İnsan Hakları Derneği (İHD), 20 Temmuz 2015’te, Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’nde SGDF’ye üyesi 33 yurttaşın katledilmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Türkiyeli sosyalist gençlerin İŞİD tarafından bombalı bir saldırı ile katledilmeleri insanlığa karşı bir suçtur. Dolayısıyla bu suç faillerinin destekçilerinin gerçek anlamda kimliklerinin ortaya çıkarılarak cezalandırılmaları gerekmektedir” denildi.
İHD, 20 Temmuz 2015’te, Urfa’nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekler Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik yapılan canlı bomba saldırısının yıl dönümünde açıklama yaptı.
İHD’nin yazılı açıklamasında, 33 gencin yaşamını yitirmesini “İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç” olarak niteledi. Açıklamanın devamında katliamın sorumlusu olarak devlet yetkilileri işaret edildi.
“KATLİAMIN SORUMLUSU TEDBİR ALMAYAN DEVLETTİR”
Kamuoyuna paylaşılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Tamamen sivillere yönelik gerçekleştirilen bu bombalı saldırının insanlığa karşı bir suç olduğu şüphesizdir. Hiç unutulmamalıdır ki bu saldırıdan yaklaşık bir buçuk ay önce de 5 Haziran günü Diyarbakır’da HDP mitingine yönelik yine bir saldırı gerçekleşmiş ve paramiliter gruplar tarafından gerçekleştirilen bu saldırıda çok sayıda insanımız katledilmişti.
Son 10 yıldır, kamu düzenini gerekçe göstererek çok büyük ölçüde güvenlik tedbirleri alan ve sivil toplumun kendini anlatması yolunda gerçekleştirebileceği tüm etkinlikleri yasaklayan devletin, böylesine saldırılara karşı yeterli güvenlik önlemleri almayışı son derece düşündürücüdür. Bu katliamın, en büyük sorumlusu yeterli güvenlik tedbirlerini almamış olan, devlettir. Kaldı ki bugüne kadar bu katliamın sorumluları, gerçek anlamda ortaya çıkarılmamış ve yargılanmamışlardır.
Urfa Suruç’ta gerçekleştirilen toplu katliam saldırısının en güçlü şüphelisi, İŞİD isimli radikal dinci çete yapılanması olduğu gerçeğidir. Suruç gibi Mürşitpınar sınır geçiş noktasının yanında bulunan bir sınır kentinin yoğun güvenlik önlemleri altında saldırıya maruz kalması burada Türkiye’deki bazı gruplar ile İŞİD arasındaki ilişkilerin devam ettiğini bize göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye politikasını insan hakları savunucuları olarak başından beri eleştiriyoruz. Türkiye’nin bu politikası maalesef ki İŞİD’in insanlık dışı saldırılarına sürekli zemin hazırlamış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Rojava kantonları Afrin-Kobani arasında bulunan Cerablus kenti ve civarına maalesef girerek son derece tehlikeli bir yapılanmaya sebep olmuştur. Suruç’ta enternasyonalist dayanışma örneği göstererek Rojava kantonuna yardım etmek üzere oradaki çocuklara destek olmak üzere gitmek isteyen Türkiyeli sosyalist gençlerin İŞİD tarafından bombalı bir saldırı ile katledilmeleri insanlığa karşı bir suçtur. Dolayısıyla bu suç faillerinin destekçilerinin gerçek anlamda kimliklerinin ortaya çıkarılarak cezalandırılmaları gerekmektedir.”
PİRHA/ANKARA