Diyarbakır’da 8 Mart sonrası 24 kadının gözaltına alınarak, 11’inin tutuklanmasına İzmir’den tepki gösteren kadınlar, saldırıların Kürt kadınlar ile Türkiyeli kadınların ortak mücadelesine yönelik olduğunu belirterek her koşul altında dayanışmayı büyüteceklerini vurguladı.
Diyarbakır merkezli 16 Mart tarihinde yapılan polis baskınlarında gözaltına alınan 24 kadından 11’nin tutuklanmasına tepki gelmeye devam ediyor. Gözaltına alınan kadınlar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP), Rosa Kadın Derneği üyeleri ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri yer alıyor. Kadınların gözaltı ve tutuklama gerekçeleri ise 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, 8 Mart ve İstanbul Sözleşmesi eylemleri.
‘Erkek devlet Kürdistan’da özel savaş politikaları yürütüyor’
Kadın mücadelesi ve kazanımları karşısında konumlanan erkek devletin Kürdistan’da özel savaş politikaları yürüttüğünü belirten, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Newroz Çetin; Gülistan Doku, İpek Er gibi birçok kadının Kürt ve kadın olmaktan kaynaklı erkek devletin hedefinde olduğunu belirtti. Newroz, “Ulus Devletin ve erkek egemenliğinin tüm kodlarını teşhir eden, direnen, çözüm arayan ve üreten, kadınların tüm yaşam alanlarındaki eşitsizliğinin doğal bir süreç olmadığını, bunun erkek egemenliğinin yaratımı olduğunu haykıran kadınlar çok önemli kazanımlara da imza attılar. Yerel yönetimlerden genel siyasete artan kadın katılımı, eşit temsil, eşbaşkanlık, kadın kurumları gibi” diye ifade etti.
‘Tüm kadınlara dönük bir saldırı’
Kadınların birlikte mücadelesinin bu dönemin en önemli kazanımlarından biri olduğunu dile getiren Newroz “25 Kasım, 8 Mart gibi gündemler kadınların kazanımlarını ifade ederken, erkek devlet açısından üstünde yükseldiği dayanakların sarsılması demek. Daha doğrusu her kadın kazanımı erkek egemenliğinin ve onun devletinin eşitlik, özgürlük lehine küçülmesi demek. Bu nedenle Kürt kadınlarına dönük yaşanan son gözaltılar özelde Kürt kadınlarını kapsasa da genel anlamda tüm kadınlara ve kadın mücadelesine dönük bir saldırıdır. Hatta bu saldırı Kürt kadınlarının Türkiye kadın hareketi ile Feministler ile birlikte mücadele yürütme kararlılığına dönüktür. Etnik köken, inanç, kimlik farklılıkları zenginlik gören kadın mücadelesi birlikte güçlü olduğunu çoktan deneyimlemiştir” diye belirtti.
‘Kız kardeşlerimizin yanındayız’
Devletin kadın düşmanı politikalarını sürekli devam ettirdiğini bunun karşısında kadınların da mücadeleye devam ettiğini ifade eden Mor Dayanışma’dan Cansu Ekmen de son 8 Mart’ta birçok kentteki eylemlerde kadınların barikatları yıkmasıyla bunu gösterdiğini dile getirdi. Cansu, “Kadın mücadelesi bütün baskılara gözaltılara rağmen engellenemez. Biz haklarımızı talep etmekten de özgürlük arayışımızdan da vazgeçmeyeceğiz. İzmir, İstanbul gibi büyükşehirlerde baskılar devam ediyor kadınların kararlı duruşuyla geri çekilme oluyor, bunu 8 Mart’ta gördük. Ama Kürt kadınlarının mücadelesinin olduğu yerde kız kardeşlerimiz baskıyı daha derin yaşıyor. Daha yoğun bir baskı süreci işletiyor devlet. Onların her zaman yanındayız” diye belirtti.
‘Tutuklamalar bizleri yıldıramaz, mücadeleye devam edeceğiz’
Hiçbir devirde yaşanmamış bir cins kırımın yaşandığını belirten Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir Kadın Meclisi’nden Nevin Aytekin de “Katiller, tecavüzcüler serbest. Hukuk yok. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıyor. Nafaka hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyor. Anayasa’ya aykırı şekilde gece yarısı 24 kadın gözaltına alınıyor. Bunların arkası da geliyor daha sonra ama tüm bu tutuklamalar gözaltılar bizi yıldırmayacak ve mücadelemize devam edeceğiz. Jin jiyan azadi” dedi.
JINNEWS / Melike Aydın