CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, ATK raporlarının işlevsiz olduğunu ve ATK’nin bağımsız bir kuruluş olmadığını ifade ederek hasta tutuklular için Meclis’e araştırma önergesi verdi
Adli Tıp Kurumu’nun ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verdiği hasta tutukluların hayatlarını kaybetmesi ve son olarak 28 Şubat davası hükümlüsü emekli korgeneral Vural Avar’ın cezaevinde yitirmesi sonrası CHP de bu konuda adım attı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, adli tıp kurumlarının verdiği raporları gündeme getirdi ve Meclis’e araştırma önergesi sundu.
Bin 517 hasta tutuklu var
Konuyla ilgili soru önergesi veren Emir adli tıp kurumu raporlarının tıbbi gerçeklikten uzak bir şekilde hazırlandığına dikkat çekerek; “Ülkemizde ceza ve tevkif evlerinde bulunan “hasta tutuklu ve hükümlüler” sorunu yıllar içinde artarak devam etmektedir. Sağlık hizmetlerine erişemedikleri için ölen mahkûmların haberi, neredeyse her hafta kamuoyuna yansımaktadır. İnsan Hakları Derneği’nin son verilerine göre Türkiye’de ceza ve tevkif evlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Hapishanelerde koruyucu sağlık hizmetlerinin aktif olarak yürütülmemesi, hastalıkların önlenmesi ve erken tanısında yetersizliklere neden olmaktadır. Tutuklu ve hükümlülerin yakalandıkları hastalıklar ile ilgili sağlık tesislerine sevk edilmeleri 2-6 ay arasında sürebilmektedir. Birçok mahkûm, sağlık hizmetlerine erişemediği için zaman içerisinde ağır hasta aşamasına gelmektedir” dedi.
Sağlık raporları işlevsiz
Sağlık kurulu tarafından düzenlenen ve Adliye Tıp Kurumu tarafından onaylanan raporlar üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararlarını hatırlatan Emir şöyle devam etti; “Kanun kapsamında Adli Tıp Kurumu’na verilen bu yetki sonucunda; üçüncü basamak sağlık merkezlerinin sağlık kurullarında yer alan hekimler, teşhis yapmaya ehil olmalarına rağmen karar verme yetkisi kanunen Adli Tıp Kurumu’na verildiğinden prosedür olarak kendilerine getirilen hasta mahkumları inceleyerek Adli Tıp Kurumu’na sevk etmektedir. Bu da verilen sağlık raporlarının işlevsiz kalması anlamına gelmektedir. Sonuç olarak Adli Tıp Kurumu, tek elden tüm hasta mahkûmları incelemektedir ve yapılan incelemenin de bir herhangi denetimi yoktur.
ATK bağımsız değil
Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Tıp Kurumu’nun bağımsız bir kuruluş olmadığının geçmişte alınan birçok karara yansıdığı ve bu kararlar sonucunda hapishanede kalamayacak durumda olan onlarca mahkûmun yaşamını yitirdiğini belirten Emir; “Adli Tıp Kurumu İhtisas Daireleri’nin aldığı birçok karar bilimsel doğrulardan, tarafsız hekim tutumundan ve tıbbi gerçeklikten uzaktır. Bu sorunlar, Adalet Bakanlığı’nın ve Bakanlığa bağlı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişimi konusundaki sorumluluklarını yerine getirmediğini göstermektedir. Bu sorunun çözümü için yapılması gerekenler bellidir. Ceza infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi kararı, Adli Tıp Kurumu’nun düzenleme ya da onaylama biçimindeki raporu ile değil üçüncü basamak sağlık hizmeti veren hastanelerdeki sağlık kurullarının raporları ile verilebilmeli ve ceza infazının ertelenmesi için yeterli olmalıdır. Cumhuriyet başsavcılığının, mahkûmların sağlık ve yaşam hakkının korunması için verilen bu sağlık kurulu raporlarının aksine karar verebilmesi mümkün olmamalıdır” dedi.
ANKARA
#CHPden #hasta #tutuklular #için #araştırma #önergesi #ATK #bağımsız #değil