Gezi direnişinin 9’uncu yılında konuşan Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ile Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, “Gezi’de yaşamını yitirenler bugün milyonlara dönüştü” dedi.
Gezi direnişinde yaşamını yitiren Berkin Elvan ile Mehmet Ayvalıtaş’ın aileleri, Gezi’nin 9’uncu yıl dönümü dolayısıyla yaptıkları açıklamada “Gezi’de yaşamını yitirenler bugün milyonlara dönüştü” ifadelerini kullandı.
Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ile Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, Mezopotamya Ajansı’ndan Doğan Kaynak‘a konuştu.
“BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞTI”
Gezi’nin toplumsal bir direniş olduğunu belirten Gülsüm Elvan, “Bıçak kemiğe dayanmıştı. İnsanlar ülkesini ve memleketini korudular. Yıktırmadılar. Hepimiz alanlara çıktık, isyanımızı dile getirdik. ‘Bu parkı yıkamazsınız’ dedik. Oruç tutan insanlara sofralar kuruldu. İftar açan insanlara saygı gösterildi ve onlar için el ele tutuşarak zincirler kurdular. Çok güzel bir paylaşım vardı, kardeşlik vardı. Bir birlik vardı” dedi.
“OĞLUM YAŞATILMIŞ OLSAYDI 23 YAŞINDAYDI”
Gezi sürecinde hayatını kaybedenleri hatırlatan Elvan, şunları söyledi:
“Deniz Gezmiş’i asarlarken Mahir Çayan’lar onlar için gitti. Mahir Çayan’lar giderken, İbrahim Kaypakkaya da onlar için gitti. Zincirleme gibi bir şey oldu. Burada da aynen öyle oldu. Oğlumun vuruluşu ve Ethem Sarısülük’ün vuruluşunu hiç unutmuyorum. Ethem’den iki üç gün sonra yavrum da vuruldu. Daha sonra Ali İsmail Korkmaz’ın vurulduğunu duyduk. Gitgide öfkemiz çoğaldı. Artık biliyorduk ki vur emrini vermişler.
Hastane’de 269 gün boyunca benim yanımdaydılar. Halen de yanımdalar. Ethem Sarısülük’ün annesi ile birbirimizden hiç kopmadık. Bir aile olduk. Oğlumu hiç unutmadım. Onun ölümünü halen kabullenemiyorum. Benim için sanki hala yaşıyor. Bir gün çıkıp gelecekmiş gibi gözlüyorum yolunu. İşe gittiğimde farkında olmadan sanki Berkin yanımdaymış gibi kendi kendime konuşuyorum. Hani derler ya ‘Yara bir süreden sonra kabuk bağlar.’ Benim yaram hiçbir zaman kabuk bağlamadı ve bağlamayacak. Zaman sanki benim için durmuş hiç ilerlemiyor gibi. Eğer oğlum yaşamış olsaydı demiyorum, yaşatılmış olsaydı şimdi 23 yaşındaydı.”
“GEZİ’Yİ UNUTMAYACAĞIZ”
Gezi Davası’nda ceza alarak tutuklananların iktidar tarafından cezalandırıldığını belirten Elvan, “Mücella ablaya, Can Atalay’a, Tayfun’a, Çiğdem’e, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış cezalar verdiler. Bizim çocuklarımızın katilleri elini kolunu sallayarak geziyor ve görevlerini yapıyorlar. Bu insanlar içeride. Gezi’yi unutmayacağız, unutturmayacağız. Gezi’nin yıl dönümünde Taksim’de olacağız” dedi.
MEHMET AYVALITAŞ’IN HAYATINI KAYBETMESİ
Gezi direnişinde polis aracının çarpması sonucu hayatını kaybeden Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ise o süreci şöyle anlattı:
“O eylemde süratle gelen bir emekli polis, oğluma çarpıyor. Onun peşinden Mehmet Görkem Demirbaş adında biri cip arabasıyla hızlı bir şekilde gelip o da oğluma çarpıyor. Aynı zamanda yeğenim Seyit de ağır yaralanıyor. O zaman kız kardeşim gelip, ‘Seyit ağır yaralanmış, bizi Göztepe Hastanesine yetiştir’ demişti. Biz hastaneye gittik, bize ‘Mehmet’in durumu çok kötü Bostan’cıdan Memorial Hastanesine götürülmüş’ dediler. Göztepe’yle Bostancı arası sanki Diyarbakır’a gitmişim gibi geldi. Çok uzak geldi.”
“GEZİ BİR HALKIN İSYANIYDI”
Gezi’nin “Devlet terörüne karşı bir başkaldırı” olduğunu söyleyen baba Ayvalıtaş, “Devlet nasıl terör yapıyordu? Hamile kadınlar ‘kapıya çıkamaz’ diyordu. Devlet, ‘iki genç bir yere oturup çay içemez’ diyordu. İki kent hariç 79 kentte ayaklanmalar oldu. Milyonlarca insan ayaklandı. Her mitinge gittiğimde Gezi’de hayatlarını kaybedenlerin resimlerini görüyorum. Bu resimler, onların milyonlarca insana dönüştüğünün bir göstergesidir. Ben Mehmet’in babası olduğum için kendimi şanslı görüyorum. İçim yanıyor. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Ama Gezi, haksızlığa, zulme karşı bir başkaldırıştı. Gezi bir devrimdi. Gezi bir halkın isyanıydı” ifadelerini kullandı.
OĞLU ADINA VAKIF KURDU
Oğlu ve yaşamını yitiren eşi için MAFAV adıyla vakıf kurduğunu ve bu vakıfla yardıma muhtaç olan insanlara yardım ettiğini aktaran Ayvalıtaş, vakıfla hem oğlunun hem de eşinin isimlerinin yaşayacağını ifade etti. Ayvalıtaş, “Bu vakıfı zor şartlarda kurduk. Baya uğraştırdılar bizi. Yaşadığımız Mustafa Kemal mahallesinde her kesimden insanlar var. Hepsi de fakir insanlar. Bazı insanlarımız var eşinden boşanmış maddi olarak sıkıntıları var. Bazılarının çocukları okuyor. Onlara yardım edeceğiz. Bazı insanların ekmek paraları bile yok. Bizim amacımız topluma bazı aileleri kazandırmak. Vakıfımızı çalışır bir vaziyete getirmek için 2 Haziran’da bir araya geleceğiz. Vakıfımız için destek bekliyoruz” çağrısında bulundu.
(HABER MERKEZİ)