Aleviler, Eğitimin Karanlığa Sürüklenişine Karşı Mücadele Veriyor

Türkiye’de eğitimin adım adım karanlığa çekildiği, laik ve bilimsel eğitimin sistematik olarak hedef alındığı bir dönemde yaşıyoruz. “Türkiye Yüzyılı” adı altında topluma dayatılan yeni eğitim modelinin esas amacı, sorgulayan ve düşünen bireyler yerine itaat eden, biat eden bir toplum yaratmak. Aleviler, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri laiklik ve özgür düşünce mücadelesi verirken, bugün de eğitimin medreseleşme sürecine karşı en güçlü seslerden biri olarak öne çıkıyorlar.

Alevi toplumu, tarih boyunca dışlanmış, ötekileştirilmiş ve hakları gasp edilmiş bir topluluk olarak, eğitimde de eşitlik ve özgürlük mücadelesini sürdürmüştür. Bugün Türkiye’de okulların birçoğu İmam Hatip’e dönüştürülerek tek bir inanç sistemine göre şekillendirilmeye çalışılırken, Aleviler bu dayatmalara karşı laik ve bilimsel eğitimin savunucusu olmaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında, özellikle Alevi toplumunun yoğun yaşadığı bölgelerde, laik eğitim için verilen mücadele her geçen gün daha da büyüyor. Çünkü Aleviler, tek tipleştirilmiş bir eğitim modelinin özgür bireyler yetiştirmeyeceğinin, aksine toplumu daha fazla karanlığa sürükleyeceğinin farkında.

Alevilerin eğitim konusundaki mücadelesi sadece kendi inanç özgürlüğünü savunmakla sınırlı değil, aynı zamanda tüm Türkiye’de yaşayan gençlerin bilimsel ve laik bir eğitim alma hakkını savunmaya yönelik bir duruş. Her ne kadar hükümet, okullarda zorunlu din dersleri ve dini temelli müfredatlar ile toplumun her kesimini bir kalıba sokmaya çalışsa da, Alevi toplumunun bu konudaki kararlı mücadelesi, bu dayatmalara boyun eğmeyeceğini gösteriyor.

Alevi Bektaşi Federasyonu ve diğer sivil toplum örgütleri, eğitimin bu karanlık geleceğe sürüklenmesine karşı tepkilerini her platformda dile getiriyor. Özellikle zorunlu din derslerinin kaldırılması ve laik eğitimin savunulması konularında yaptıkları çalışmalar, bu mücadelenin ne kadar köklü olduğunu ortaya koyuyor. Hacı Bektaş-ı Veli’nin “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” sözü, bugün Alevi toplumunun eğitim politikalarına bakışını en iyi şekilde özetlemektedir. Aleviler, eğitimin dogmalardan ve bağnazlıktan arındırılması gerektiğini savunurken, bilimin ve aklın rehberliğinde bir geleceğin inşasını talep ediyorlar.

Bu mücadelede kadınlar da önemli bir rol üstleniyor. Alevi kadınlar, çocuklarının özgür düşünceli bireyler olarak yetişmesini istiyor ve eğitimin medreseleşmesine karşı daha aktif bir rol oynuyor. Özellikle CEDES Projesi gibi gerici adımların geri çekilmesi için başlatılan imza kampanyaları, Alevi kadınların bu alandaki liderliğini gözler önüne seriyor.

Alevi toplumu, eğitimin medreseleşme sürecine karşı en kararlı direnişi sergileyen topluluklardan biri olarak, Türkiye’nin aydınlık geleceği için mücadele etmeye devam ediyor. Bilimsel, laik ve özgür bir eğitim sisteminin savunucusu olan Aleviler, bu yolda yalnız değil. Türkiye’nin tüm ilerici ve demokratik kesimlerinin desteğiyle, eğitimin karanlığa sürüklenmesine karşı bu mücadeleyi kazanmak zorundayız. Aksi halde, geleceğimizin karanlık bir medreseye dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.

1 Yorum

  1. Zorunlu egitimle farklı inançta olan ailelerin çocuklarına tek bir inanca göre din egitimi vermek laklik ilkesine aykıridır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri