Ayrıca Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2023 yılı bütçe görüşmeleri sırasında kimyasal silah kullanımıyla ilgili sorulan soruya, göz yaşartıcı silah kullanıldığını açıkça kabul etti
Ayşe Gökkan
Amed zindanındayken, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na 21 Kasım 2022 günü yazdığım bir dilekçeyle Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar hakkında kimyasal silah kullanımıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulundum. Hakkında yasal işlem başlatılarak yargılanmalarını, ulusal ve uluslararası konunun uzmanı bağımsız heyetlerce kimyasal kullanılan alanda inceleme yapılmasını talep eden dilekçem, askeri suçlarla ihbarın soyut delillere dayandırıldığı ve kamu adına soruşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir, denilerek reddedildi.
Bunun üzerine -itiraz yolu açık olan- bu karara 26 Nisan 2023 günü, Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdiğim bir dilekçeyle itiraz ettim. Söz konusu itirazda, “Bilindiği gibi Türkiye’nin de 1997 yılında taraf olduğu kimyasal silahlar sözleşmesi protokolünde, taraf devletler kimyasal silahların geliştirilmesinin, üretilmesinin, elde edilmesinin, stoklanmasının, elde tutulmasının, devredilmesinin ve kullanımın tam ve etkili bir biçimde yasaklanmasının ve bu silahların imhasının gerekliliği” ısrarla altı çizilerek vurgulandığını belirttim.
Bana 24 Nisan 2023 günü tebliğ edilen “soruşturmaya yer olmadığına” dair kararda, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK için yaptığım suç duyurum hakkında soruşturmaya yer olmadığı belirtiliyor. Bu karara itiraz ediyorum; çünkü nükleer savaşın önlenmesi için Uluslararası Hekimler (International Physicians for the Prevention of Nucleer War -IPPNW) Türkiye’nin Irak Kürdistan bölgesinde yürüttüğü sınır ötesi harekatlarda kimyasal silah kullanıldığına ilişkin bir rapor hazırladı. IPPNW İsviçre ve Almanya’dan bir ekip, 20 ila 27 Eylül 2022 günlerinde Kuzey Irak bölgesinde inceleme yaptı. IPPNW’nin İsviçre Başkanı Dr. Josep Savary ve IPPNW’nin Almanya Bilimsel Danışma Kurulu üyesi (Heyet incelemesi gereken bölgeye izin verilmediğinden girememişti) aynı zamanda Saddam Hüseyin’in Irak’taki kimyasal ve biyolojik silahlarını araştıran BM kuruluşu UNMOUC’in eski biyolojik silah denetçisi Dr. Jan Van Aaken’in incelemeleri sonucunda “Türkiye kimyasal silahlar sözleşmesini ihlal ediyor mu?” başlıklı bir rapor hazırladı. 12 Ekim 2022 günü yayınlanan raporda, “Kimyasal silahlar sözleşmesinin ihlallerine ilişkin bazı dolaylı kanıtlar bulunduğunu” belirtti.
IPPNW ayrıca kimyasal silahların kullanımına dair bulguların incelenmesi için kimyasal silahların yasaklanması örgütüne (Organisation for the Prohibition of Chemical Weapons -OPCW) ve Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulundu. Ayrıca Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2023 yılı bütçe görüşmeleri sırasında kimyasal silah kullanımıyla ilgili sorulan soruya, göz yaşartıcı silah kullanıldığını açıkça kabul etti. Akar, kimyasal silah kullanımının araştırılmasına dair, kendi kendimizi kontrol etmeliyiz, dedi. Yine Akar, 24 Kasım 2022 tarihinde bir heyet tarafından kimyasal silah kullanımına dair incelemenin yapıldığını ileri sürerek, “Heyet teşkil ettik, heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı. Bunların hepsini derlediler, topladılar, getirdiler; burada Sağlık Bakanlığı’nın laboratuvarına verdiler. Bunların hiçbirinde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde” iddiasında bulundu.
Eğer her CWC protokolüne taraf olan devlet, kendi başına hem kimyasal silah kullanıldığına dair şüpheliyken hem de raporu kendisi hazırlarsa neden protokole imzacı oluyor? Yine eğer TSK kimyasal silah kullanmışsa ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, envanterimizde kimyasal silah yoktur, diyorsa, neden 24 Kasım 2022 tarihinde heyet oluşturarak inceleme yaptırdı? Eğer kimyasal silah kullanılmamışsa, neden bağımsız heyetlere izin verilmedi ve harekat bölgesi heyete kapatıldı? Neden IPPNW’nin ekibi ‘dolaylı kanıtlar var’ dedi. OPCW ve BM’nin yaptığı çağrıya Türkiye Cumhuriyeti neden yanıt vermedi ve inceleme yaptırmadı?
Bilindiği gibi, kimyasal silah kullanımı, insanlığa karşı işlenen suçların başında gelir. Bu kadar insanlık dışı bir suç işlenirken, tüm dünyaya karşı bir sorumluluk alan devlet insanlık dışı davranabilir mi? Ben IPPNW İsviçre ve Almanya’dan 20-27 Eylül 2022’de yaptığı inceleme sonucunda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne ve BM’ye yaptığı çağrıya yanıt verilmesini, bu kurumlardan oluşacak bir heyetin Türkiye Cumhuriyeti devletinin davetiyle Irak Kürdistan bölgesindeki Türkiye’nin yürüttüğü sınır ötesi harekat bölgesinin tümünde inceleme yapılmasını, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK’ye yasal işlem başlatılmasını, Milli Savunma Bakanlığı tarafından bölgede yapılan araştırma sonucu elde edilen raporun dosyaya celbini talep ediyorum.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
#Kimyasal #silah #kullanımı #araştırılmalı