İnsan Hakları bu ülkede suç!

Bugün, İnsan Hakları Günü. Türkiye’nin, insan hakları alanındaki sicili berbat. İnsan hakları örgütlerinin raporları, savaş suçları, işkence, tutuklama, baskı, şiddet ve katliamların katmerlendiğini gösteriyor

Yadigar Aygün 

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edildiği 10 Aralık 1948 yılından itibaren her 10 Aralık, İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de insan haklarına yönelik ihlaller zinciri gün geçtikçe katmerleniyor. 2022 yılında insan hakları ihlallerinin en ağırını ise savaş suçları ve kimyasal silah kullanımı oluşturdu. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde bazı kategorilerde hak ihlalleri verilerini inceledik.

Türkiye bölgesinde son sırada

Dünya Adalet Projesi (WJP) 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre, dünya genelinde hukuk devletine bağlılık geriliyor. Ülkelerin hukukun üstünlüğüne bağlılıklarının ölçüldüğü raporda, bu yıl 140 ülke arasında 116’ncı sırada yer alan Türkiye, kendi bölgesinde sonuncu oldu. WJP’nin basın açıklamasında, hukukun üstünlüğünün gerilediği ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunduğuna, puanlarında gerileme olduğuna dikkat çekildi. Türkiye, hukukun üstünlüğü bakımından sadece AB ülkeleri, İngiltere, ABD, Japonya ve Kanada gibi ülkelerin gerisinde değil, Uruguay, Birleşik Arap Emirlikleri, Ruanda, Namibya, Botsvana, Malezya, Senegal, Gana, Moğolistan, Burkino Faso, Trinidad ve Tobago’nun da çok gerisinde yer aldı.

Hukuka bağlılık sıralaması

Araştırma kapsamında, hükümetlerin, ülkeyi yönetenlerin, hukuka bağlılıkları da mercek altına alındı. Bu kapsamda yapılan değerlendirmeye göre Türkiye yine listenin son sıralarında, 140 ülke arasında 135’inci sırada yer aldı. Ayrıca rapora göre, Türkiye, temel haklar bağlamındaki sıralamada da sonlarda, 134’üncü sırada yer alıyor.

Kimyasal insanlık suçudur

Türkiye’nin savaş suçları sicili de kabarık. Kimyasal silah kullanımı, evrensel hukukta ve anayasada yasak. Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ortaklığı ile Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik 17 Nisan’da başlattığı saldırıları sürüyor. Saldırıların sürdüğü süreçte, tüm dünyada insanlığa karşı suç olarak kabul edilen kimyasal silahlar kullanıldığını gösteren görüntüler ve belgeler yayınlandı. Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kimyasal silah kullanımından kaynaklı 17 HPG ve YJA-Star üyesinin hayatını kaybettiği açıklandı. Kimyasal silaha maruz kaldıktan sonra yaşamını yitiren 2 HPG’linin görüntüleri de yayınlandı. Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları 8’nci ayını geride bıraktı. HPG’nin 8 aylık bilançosuna göre, bölge en az 8 bin 580 kez bombalandı. Yine 2 bin 837 kez yasaklanmış bomba ve kimyasal silah kullanıldı.

Fincancı tutuklandı

Türkiye’de insan hakları savunucuları tutuklanıyor. Türkiye’nin HPG’lilere yönelik saldırılarda kimyasal silah kullanımına dair yaptığı bilimsel değerlendirmeler nedeniyle Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 27 Ekim’de tutuklandı. Fincancı hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla iddianame hazındı. İnsan hakları savunucusu Fincancı için yapılan basın açıklamalarına dahi izin verilmedi.

Tecrit katmerlendi

İnsan hakları ihlalleri ile gündeme gelen Türkiye’de en büyük ihlal alanlarından biri cezaevleri. Tutuklular en temel haklarını bile kullanamıyor, ağır tecrit politikaları uzun yıllardır sürüyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 20 aydır haber alınamıyor. Avukatları ve ailesi ile görüşemiyor, dışarısı ile hiçbir iletişime izin verilmiyor. Görüşme başvurularına yanıt verilmiyor, Avrupa İnsan Hakları Mahmekesi’nin Abdullah Öcalan için verdiği “umut hakkı” kararı uygulanmıyor. İmralı’da bulunan diğer tutuklularla sohbet ettiği ve volta attığı için disiplin cezalarının verildiği ortaya çıkıyor.

Tutuklular katlediliyor

Her geçen gün hak ihlallerinin arttığı cezaevlerinde pandemi gerekçesiyle alınan önlemler yeni hak ihlallerine dönüştü. Siyasi tutuklular, cezaları bitmesine infazları yakılıyor. Adli Tıp Kurumu raporlarına göre ‘cezaevinde kalamaz’ raporu olan ağır hasta tutuklular tahliye edilmiyor. Ağır hasta olmalarına rağmen Adli Tıp “cezaevinde kalabilir” raporu da veriyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre 29 Nisan 2022 tarihi itibariyle Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta tutuklu bulunuyor. İHD verilerine göre 20 Ekim 2022 tarihine kadar en az 69 hasta tutuklu yaşamını yitirdi.

Cezaevleri işkence merkezi

İHD verilerine göre, 2013-2021 yılları arasında cezaevinde 9.265 sağlık hakkı yaşandı. 2013-2021 yılları arasında cezaevlerinde 8.045 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 2013-2021 yılları arasında 10.520 kişi sevk ve sürgün cezası ile hak ihlali yaşadı. 2013-2022 yılları arasında 4.635 kişi disiplin cezası aldı. 2013-2022 yılları arasında 2.029 haberleşme hakkı ihlali yaşandı. 2013-2022 yılları arasında cezaevinde 578 kişi yaşamını yitirdi. 2013-2021 yılları arasında cezaevlerinde toplamda 33.072 hak ihlalleri yaşandı.

2.448 çocuk cezaevinde

30 Eylül 2022’de Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre, cezaevlerinde toplam 283 bin 561’i hükümlü, 43 bin 399’u tutuklu olmak üzere kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında 326 bin 960 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunlardan 2 bin 448’i çocuk. Cezaevlerinde çocuklara yönelik şiddet, darp, cinsel istismar vakaları yaşanıyor.

88 gazeteci tutuklu

Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer alıyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) “2022 Ekim Ayı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri” raporuna göre, Türkiye’de 88 gazeteci tutuklu bulunuyor.

İddianame hazırlanmadı

Diyarbakır ve Ankara merkezli Özgür Basın çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında 5 ay içerisinde 33 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 26’sı tutuklandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran’da JINNEWS ile Pel, Piya ve Ari prodüksiyon şirketlerine düzenlene baskınlarda gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Abdurrahman Öncü ve Lezgin Akdeniz tutuklandı. 5 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen gazeteciler hakkında halen iddianame hazırlanmadı.

Özgür basın hedefte

Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında ise 25 Ekim’de işkenceyle gözaltına JINNEWS muhabiri Habibe Eren, Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli ve Emrullah Acar 29 Ekim’de gece yarısı çıkarıldıkları mahkemece “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı.

Zırhlı araçlar öldürüyor

Türkiye’de, zırhlı araçlar tarafından çocuklar katlediliyor. İHD verilerine göre 2008 ile 2018 arası zırhlı araç çarpmalarında, 20’si çocuk, 42 kişi yaşamını yitirdi, 21’i çocuk 90 kişi ise yaralandı.

Ölüye saygısızlık suçu

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Hakan Arslan’ın kemikleri 7 yıl aradan sonra babasına bir torba içerisinde teslim edildi. Şırnak’ın Silopi ilçesinde 19 Aralık 2015 tarihinde keskin nişancılar tarafından vurularak katledilen Taybet İnan’ın cenazesi, 7 gün boyunca sokakta kaldı. Cenazeyi almaya çalışan kayını Yusuf İnan da katledildi. Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı, 79 gün boyunca devam etmişti. İnsan hakları örgütlerinin raporlarına göre, kent genelinde 288 kişi katledildi. Bunlardan 177’si sığındıkları evlerin bodrum katlarında 7 Şubat 2016 günü katledildi. Hazırlanan raporlarda, bodrumlarda yaşamını yitiren insanların önce ateşli silahlarla katledildiği, ardından yakıldığı bilgileri yer aldı. Bu bodrumlarda hayatını kaybeden 14 kişiye ait cenazenin nerede olduğu hala bilinmiyor. Şırnak’ın Dicle Mahallesi’nde, 3 Ekim 2015 tarihinde Hacı Lokman Birlik, yaralı halde bedeni zırhlı araca bağlanıp sürüklenerek katledildi. Kevser Eltürk’ün cenazesi çıplak olarak sergilendi. Cenazelere saldırılıyor. Cenazelerin verilememesi, defin hakkının engellenmesi, mezarlıkların tahrip edilmesi yaşanan hak ihlallerinden sadece birkaçı.

Sokaklar abluka altında

Türkiye’de, savaşa karşı eylemler, kimyasal kullanımına yönelik eylemler, hasta tutuklu yakınlarının başlattığı Adalet Nöbetleri, 1 Mayıs İşçi Bayramı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, öğrencilerinin eylemleri, işçi ve emekçilerin eylemleri, “kanuna aykırı toplantı” gerekçesiyle engelleniyor. Toplantı ve gösterilerde eylemcilere plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve orantısız güç uygulanıyor. İHD 2021 yılı hak ihlalleri verilerine göre 409 toplantı ve gösteriye müdahale edildi. Bu müdahalelerde kaba dayak ve kötü muameleye maruz kaldıklarını söyleyen kişi sayısı 2 bin 835. Raporda, 2021 yılında bazı illerde 24 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, 7 bin 704 kişiye de “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü’ne muhalefet” ettikleri gerekçesiyle dava açıldığı kaydedildi.

Van 6 yıldır yasak

Van Valiliği, 2016 yılından beri kentte sürdürdüğü eylem ve etkinlik yasağını sürekli olarak uzatıyor. Van’da 6 yıldır eylem ve etkinlikler yasaklanıyor. AKP’nin Kobane’ye yönelik başlattığı saldırıların ardından, Diyarbakır, Van, Bitlis, Urfa, İstanbul, Ankara ve pek çok ilde eylem ve etkinlikler yasaklandı. Eylemciler, daha eyleme başlamadan gözaltına alınıyor. Yurttaşların anayasal hakkı olan Toplantı ve Gösteri Hakkı, absürt gerekçelerle yasaklanıyor.

Kadınlar katlediliyor

Türkiye’de kadına yönelik erkek-devlet şiddeti her yıl artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre 2008-2022 yıllarında toplamda 4 bin 137 kadın, erkek şiddeti nedeniyle katledildi. AKP hükümetinin Kobanê’ye yönelik başlattığı saldırı, 25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Mücadele Günü’ne de yansıdı. Taksim’de eylem yapmak isteyen 200’e yakın kadın polis tarafından işkence ve darp ile gözaltına alındı. 27 Kasım’da ise Kadıköy’de 118 kadın darp ve polis işkencesi ile gözaltına alındı. Sadece İstanbul’da 318 kadın gözaltına alındı. 25 Kasım’ın hemen sonrasında ise Kürt kadınlar iktidarın hedefindeydi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistlerine yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında 50 kadın hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma kapsamında 8 kadın tutuklandı ve Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.

Fikirler suç sayılıyor

Türkiye’de ifade ve fikir özgürlüğüne dair de sansür ve baskılar artıyor. Yurttaşlar, sosyal medya paylaşımları ve tweet attığı için bile cezaevine girebiliyor. Yurttaşların, sosyal medyada bir haberi paylaşması, beğenmesi dahi tutuklama sebebi olabiliyor. AKP ve MHP’nin hazırladığı “Dezenformasyonla mücadele yasası” adı verilen gazetecilik meslek örgütlerinin “sansür yasası” olarak adlandırdığı kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Sansür Yasası’nın geçmesi ile birlikte fikir ve ifade özgürlüğü daha da daralmaya başladı.

#İnsan #Hakları #ülkede #suç

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER