“Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok
Noksanlıkla eksiklik senin görüşlerinde.” Hacı Bektaş Veli
Alevilerle, Alevilik arasındaki farklılaşma giderek derinleşiyor. Aleviliğin toplumsalcı, eşitlikçi ve hümanist yanları asimilasyonla ortadan kaldırılıyor. Binlerce yıldır baskılara direnen, varlığını sürdürmek için bedel ödeyenler, modern denen dünyanın tüketici rüzgarı altında Alevilikten uzaklaştırıyor. Kimi zaman Alevilerin eliyle Alevilik tanınmaz hale getiriliyor.
Bunu Alevi kadınların özellikle büyük şehirlerde yaşadıklarında görmek mümkündür.
Birlikte üreten, ürettiklerini birlikte paylaşan, bunu toplumsal temsili olan sosyal bir ilişki olarak yaşayan Aleviler bu değerlerini bir kenara bırakarak, erkek egemenlikli bir hayatı organize etmeye başlamışlardır.
Toplumun en etkin alanlarında kendini temsil etme, karar verme gücüne her zaman sahip olan Alevi kadını, bugün posta dahi yaklaştırılamaz bir duruma düşürülmüştür. Kendisini temsil etmek bir yana, karar verme yetisi elinden alınmıştır. Cemlerde “ana” diye hitap edilen ve Pir yanında Pir hükmünde posta oturan Alevi kadını, gelinen noktada sadece hizmetli, ya da en iyi durumda sembolik temsil durumuna düşürülmüştür. Bu da Alevi asimilasyonun boyutunun anlaşılması için gösterilebilecek bir örnektir. Cemleri özellikle devlet otoritesine, devlet merkezine yakın bir mantık içerisinde yürüten çevreler Alevileri, Türk-İslam anlayışıyla asimile etmek isteyenler, postta kadını yaklaştırmamaktadırlar. Bu anlayışın ve uğursuz rolün sahipleri “Kadın posta oturmaz” diyerek Aleviliğe hakaret edebilecek cesarete ulaşmışlardır.
“Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok / Noksanlıkla eksiklik senin görüşlerinde” diyen Alevi erenlerine karşı, Cemlerde kadınları ve erkekleri ayrıştıranlar, fikrindeki ayrılıkçı resmi ortaya koymaktadır. Bu ayrılık temelden bir sapma, yoldan ayrılmadır. Böyle bir resim, Alevilikle, Alevilerin bağlarını koparmaktadır. Bu durum ağır bir travmatik hastalığa tekabül eder. Aleviliğin merkeze doğru çekilmesi, devletle ve onun kurumlarıyla benzeşmesi, egemen inançların uygulamalarını rehber alması, Aleviliğe Alevi kadınına ayrımcılık olarak, kadının Alevi toplumu içinde kazanmış olduğu haklarının gasp edilmesi olarak yansımaktadır.
Alevi örgütlenmelerindeki kadın sayısının azlığı, yönetim düzeyinde nerdeyse yok denecek kadar kadının olması, Alevi hareketinin karakterini de ortaya koymaktadır. Alevilerin demokratik eşitlikçi yanının ne kadar törpülenerek kendisi olmaktan çıkarıldığının göstergesi olmaktadır.
Kadına yaklaşım, kadının Alevi örgütündeki yeri, kurumlarımızın kimliğini ele vermektedir. Alevilikle olan bağ zayıfladıkça Alevi kurumları da eleştirdikleri karşıtlarına benzeşmektedir. Alevi kadının özgürleşme sorunu Alevilerin özgürleşmesiyle de ilintilidir. Alevi kadının Alevi hareketine katılımı onun gücüyle de ilgilidir. Alevi kadının Alevi örgütüne katılımı o kurumun Alevi olup olmamasıyla da ilgilidir. Büyük özgürlük iddiası eşitlik iddiası hak ile hakikat olma iddiası kadının özgürlük iddiası ile ilgili ve ölçülüdür. Böyle bir düzlemde baktığımızda Alevi hareketinin demokrasi hareketi içerisindeki yeri toplumu etkileme gücü ve kendisini koruyarak gelecek nesillere aktarma hürriyeti çok zayıflatılmıştır.
Yaşayan Aleviliğin gelenek, görenek ve kültürünün en yoğun biçimde ifadesini bulduğu Alevi kadını bugün Alevi hareketinin dışında örgütsüz ve kendisini temsil etmekten çok uzakta durmaktadır. Bu durum Alevi hareketinin kendisini aşamamasının ve demokrasi güçleriyle de buluşamamasının da temel nedenlerinden biri olmaktadır. Bu durum ancak Alevi değerlerine Alevilerin sahip çımasıyla aşılabilinir. Aleviliğin kadını yücelten, onu eşitleyen, toplumu idare eden, karar sahibi kılan kadın kimliğinin tekrar bu toplumla buluşması gerekmektedir.
Bunun somut örneğini Kürt siyasi hareketinde görmek mümkündür. Değişim yaratıcısı ve temsilcisi kadındır. Kürt toplumsal değişiminin ilk fedaileri Azimeler, Zekiyeler, Zilanlar, Beritanlardan Sakinelere uzanan kadın emeği devasa bir ürün olarak demokrasiye yürüyen, özgürlüğe yürüyen bir hareket yaratmıştır. Alevilik felsefesinin Kürt siyasetiyle buluşmasının temsili olan bu yiğit kadınlar bugün özgürlüğün, demokratik bir dünyada eşit bir yaşamın teminatı olmuştur. Orta Doğu’dan dünyaya özgürlük ve eşitlik meşaleleri olarak anılmaktadır.
Kürt siyasetindeki kadın iradesi; dönüştürücü, özgürleştirici ve hayatı anlamlandırıcı hareketi geleceğe dair büyük umutların yeşermesine vesile olmaktadır. Ortadoğu coğrafyası bu büyük umudu demokrasinin sembolü haline gelen hareket tarzıyla saygınlık yaratan bu durum, tüm alanlarda değişim dinamiğinin de kendisi olmaktadır. Ortadoğu’nun değiştirici dinamiği kadındır. Kadınsız değişim ve demokratik eşitlik söz konusu olamaz. Alevi kadının desteklemediği, iradesini katmadığı bir hareket, ne dönüştürücü, ne de eşitlikçi olabilir. Bugün tam da Alevi hareketinin yaşadığı budur. Kadınsız Alevi hareketi tüm saldırılara ve asimilasyona açıktır.
Alevilerin Alevilikte ısrarı Alevi ruhuna, toplumsal dünyasına yapılacak en büyük katkı olacaktır. Hak ve hakikat olacaktır. Fatma Ana’dan, Bese’ye, Zarife’ye uzanan ve direnen Aleviliğin mirasçıları olan bu yol erlerinin fedakarlıklarıdır ki; Alevilik hakikatle kutsanmıştır. Hak, kadında hakikat olarak şekil bulmuştur, Alevilik olmuştur.
Nice 8 Mart’lara…