Demokratik Alevi Dernekleri ve Ana Fatma Cemevi, üzerinden 44 yıl geçen Malatya Katliamı’nın devletin sistematik olarak uyguladığı sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikası olduğunu belirtti.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi ve Ana Fatma Cemevi, 17 Nisan 1978 tarihinde Alevilere dönük başlatılan ve günlerce süren saldırıların yaşandığı Malatya Katliamı’nın 44’üncü yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı. “Malatya katliamı, devletin asimilasyon politikalarından biridir” başlıklı açıklamada, katliamın etnik ve inançsal bir arındırma amacı güttüğü belirtildi.
Katliamın kent merkezine yerleşen ve ekonomik anlamda birikim sağlayan Alevilerin varlığından rahatsız olan devlet ve işbirlikçi çeteler tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yapılan açıklamada, Alevi toplumunun göçe zorlandığı da ifade edildi.
‘MİLLETİM UYAN’ BİLDİRİSİ!
Katliam öncesinde baskıların, 11 Aralık 1977’de Hamit Fendoğlu’nun belediye başkanlığı görevine gelmesiyle yoğunlaştığı kaydedilen açıklamada, “Aylar süren küçük çaplı çatışmalar sürerken, 15 Nisan 1978’de Bilim ve Kültür Derneği Malatya merkezinde ‘Milletim Uyan’ başlıklı bir bildiri dağıtılmıştır. Bildiride şu ifadeler yer almaktadır: ‘Milletini seven subay, öğretmen, memur, talebe, işçi, köylü, kendini devletin ve milletin temiz ideallerine adayan değerli kardeşlerimiz bizleri yok etmeye yönelen İslam ve millet düşmanlarının karşısında müdafaa kavgasında birleşelim. İçinde bulunduğumuz zor günler bütün Müslümanları bir araya getirmelidir.’ Bu kışkırtmalar sonrasında Alevi mahalleleri ve evleri tespit edilip bazı evler işaretlenmiştir” denildi.
Hamit Fendoğlu’nun evine 17 Nisan 1978 sabahı postayla gönderilen bombalı bir paketle öldürüldüğü hatırlatılan açıklamada, aynı günün akşamında saldırıların başladığı ifade edildi.
MASKELİLERİN SALDIRISI
Açıklamanın devamında, şu ifadeler kullanıldı: “18 Nisan 1978 sabahı erken saatlerde kent merkezine çevre il ve ilçelerden, köylerden akın, akın insanlar gelmeye başlamış toplanan binlerce güruh ellerinde sopalar, zincirler ve baltalarla yüzleri maskeli kişilerin yönlendirdiği şekilde saldırılarına başlamışlardır. ‘İntikam’ yeminleri ve sloganlarla kalabalığı yönlendiren maskeli kişilerin önderliğinde iş yerleri tahrip edilip yakıldıktan sonra mahallelere yönelip saldırılarına devam etmişlerdir. 20 Nisan 1978 akşamına kadar süren bu saldırılarda sekiz can katledilmiş, 20’si ağır olmak üzere 100 can yaralanmış. 100 işyeri ve konut tamamen olmak üzere toplam 960 işyeri, konut ve araç tahrip edilmiştir.
SİYASAL YAPI DEĞİŞİME UĞRADI
Bu olayların devamında devletin Alevilere yönelik baskıları yoğunlaşmış. Neredeyse her gün evleri işyerleri basılıp aramadan geçirilen bu insanlar keyfi olarak gözaltına alınıp işkencelere tutulan insanlar sonunda kendini güvende hissetmediği için yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Böylece Malatya’nın etnik, inançsal, kültürel ve siyasal yapısı ciddi bir değişime uğramıştır.”
Malatya Katliamı’nın yıllardır sistematik olarak uygulanan, sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikalarının devamı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, son olarak, “Malatya katliamının 44. Yılında katledilen canlarımızı saygıyla anıyoruz” ifadelerine yer verildi.
KAYNAK / MA HABER