacağına ve yeni araştırmalara sevk edeceğine inanıyorum.
yeni özgür politika