İki ayaklı ama üç ana boyuttan oluşan canlılarız.
Biyolojik…..eli, ayağı, genetik vücudu, iskeleti, beyni, kaburgaları ve organları olan.
Psikolojik…. içsel sezgisel hisleri, duyguları, düşleri, egosu olan.
Sosyolojik….etnik, kültürel, folklorik, düşünsel, tarihsel, ideolojik, realite sahibi olan.
Bir bütünleme olarak ele aldığımızda insan, Biyo psiko sosyal bir yaratıktır.
Sağlıklı bireyler her yönüyle eksiksiz bir bütün olduğunda Biyopsikososyal bir yapıya sahip olurlar.
Fakat bu özellikler olumsuz ve negatif sinyaller verdiğinde tehlikeli sonuçların olacağını söyleyebilirim.
Örneğin: Biyolojik olarak genetik ve beyinsel algı yetisi konusunda özürlü olmak.
Psikolojik olarak toplumsal askeri disipline edilmiş duyguların sezgisel şiddet içeriğine sahip olmak.
Sosyolojik olarak etniksel, ideolojik farklılıklara tahammülsüz ve nefret hislerine sahip olmak.
Görüldüğü gibi iç içe geçmiş birinin rahatsızlığı, diğerinin eksikliği olduğu bu durumda sağlıklı insandan bahsetmek anlaşıldığı kadarıyla zor bir tanımlamadır.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok bence.
Doğduğumuz topraklarda sistemin hareket alanını kolaylaştıran insan tipli yaratıkların çoğunlukta olduğu Psikosomatik fiziksel bilim dalı, aslında en fazla ihtiyaç duyduğumuz ve karanlıklara savrulmuş toplumsal gerçekliğin yegane kurtarıcısıdır.
Yani Psikolojik kökenli olan fakat fiziksel hastalıklar ile ilgilenen bilim dalıdır demek istediğim.
Biyolojik, Psikolojik, Sosyolojik hastalıklı insanların fiziksel reaksiyonları kesinlikle problemlidir.
Bizler ise, beynimize gönderilen frekansların radyo dalgalarını pozitif yönde ve evrensel değerlere bağlı kalarak nasıl Biyopsikososyal bir varlık kalabiliriz savaşımını vermeye devam edeceğiz.
Hüseyin Söylemez
alevinet12