Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği’nde sahnelenen tek kişilik ‘Hallacı Mansur’ tiyatro oyununun yazarı ve yönetmeni Cemal Uçarman ile oyuncu Arsey Kaya ve ışık yönetmeni Tülay Yıldırım Ede oyuna dair PİRHA’ya konuştu. Bazı cemevlerinin kendilerine yer vermediğini belirten Uçarman, “Biz de Hallac’ın torunuysak, Pir Sultan’ın torunuysak mücadele ede ede yapacağız bu işleri böyle olacak” dedi.
Antalya Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği’nde sahnelenen, yazar ve yönetmenliğini Cemal Uçarman‘ın yaptığı ‘Hallacı Mansur’ tiyatro oyununda Hallacı Mansur’u oyuncu Arsey Kaya canlandırıyor. Tiyatro oyununu; yönetmen Cemal Uçarman, oyuncu Arsey Kaya ile sahne ve ışık yönetmeni Tülay Yıldırım Ede ile konuştuk.
Yaklaşık 30 yıldır tiyatro yaptığını aktaran Cemal Uçarman, “Genelde muhalif sanat yapıyorum. Bu ülkede ve dünyada görülmeyen şeyleri anlatmak bizim işimiz. Mesela maden ocağı ile ‘Yeni Kömür’ yapmıştım. Kadın cinayetleri ile ilgili ‘Acema’ oyununu koymuştum daha sonra Amerika’daki ırkçılığa karşı ‘Saygılı Yosma’ oyununu ve 3 yıl önce ‘Pir Sultan’ oyununu yazdım hem de oynadım. Şimdi Hallacı Mansur’u yapıyoruz. 30 yıllık sanat hayatımda tamamen insana dokunan, ortak değerlerde buluşan işler yapmaya çalıştık. Bugün de onun için Antalya’dayız” dedi.
“ALEVİ KURUMLARI SADECE İBADET YAPILAN YERLER DEĞİL”
Daha önce Pir Sultan ile Hacı Bektaş ile ilgili olarak da tiyatro oyunları yaptığını belirten Uçarman, şunları söyledi:
“Türkiye’de hatta dünyada ilk defa böyle bir şey yapılıyor. 1960’larda Irak’ta böyle bir anma yapılmış ama oyun olarak Türkiye’de ilk defa bunu yapan biziz. Bu çok onur verici bir durum zaten bunu ilk yapmayı da istiyorum çünkü bu toplum değerlerinin farkında değil, kendi değerlerini bilmiyorlar. Hallacı oynadığım zaman oyunuma gelen insanlar bana atıyorlar; hocam şu kitabı önerir misiniz? Şu kitap nasıl? Hallacı merak etmeye başladılar.
Bu güzel bir şey ama benim derdim şu; popüler kültüre zaten yeteri kadar televizyonlar yer veriyor, iktidar alanlar açıyor. Ama bunu sosyal demokrat belediyeler veya Alevi kurumları yapmaması gerekiyor. Bütün mesele toplumu dönüştürmek, geliştirmek, ileriye taşımak. Bunu ancak sanat ile yapabiliriz. Alevi kurumları sadece ibadet yapılan yerler değil ki orada muhabbet yapılıyor, orada tiyatro, müzik yapılıyor, orada semah dönülüyor. Yani insanlığın tarihinde ne varsa orada yapılabiliyor. Bu muhteşem bir şey ama onlarda iktidarın ya da belediye iktidarının ya da oralarda kim varsa onların tekeline girmiş gibi ve bu da can yakıcı bir durum.”
“HALLAC-I MANSUR ÇAĞININ ÇOK ÖTESİNDE BİR İNSAN”
“Bütün Alevi kurumlarında oyunlarımı oynamak istiyorum çünkü belediyelerde ciddi problemler yaşıyoruz. Birisi veriyor, birisi vermiyor” diyen Uçarman, belediyelerin, cemevlerinin ve derneklerin bu tür etkinliklere yer vermesi gerektiğini söyledi. Uçarman, şöyle konuştu:
“Herkesin Konyaaltı Cemevi gibi davranmasını istiyorum. Onlar bizi buldular. Israrla gelmemizi istediler. Bütün koşulları yarattılar. Çok teşekkür ediyorum, çok duyarlılar. Biz buraya gelince başka bir insan gördük. Çünkü birçok cemevine gittik prova için bile bize sahne vermediler. Biz de Hallac’ın torunuysak, Pir Sultan’ın torunuysak mücadele ede ede yapacağız bu işleri böyle olacak.
Ben Hallacı Mansur’u filozof olarak görüyorum. Çağının çok üzerinde bir adam. ‘Enel Hakk’ demiş ve sorgulamaya başlamış. Hallacı Mansur’un yıkıcı bir yanı da var. Böyle bütün varoluş felsefesini biraz altüst eden yanı var. Ondan korkuyorlar çünkü daha pragmatik yaklaşıyorlar. Ben bu yaşama dair yani pamuğa nasıl yaklaşıyor, güle nasıl yaklaşıyor, insana nasıl yaklaşıyor, ölüm karşısındaki, aşk karşısındaki, evren karşısındaki duygusu nedir? Ben bunu merak ettim ve bunun tanınmasını istediğim için yani böyle bir cevher var bin küsur yıldır fark edilmemiş. Hallac çok özel bir yerde duruyor.”
“MALYA OVASI’NDA BİNLERCE ALEVİ KATLEDİLDİ, BUGÜN KİMSE ANMIYOR”
Uçarman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cemevleri, Kerbela’dan ibaret değil. Bakın Malya’da Bizans ve Selçuklu döneminde (1240 Yılı Kasım’ı başında ‘Babai Türkmen Kıyamı’) Malya Ovası’nda on binlerce Alevi katledilmiş ama kimse bugün anmıyor. Babai ayaklanmasında, Börklüce ayaklanmasında binlerce insan öldü ki tarihin her döneminde öldü. Sanki onlar yokmuş gibi bir tek acı ordaymış gibi anlatılması; bu bir asimilasyon tabi ki de o acıyı da anlatılmasını kıymetli buluyorum. Bütün acılar aynen anlatılmalı. Kızılderili’nin de acısı Alevi’nin acısı olmalı.”
“FİLOZOFLAR BİRİLERİNİ HİMAYESİ ALTINDA DEĞİL, EVRENSELDİR”
Oyuncu Arsey Kaya ise Hallacı Mansur’un çok farklı bir yönünü paylaştıklarını kaydetti. Oyun gösterimine 18 Şubat’ta başladıklarını söyleyen Kaya, “Hallacı Mansur’un projesi geçen sene nisan ayında çıktı. Cemal Uçarman’la birlikte uzun süre araştırdık. 4 aylık provaların sonucunda 18 Şubat’ta İstanbul’da ilk oyunumuzu gerçekleştirdik.
Hallac’ı Mansur dönemin kadısına ‘Enel Hakk’ demiş. Ama o bambaşka bir kişilik, 1100’lü yılardan günümüze gelen bir geleneği var. Bütün felsefelerin, dinlerin, öğretilerin hocası olmuştu Hallacı Mansur. Ama hiçbir zaman onlardan olmamıştır, onların hep üstünde olmuştur. Biz burada yüreğimizin yettiği, dilimizin döndüğünce Hallacı Mansur’un sadece Alevilere, sosyalistlere, devrimcilere, Kürtlere değil, evrenselliğini insanlara anlatmak ve kulaklarına kar suyu kaçırmak gibi bir derdimiz var.
Hallacı Mansur 1100 yıl önce sekiz yıllık hapishane zindanlık döneminden 6 tane eseri günümüze kadar geldiyse bu esasında Hallacı Mansur’un ne kadar haklı mücadele yürüttüğünün bir göstergesi. Filozoflar birilerinin himayesi altında değildir, evrenseldir” ifadelerini kullandı.
“‘ENEL HAK’ DEMEK BAŞKA BİR BOYUTA GEÇMEKTİR”
Özel tiyatro eğitimi aldığını belirten ışık yönetmeni Tülay Yıldırım Ede yönetmen Cemal Uçarman ile Cumartesi Anneleri eyleminde tanıştığını belirtirken; Normalde aslında her zaman oyuncu olarak tiyatronun içerisinde yer aldım. İlk defa ışık ve ses yönetmeni olarak görevliyim. Ama bir tiyatrocu her şeyi yapar. Hallacı Mansur tek kişilik bir oyun ve bu ekipte olmaktan dolayı çok mutluyum. Ben burada ışık ve ses yönetmeniyim. Hallacı Mansur birçok değerli insan gibi çok değerli olan ama değeri görülmemiş biri. Maalesef bir zulüm görmüş. ‘Enel Hak’ sözünü bile anlayamayan insanlar tarafından linç edilmiş, ölüme kadar götürülmüş bir insan. ‘Enel Hakk’ demek kendinden vazgeçip kendinden ötesine başka bir boyuta geçmesidir” diye konuştu.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA