Akbelen için hazırlanan bilirkişi rapor ağaçların katledilmesini onaylarken, İliç bilirkişi raporu ise doğa katliamına onay verdi. Her iki mahkeme de doğa katliamında buluşan kararlara imza attı
Erzincan İliç Çöpler mevkiinde yapılması planlanan ‘Çöpler Kompleksi Madeni İkinci Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi’ne ilişkin olarak verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açılan dava, 30 Kasım 2022’de Erzincan İdare Mahkemesi’nde görüldü. Davada “ÇED Olumlu” kararının kanunlara, yönetmeliklere, uluslararası sözleşmeler vesair mevzuat ile öngörülen yükümlülüklere, bilimsel gerekler ve teknik esaslar ile kamu yararına aykırılıklar taşıdığını gösteren TMMOB ve TTB gibi örgütlerin itirazlarını yok sayan mahkeme heyeti ‘ÇED Olumlu Kararı’na karşı talep edilen yürütmeyi durdurma talebini reddetti.
Tek yol fiili mücadele
Diğer yandan Muğla 1. İdare Mahkemesi, Muğla’nın Milas ilçesi Akbelen Ormanı’nda genişletilmek istenen kömür madeni sahasıyla ilgili ağustos ayında verdiği ‘yürütmeyi durdurma’ kararını adeta şirket temsilcisi gibi rapor hazırlayan birlirkişi raporunu dayanak yaparak yürütmeyi durdurma karaarını kaldırdı. Mahkemelere sunulan iki ayrı raporu şirketlerin lehine yorumlayıp şirketlerin çıkarını koruyan kararlar dikkat çekerken, doğal yaşamı koruma süreçlerinde tek yolun fiili mücadeleye dönüşmek zorunda olduğu dışında bir yol kalmadığı ortaya çıktı. Son dönem mahkeme heyetlerinin kararların ve bilirkişilerin hazırladığı raporların ‘beğenilmeyerek’ heyet değişikliklerinin yaşanması iktidarın bir sermaye iktidarı olduğunu ve buna göre süreci yönettiği açıkça gösteriyor.
Akbelen için mücadele
Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı’nın Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne (YK Enerji) kaynak sağlanması için kömür madeni sahasının genişletilmesi kararına karşı İkizköylülerin mücadelesi ise aralıksız sürüyor. İkizköylüler, ormanı YK Enerji’ye tahsis eden bakanlığının kararına karşı çıkarak dava açmış ve bölgede üçüncü bilirkişi keşfi yapılmıştı. Çıkan bilirkişi keşfi raporunun ise “bilimsellikten uzak” olduğunu söyleyen İkizköylüler, rapora itiraz etmiş ve raporu hazırlayan bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Muğla 1. İdare Mahkemesi ise üçüncü bilirkişi raporuna dayanarak geçen ağustos ayında verdiği ‘yürütmeyi durdurma’ kararını kaldırdı.
Bakanlık ormanı sattı
İkizköy Çevre Komitesi ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı Necla Işık yaptığı açıklamada, “Akbelen Ormanı’mızı korumak için çıktığımız bu uzun, zorlu yolda 2020 yılında Tarım ve Orman Bakanı Yeniköy Kemerköy şirketine Akbelen Ormanı’nın ruhsat iznini devretmiştir, parayla satmıştır. Biz de buna karşı dava açtık. Akbelen Ormanı’nda üç kez bilirkişi keşfi yapıldı ve maalesef üçüncü bilirkişi keşfinde, bilirkişilerin bütün raporları kötü çıktı. Üçüncü bilirkişi keşfinde bilirkişilere, Akbelen Ormanı’nın içindeki zeytinlikleri, Akbelen Ormanı’nın bizim için ne anlama geldiğini, gerek suyla gerekse burada bize nefes oluşuyla anlatarak gösterdik” dedi.
500 gündür nöbetteyiz
Necla Işık, “Biz, Akbelen Ormanı kesilmesin, yok olmasın, yanmasın diye 500 gündür burada nöbet tutuyoruz. Hiç kimsenin bunu gördüğü, duyduğu yok maalesef. Bütün bilirkişiler gözünü kapatmış, kulağını tıkamış durumda. İkizköylüler olarak hiçbirine haklarımızı helal etmiyoruz. Bu baskılar bizi yıldıramaz. Bu mücadeleden de zeytinlerimizden de vazgeçmeyeceğiz. Akbelen Ormanı kesilemez. İçinde yüzlerce, on binlerce zeytinliklerimiz var. Zeytin yasasına göre Akbelen Ormanı kesilemez. Nöbetimiz devam ediyor, herkesi dayanışmaya bekliyoruz” diye belirtti.
Basra’ya kadar tehdit
Diğer yandan İliç Çöpler Altın Madeni için ÇED olumlu kararına karşı açılan iptal davasında mahkeme tüm bilimsel verileri kabul etmeyerek madenin genişletilmesini onaylayan karar aldı. İliç Doğa ve Çevre Platformu mahkeme kararından önce sanal medya hesabından yaptığı açıklamada, “66 milyon ton siyanürü buharlaştırıp atmosfere verecek olan, doğamızı sağlığımızı hiçe sayan bu kapasite artışını istemiyoruz. Altın Madeni 2010 yılından beri Kanadalı Anagold Şirketi ve Yerli ortağı Çalık Holding ile beraber yürütülen vahşi altın madenciliği faaliyetleri kadim coğrafyamızı yaşanmaz hale getirmiştir. Basra Körfezi’ne kadar etkisi olabilecek bir alanı tehdit etmektedir” ifadeleriyle süreci özetliyordu.
Anayasaya aykırı
TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül yaptığı yazılı açıklamada, “Bugün Erzincan İli İliç ilçesi Çöpler mevkiindeki Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesine ilişkin olarak verilen ÇED olumlu kararının iptali istemiyle TMMOB olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açtığımız davanın duruşması görüldü. 2021 yılı Ekim ayında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kapasite artışı ve ek tesislere ilişkin projeye ÇED Olumlu kararı verilmişti. Açmış olduğumuz davada gerek dilekçelerimizde gerekse de duruşmada sunmuş olduğumuz beyanlarımızda projenin ve dava konusu kapasite artışının uluslararası anlaşmalar ve Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklara dayanarak söz konusu ÇED Olumlu Kararı’nın iptali istenmiştir” dedi.
ÇED süreci ihlallerle dolu
Yapılan açıklamanın devamında, “Proje alanı ve genişleme sahası, ülkemizin en geniş havzasına sahip Fırat Nehri’nin hemen yanı başındadır. Nehir Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep illerimizden geçmektedir. Saha aynı zamanda büyük depremler üreten fayların da yakınında bulunmaktadır. Bu tablo, karşı karşıya olduğumuz tehdidin sınırlarının anlaşılması açısından yeterince açıklayıcıdır. Yürütülen faaliyetin kendisine, proje alanı ve etki çevresinin niteliğine ilişkin hukuka aykırılıkların yanı sıra Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinin yürütülme biçimi de hukuka aykırılıklar ve ihlallerle doludur. ÇED Raporunda, Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinin temelini oluşturan çevresel süreçlere katılım hakkı göz ardı edilmiştir” diye belirtildi.
EKOLOJİ SERVİSİ
#Doğa #için #iki #ayrı #rapor #tek #karar