Yazar Erdoğan Aydın: Türkiye’nin Alevilere büyük bir teşekkür borcu var

Okul öncesi çocuklarına yönelik alınan din eğitimi kararı ve buna karşı Alevilerin öncülüğünde başlatılan imza kampanyasını değerlendiren Tarihçi- Yazar Erdoğan Aydın, “Vicdan özgürlüğü ufkunun kaybedildiği koşullarda toplumu koşullandırmaya yönelik bir karardır. Sorun, Alevilerin sorunu olmaktan da öte bütün Türkiye’nin sorunudur. Türkiye’nin bu kampanya nedeniyle Alevi örgütlerine büyük bir teşekkür borcu var” dedi.

4-6 yaş grubu çocuklara yönelik 20. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan ‘okul öncesi din eğitimi’ tavsiye kararı ile ilgili tartışmalar devam ederken; Tarihçi-Yazar Erdoğan Aydın konuya ilişkin PİRHA‘ya değerlendirmelerde bulundu. Aydın, alınan şura kararını “Vicdan özgürlüğü ufkunun kaybedildiği koşullarda toplumu koşullandırmaya yönelik bir karar” şeklinde yorumladı.

Alevi örgütlerinin bu konuda gösterdiği hassasiyetin önemli olduğunu belirten Aydın, “Sorun, Aleviler tarafından başlatılan bir kampanya ile kamuoyuna ulaştırılıyor ama sorun, Alevilerin sorunu olmaktan da öte, bütün Türkiye’nin sorunudur. Türkiye’nin bu kampanya nedeniyle Alevi örgütlerine büyük bir teşekkür borcu var” dedi.

“TÜRKİYE’NİN, KAMPANYA NEDENİYLE ALEVİLERE TEŞEKKÜR BORCU VAR”

Aydın şunları söyledi:

“Söz konusu karar gelecek, çağdaşlaşma ve vicdan özgürlüğü ufkunun kaybedildiği bir atmosferde toplumu koşullandırmaya, gütmeye yönelik olan bir karar. Uygulamayı öneren sendika da aslında ismi sendika, üyeleri de öğretmen olmasına rağmen çocuklara, ülkenin geleceğine karşı sorumluluktan kopmuş olan, çocuklara bilgi, evrensel rekabet, bilim üretme kapasitesi yaratma yerine çocukları birer tebaa haline getirmeye çalışan ve kendilerini de bir partinin militanları gibi gören aklın ürünü diye düşünüyorum.

Sorun, Aleviler tarafından başlatılan bir kampanya ile kamuoyuna ulaştırılıyor ama sorun Alevilerin sorunu olmaktan da öte bütün Türkiye’nin sorunudur. Kuşkusuz Alevilerin, Alevi örgütlerinin bu konuda gösterdiği hassasiyet çok kıymetli ve bütün Türkiye’nin bu kampanya nedeniyle Alevi örgütlerine büyük bir teşekkür borcu var. Sorun yalnız Alevilerin değil; Sünni inançlı ailelerin ve çocuklarının gelecekte başarılı, üretken, bilimin normlarına hakim olmalarını engellemeye çalışan bir uygulama aslında.”

“ALEVİLER İÇİN SORUN İKİ KAT DAHA BÜYÜK”

Aydın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) alınan kararlara da değindi. İlkokul öncesi çocuklarına din dersi verilmesinin altında siyasal İslam ideolojisinin hakim kılınma çabasının yattığını öne sürdü. Aydın şöyle konuştu:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, 1948 İnsan Hakları Bildirgesi’nin, Çocuk Hakları Bildirgesi’nin yani insanlığın; çağdaşlık, özgürlük, inanç özgürlüğü adına ürettiği tüm değerlerin ihlal edilmesi anlamına geliyor. Zaten Türkiye’de hukuka ve pedagojiye rağmen çok fazla din dersi bulunmaktadır. Normal koşullarda din dersinin ailelerin tercihine bağlı olarak verilmesi gerekir. Eğitim müfredatı tarafından asla zorunlu kılınmaması gereken bir derstir.

“SİYASAL İSLAM İDEOLOJİSİ”

Türkiye’de daha üst birimlere girmek için zorunlu bir kademe haline getirilmiş. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdide ilkokul öncesi çocuklara yönelik bu doğrultudaki bir koşullandırma o çocukların geleceğini, ruh sağlığını düşünmek değil; tam tersine siyasal İslam ideolojisinin denetiminde tutma düşüncesi var. Bu normal bir eğitim sisteminin davranışı olamaz. Fikri, vicdani özgürlüğü ortadan kaldıran bir anlam taşıyor.

Türkiye’deki eğitim sistemi ve sendikaları “Neden çocuklarımıza iyi matematik, fen bilgisi öğretemiyoruz?” gibi bir dert edinmesi gerekirken, dünya bilim ve hukuk standartlarından koparan bir uygulamada ısrar edilmektedir. Aleviler için sorun burada iki kat daha büyük. Çünkü sadece çocuklarının ellerinden alınması ile sınırlı kalınmamakta, aynı zamanda Alevi inancına da karşıt bir pozisyona da sokulması gibi insan hakları açısından hiçbir şekilde kabul edilemez bir uygulama da söz konusu. Bu sorun yalnız Alevi örgütleri ve Alevi ailelerinin değil bütün Türkiye yurttaşlarının sorunu olarak görülmesi ve bu doğrultuda adımlar atılması gerekiyor.”

Barış KOP/ PİRHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER