Raye Hızır-i doğa inancı Pagandır.
Kökenleri dünyanın kadim doğa dinlerine uzanan bir inanç biçimi ve bu dinlerin genel adına Paganizm deniliyor.
Çünkü onlar, taş’a, çünkü toprağa, suya, ağaca değerler biçmiş, onları kutsamışlardır.
Raye Xızır-i Gagan kültürel bir kimliğiyle kendisini ifade eder aynı zamanda.
Khal Gağan, Aralık ayının üçüncü haftasında başlar ve Ocak ayının ilk haftasına kadar sürebilir.
Çetin geçecek kış aylarının can ve mal kaybına sebep olmaması için yapılan anlamlı bir ritüeldir.
İslamda yeri olmayan kültürel kadim bir ritüeldir yani…
Anadolu Aleviliği yer ve gök tanrısı, ev tanrısı, Hayvanların Tanrısı diye küçük veya büyük ve duruma göre kendisini yaşamın içinde konumlandıran çok tanrılı bir inanç olarak düşünülmez.
Fakat Raye Xızır Dersim inancında irili ufaklı daha önceden belirttiğim gibi tanrılar söz konusudur.
Anadolu Aleviliğinde yemin etmek söz vermek ritüeli Pirin ve topluluğun huzurunda gerçekleşir.
Fakat Dersim Raye Xızır inancında Xızır’ın suyu (oğa Xızır)yani gözelerde sudan bir taş alınır, kol kola girilir, yüksek sesle söz verilir, seslenilir, söz verenler taşı üç sefer öper sonra en son taş suya atılır.
İkrar böyle gerçekleşir.
Söz vermek bu şekil olur.
Bu çok farklı mistik, derin ve ritüel bir uygulamadır.
Yani suya kutsallık bağışlayan Pagan bir inancın geleneğidir.
İkrar ve gönülden söz vermek sadece bu şekilde olmayıp farklı uygulamalar ile gerçekleşebilir.
Bu durum aynı zamanda Aleviliğe empoze edilmiş Dersim Raye Xızır inancıyla bütünleşmiş kabül görmüş bir şeklidir.
Anadolu Aleviliğinde Bektaşiliğin bir düşünsel ve ritüel geleneği olan Postnişt yani Pir’in post da oturma hali hiyerarşik katmanlarıyla beraber vardır.
Dersim Raye Xızır inancında kendi anadilinde anlamlandırdığı Dewres,(Hardu Dewres) yani ermiş insan, kamili insan ve başkalarıyla kıyaslanamaz, yapılamayanı yapan,üstün yetenekli olanlara hak verilmiş anlamında düşünülen insan demektir.
Her ne kadar son dönemler inancın temsilcileri Bektaşiliğin bir geleneği olan post da oturma uygulamalarına katılsalarda Raye Xızır inancında post’a oturma öz itibariyle yoktur.
Ezdan önceydi, Mithra sonra vardı, Zerdüşt çok daha önceydi, Mitra konuşulmalıdır veya mitolojik anlatımlar Hıristiyanlıktan öncede Sümerlere dayanıyordu ondan öncesinde var, tartışmasına girmeden günümüzde devam eden somut olgulara sahiptir Dersim inancı.
En büyük tanrı Dersim Raye Xızır-i inancında kuşkusuz Xızırdır.
Haq anlamı Dersim inancında zaten seslenişi adlandıran ve anlamlar yükleyen mistik içeriğe sahip olan Xızırdır.
Çünkü Xızır, Hak henüz yok iken,her an her yerde hazır ve nazırdı…
Dersim inancı anlatmaya çalıştığım hakim güçlerin ceberrut yönelimleri ve kendi inancını zorunlu kabül ettirme girişimleri sonucu, kendi fiziksel varlığını devam ettirebilmesi için kılıflara girmek ile karşı karşıya kalmıştır.
Moğollar, Bizans, Persler, Arap ve sonrası Selçuklular, Osmanlı ve Cumhuriyet ile daha bir çok güçler tarafından seferler düzenlenmiştir.
Bunlar arasında kendi dinsel inancını Dersim’e kabül ettirmeye çalışan güçler Dersim inancında takiyye yoluyla bazı ritüellerini onlara kabül ettirmeyi başarmışlardır.
Örneğin, Dersim Raye Xızır inancında kutsal sayılan Güneş ve Ay’a atfedilen misyon, aydınlığın ve karanlığın devam eden değiştirilemez gerçekliği üzerinedir.
Güneş doğduğunda sıcaklığın kutsallığı, aydınlanan yeryüzünün ve canlılara verdiği kozmik yaşam olanağıdır onların inancında.
Karanlık ile birlikte Dünyadaki görsel değişimin Ay ile bir döngünün denge kuran kutsallığıdır aslında onların inancı.
Dersim inancı Raye Xızır-i senkretik bir inançtır.
Farklı inançsal öğretilerin bir araya gelerek kaynaştığı dinsel yapılanmaya senkretik inanç deniliyor çünkü .
Bir çok dinsel inanç ritüellerini Raye Xızır Dersim inancında ki uygulamada görmek mümkündür.
Anadolu Aleviliği diye tabirlendirilmiş olarak bildiğimiz inancın temel yapısı ağırlıklı olarak Bektaşiliğin kurallarının geçerli olarak tanımlandığı bir doğrultuda açıklandığını görüyoruz.
Oysa Alevilik bir yol Bektaşilik ise bir tarikattır.
Tarikatın yol şekline girişi hangi dönem, hangi ilişkilerin getirdiği bir beraberlik olmuştur sorusu Kızılbaşlığın hangi dönem Aleviliğin içine empoze edildiği ve üçlü bir şekil oluşturduğu sorusuyla farklı değil iç içedir.
Kızılbaşlığın safeviler dönemi, Bektaşiliğin Osmanlı sınırları içinde ve Safevilerin döneminde mevcut bulduğunu belirtmeden geçmek doğru olmazdı.
Aleviliği yorumlamaya çalıştığımızda Kızılbaşlık-Bektaşilik-harmanlanmış Anadolu Aleviliği ile sentezleşmiş bir olguya dönüştürüldüğünü görürüz.
Kısacası kimse Aleviliğin senkretik bir inanç olduğundan bahsetmiyor.
Farklı inançsal yapılanmaların içinde olduğu senkretik inanç dan bahsediyorum yani.
Çünkü Bektaşilik Alevilik inancından çok sonraları inancın içine empoze edilmiş ve ondan farklı bir anlatıma sahiptir.
Fakat yine hiç kimse Bektaşiliğin kronolojik olarak Alevilik ile kıyaslandığında dünkü çocuk konumundaki gerçekliğini hesaba katmadan Pirlik mertebesinin Dört Kapı Kırk Makam üzerinden ancak mümkün olabileceği savından bahsetmiyor.
Kuşkusuz bu anlayış Anadolu Aleviliği diye tabirlendirdiğimiz anlayışın içinde yer edinmiş farklı düşünsel versiyonlardan biridir.
Hangi türlü açıklanırsa açıklansın,gerek günümüz bildiğimiz,gördüğümüz şekliyle Aleviliğin islam içi gerek İslam dışı versiyonu olarak savunan kesimlerin ortak birleştikleri nokta Dört Kapı Kırk Makam anlayışıdır.
Yani Hace Bektaş ve Dergahın kabül görmüş inkar edilmez Alevilik inancı içinde var olan vaz geçilmez yer edinmiş konumudur.
Hangi taraf olursa olsun Hace Bektaş’ın söyledikleri kutsanmış ritüeller ile dillendirilen erkanname öğretisi olarak kabül görmüştür. Kızılbaşlık-Bektaşilik-Alevilik/Anadolu Aleviliği veya Kızılbaş/Alevi-Alevi/Bektaşi gibi isimlendirmeler Dersim (Raye Xızır)inancından içerik olarak farklıklar arzederler.
Aynı coğrafyada yaşamış farklı inanca sahip topluluklar birbirlerinden kültürel olarak etkilenmişlerdir.
Bundan farklı düşünmek doğru bir yaklaşım tarzı değildir ki bu mantıklıda olamaz.
Daha önceden Dersim inancının Pagan(çok tanrılı) ve Panteist(Doğada kutsallıklar ve Tanrıyı doğada görmek)Gagan(kültürel şekilleniş) inançlardan oluştuğunu görüyoruz.
Alevilik, Kızılbaşlık, Bektaşilik, Dersim inancıdır demek özü gereği doğru bir tanımlama değildir.
Dersim inancı özünü ifade ederken kendi ana dilinde Kızılbaşlık, Bektaşilik ya da Alevilik olarak kendisini tanımlamaz.
Raye Xızır inancında bu kavramlar önceki bölümlerde açıklamaya çalıştığım süreçte zorunlu görsel takiyye edilen zamanda oluşmuş nitelendirmelerdir.
Dersimliler kendi inancını kendi ana dilinde Yitikati ma(Benim, Bizim inancımız),Raye Xızır (Hızırın Yolu)gibi tanımlamalar edilirken, diğer isimlendirmelerden bahsedilmez.
Yitikati ma özel anlamı ve vurgusu içsel seslenişi Xızır algısından başka bir şey değildir.
Asimilasyonun belleklerdeki değiştirdiği algı ve yarattığı vurgular ve içsellik inançsal olarak mistik duygulardaki farklılığı düşünsel başkalaşımları da beraberinde getiren sebepleridir.
Yani Xızır inancı, Ez Alevime veya Ez Bektaşime vaya Ez Kızılbaşime gibi Türk çe tanımlamalar ile kendisini ifade etmezler.
Burada bir gerçekliğimiz daha ortaya çıkıyor o da bazı terim ve ritüel anlatımlar yöresel alışılagelmiş ve o bölgenin özgün konumuna göre şekillenmiş içeriklere sahip vurgular olduğunu ve o bölgede yaşayan insanların algısına göre endekslenmiş olan sözcükler simgeler olduğudur.
Rae Haq türkçeye çevrildiği zaman Tanrı Yolu olarak tanımlanır.
Dolayısıyla Raye Xızır inancına yönelik yani Xızır kültüne karşı geliştirilmiş bir tanımlamadır.
Haq kavramı sembolik olarak insan üstü bir yaratıcı olarak değil buradaki Haq anlayışı en büyük kutsal ve sahip ve yine en büyük tanrı Xızır anlamındadır.
Alevilik, Bektaşilik veya Kızılbaşlık sözcükleri Türkçe dili kullanıldığında gündeme gelen vurgulardır.
Dersim inancı eski inanç olarak Raye Xızır- Pagan ve çok tanrılı, tanrıyı doğada bulan ,yeni inanç olarak Alevilik ise son tahlilde günümüz koşullarına göre değerlendirildiğinde tek tanrılı bir inançtır.
Tek tanrılı Alevilik inancı yine keza tek tanrılı dinlerin özelde İslami semavi dinlerin tek tanrıcılık inancından farklı olamayacak bir mecradadır.
Çünkü Anadolu Aleviliğinde irili-ufaklı tanrılar veya sahip kırmanç dilinde (Wayır) kullanılan terimler söz konusu değildir.
Statükonun bozulacağı ve benim ortaya koymaya çalıştığım konunun tartışılmasından yanayım.
Ben, bundan bir kaç yıl öncesine kadar bilmediğim, duymadığım, varlığından haberdar olmadığım, anlatılmayan, Dersim inancını (Raye Xızır) inancının varlığını anlatmaya çalışıyorum.
Alevilik hakkında araştırma yapan, özelde Türkçe yazanlar Aleviliğin senkretik ve pagan yani Raye Xızır(Hızır’ın Yolu) inancının çoğu yönüyle kopyalanmış olduğunu yazmıyorlar.
Yazmadıkları gibi bu konuya değinmek dahi istemiyorlar.
Çünkü bilgi eksikliği olduğuna inanıyorum.
Anadolu Aleviliği, Bektaşilik, Dersim İnancı dışındaki öteki inançlar biçim olarak birbirlerinden kesinlikle farklıdır.
Önemli bir konu ve yine belirtmekte fayda var diye düşünüyorum.
Yer ve Göğün Tanrısı (Wayırê Hard u Asmêni),
Ev ve Aile Tanrısı (Wayırê Çêyi),
Kutsal Yer ve Yatırlar Tanrısı (Wayırê Jiar u Diyaru),
Hayvanlar Tanrısı (Wayırê Mali) yarı-tanrılardır.
Eski inançlarda olduğu gibi Dersim inancının özü Pagandır.
Hüseyin Söylemez
alevinet12